Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Osmanlı toprağında bütün eli silah tutan mollalar ve dervişler ve hocalar Allah yolunda savaş için asker! Çünkü büyük Savaş Fetvası çıkmıştır." Mollalar gömleklerinin yakalarını yırtarak bağrışmaya başladılar, sonra da gözleri karardığından başkaldırdılar: "Biz gitmeyiz! Hayır, kitapta yeri yoktur. Cümlemiz medresemizde bire kadar kalırız da gitmeyiz. Osmanlı'nın bu zamana kadar son dayanağı nedir bakalım? Hacı, hoca, imam, molla takımı değil mi? Bunlar gavur kılıcıyla kırılırsa İslam'ın temeli çökmez mi? Hayır biz bir yere gitmeyiz."
İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Ne sandın? Bu hutbeleri, her kim düzmüşse , iki yüz, üç yüz yıl önce düzmüş... Ezberine alıp okursun. Arkasından canın neyi çekerse söyle savuş! Çünkü bu Arapçadan Arap milleti bile hiçbir şey anlamaz!" Çalık Kerim inanmadı. Camide demincek elinde kılıç, hutbe okuyan kara sakal hoca hiç uydurmacılık yapabilir mi? Bunca şeyhin, imamın, beyden, efendiden insanın önünde...
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ya Arap tayfası üstümüze salması neyin nesi? Peygamber sülalesinden olanlar bile İngiliz’e arka çıkmış. Osmanlı’nın karnını cenbiyelerle yarmak bunlarda, “Allah Allah“ diyerek arkadan baskın yapmak bunlarda...“
Sayfa 297Kitabı okudu
İslam halifesi peygamberin sancağını dürülü durduğu yerden çıkarıp “din uğruna savaş!“ diye bağırmıştı ya, ne arasın kardaş? Kabe’yi İngiliz’e alıverenler meğer Hindistan‘dan gelen kıvırcık sakallı Müslüman askeri değil miymiş?
Sayfa 297Kitabı okudu
Çalık Kerim, bir aya varmadan, medrese düzeninin köy düzeninden farksız olduğunu anlayıp iyice rahatladı. Burada da fakirler sürünüyor, kimse kimseyi sevmiyordu. Ortada bölüşecek hiçbir şey yokken herkes birbirine düşmandı. Mollaları fırsatını bulunca arkadaşların heybelerinden, sandıklarından yiyecek aşıyorlar, buna ayıp saymak şurda dursun, hüner göstermişcesine övünüyorlardı.
Sayfa 142Kitabı okudu
Ne sandın? Bu hutbeleri her kim düzmüşse, iki yüz, üç yüz yıl önce düzmüş... Ezberini alıp okursun. Arkasından canın neyi çekerse söyle savuş! Çünkü bu Arapçadan Arap milleti bile hiçbir şey anlamaz!
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
Romanlarının taslak çalışmalarını yaptığı, binlerce not aldığı hapishane günleri 1950'de çıkan genel afla bitti. Sağırdere, Esir Şehrin insanları, Rahmet Yolları Kesti, Yediçınar Yaylası, Köyün Kamburu, Büyük Mal ve polisiye çevirileri hapishanede "demlenen" eser­ leriydi bir bakıma.
Kemal Tahir, kendi gözlemlerine dayanan günlük hayat olaylarını hemen hemen hiç ele almamış; çoğu Çorum yöresindeki yaşayışı anlatan köy romanlarını (Sağırdere, Körduman, Kelleci Memet, Köyün Kamburu vb.), Çorum, Çankırı, Kırşehir cezaevlerinden tanıdığı hükümlülerden dinlediği olaylar üzerine kurmuş.
Sayfa 91 - Cevdet Kudret - Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman
"Kurt bile canavarken, barındığı topraklarda koyun boğmaz."
Sayfa 193 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"İnsanoğluna verilen belaları dağa taşa vermişler de bunlar taşımaklığa güç yetirememişler."
Sayfa 179 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bu dünyada imamlıktan rahatı yoktur. Köylü kısmı on yıl yaşarsa, imam hoca kısmı en az otuz yıl yaşar. Neden mi? Toprakla boğuşup yıpranmadığından."
Sayfa 104 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
“Adam kısmının, zenginledikçe canı tatlılaşır. Zengin takımı ölümü sevmez. Neden? Canı tatlı olduğundan...”
Sayfa 238 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Nefis dediğin itten arsız, başıboş bıraktın mı, kuduz manda gibi boşanır da seni peşi sıra sürür götürür."
Sayfa 168 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Köylü milletinin düğünü - bayramı : Bolluk... Seferberliği, ölümü : Kıtlık...
Sayfa 351Kitabı okudu
Adam kısmının, zenginleştikçe canı tatlılaşır. Zengin takımı ölümü hiç sevmez. Neden? Canı tatlı olduğundan...
Sayfa 330Kitabı okudu
527 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.