Alev Alatlı, ‘Tarihin romansız anlaşılamayacağını düşünüyorum” der. Ve şöyle devam eder;‘Tarih ciddi bir iştir. Geçen yüzyılda Dostoyevski Rusya tarihinde olmasaydı anlayamazdık. Belki de hiç roman olmadığı için Osmanlı’yı anlayamadık. Biz, Düyûn-ı Umûmiyye’nin ne felâket olduğunu anlamadık, çünkü roman yoktu. Biz, harf devrimini anlayamadık, roman yoktu çünkü…”
Kesinlikle...
Tarih ancak romanlarla güzelleşir ve anlaşılır. Tarihi roman kitaplarıyla okumak,öğrenmek ve üzerine düşünmek,hem keyifli hem de kalıcı izli ögrenmeler sağlar.
İskender Pala tarihi olayları kendi süzgecinden geçirerek okura aktarmayı çok başarılı bir şekilde gerçekleştiren müthiş bir yazardır. Bende aynı şekilde tarihi romanları fazlasıyla seviyorum. Kitabın ayrı bir güzelligi, 2000 yılından önce olan vukuları 1980'li yıllardaki olaylarla karşılaştırarak; ihtiras , nefret sevgi, aşk ve insanlık gibi bulgular üzerine okuyucuda müthiş etkiler biraktırıyor. Hem finallerim hem de Kpss'nin olması kitabı bir çırpıda okumama engel olmadı:)
“Bir ülkede bütün bir nesil ölmüş olsa bile, cultura (Kültür) yaşıyor olduktan sonra o ülke kendi küllerinden yeniden doğar.”
Kültür ve sanat dolu bir yıl dileğiyle...