Bir gün ormanda gezintiye çıkan bir adam, birbirinden güzel, rengâren çiçekleri izlerken küçük bir koza-yı fark etti. Kozayı merak eden adam ona iyice yaklaştı. Bir de ne görsün, kozadan çıkmaya uğraşan bir kelebek!
Hayatında ilk defa bir kelebeğin doğuşuna şahit olmanın verdiği sevinçle beklemeye başladı.
Bekledi, bekledi, bekledi ama kelebek bir türlü kozasını yırtıp içinden çıkamadı. Adam, bu durum karşı-
sında kelebeğe çok üzüldü. Kozadan çıkıp özgürlüğüne kavuşmak için gücünün kalmadığını ve böylece
pes ettiğini düşündü. Sonra da kozanın üzerindeki deliği büyüterek kelebeğin çıkmasına yardım etti. Fa-kat iradesi dışında kozası yırtılan kelebek; uçmak yerine, yere düştü. Adam başında beklemeye devam
etti, nasıl olsa biraz sonra kanatlanıp uçacak, diye düşündü. Ne yazık ki kelebeğin kanatları buruş buruş
ve vücudu da kupkuruydu. Bir süre yerde sürünmeye başladı. Fakat bir türlü kanatlarını açıp uçamadı
ve çok geçmeden de öldü. Adam, iyi niyetli bir şekilde kelebeğe yardım etmeyi istemişti ama bilmediği
nokta, kelebeğin kozadan çıkmak için çabalaması, bedenindeki sıvının kanatlarına gitmesini sağlayacak
ve böylece doğru zamanda kozasından çıktığında uçabilmesini sağlayacaktı. Sonuç itibariyle kelebek,
vaktinden önce kozadan çıktığı için uçmaya hazır değildi. Kendi iradesiyle, kendi gücüyle kozasını yırtarak
çıkmak demek, onun hayat savaşını kazanmak demekti. Farkında olmadan adam, kelebeğin yaşama sa-vaşını kaybetmesine neden oldu. Adı üstünde yaşama savaşı…
Myesnaf 02/2022 S.38