"Mutluluğu 3 liralık şarap şişelerinin dibinde arayanların arasından geçip git. Varsa cebinde 3 liran, avuçlarına bırakıp öyle git. Belki bir sonraki şişenin dibinde bulurlar aradıklarını."
Kitabı başından sonuna kadar aynı istek ve öğrenme açlığı ile okudum. Özellikle cumhuriyetimizin ilk dönemlerinde yaşanılan olaylar gözümün önünden hiç gitmedi. Evet, kitap Türkiye Cumhuriyetini anlatmıyordu belki fakat kalkınma ile alakalı olarak yaşanılan süreçler, uyanışa ve atağa geçme aşamaları birebirdi.
Yine şu anki toplulumuzun ise kitapta anlatılan bir halka, bir millete ne kadar benziyor olduğu içimi acıttı. Bir savaş sonrası bu hale düşmedik. Ancak durumumuz ortada ve her alanda nasıl yanmamız gerektiğini, nasıl ışık saçmamız gerektiğini hatırlatan bir eser.
Bu arada; bir kez daha "Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa"!
"Baylar! Körebe oynamaktan ne zaman vazgeçeceksiniz? Vatanseverliği, halk sevgisini, kültürel gelişime sağladığınız katkıyı bağırarak anlatıyorsunuz. Kendiniz halk ve vatan için, kültür adına ne yaptınız, söyler misiniz? Bazıları utanmadan, inatla ve haince bir arsızlıkla bu “değerli vatanı" talan ediyor, "sevgili halkını" soyup soğana çeviriyor. Diğerleri bürolarda, yayınevlerinde aylak aylak vakit öldürüyor, okul ve üniversitelerde memur olarak çalışıyor. Ve bütün bunlar olurken, "sevgili halkı" temsil eden milyonlarca insan maddi manevi çöküşe sürükleniyor, sakat kalıyor, içip kendini kaybediyor, kalpleri kin ve öfke doluyor. Halkın temel değerleri giderek yok oluyor."