"Seni kurtarmamız gerekiyordu; çünkü sen alaycıkuşsun, Katniss," dedi Plutarch. "Sen yaşadığın sürece devrim de yaşayacak." Kuş, iğne, şarkı, orman meyveleri, saat, kraker, alevlere karışan elbise... Ben alaycıkuşum. Capitol’ün aksi yöndeki çabalarına rağmen hayatta kalmayı başaran kız. Ayaklanmanın sembolü.
Reklam
"Seni kurtarmamız gerekiyordu, çünkü sen alaycı kuşsun, Katniss," dedi Plutarch. "Sen yaşadığın sürece devrim de yaşayacak." Kuş, iğne, şarkı, orman meyveleri, saat, kraker, alevlere karışan elbise... Ben alaycı kuşum. Capitol'un aksi yöndeki çabalarına rağmen hayatta kalmayı başaran kız. Ayaklanmanın sembolü.
Deprem. Çığlıklar yükseliyordu. Ortalık toza bulanmıştı. Yer kükrüyor, binalar çöküyordu. Kendi etrafımda dönüp duruyordum. Sebebi bendim. Benim yüzümden olmuştu. Ağzım açık kalakalmış, etrafıma bakınıyordum. Denize doğru birkaç adım koştum. Sonra geri koştum. Sebebi sensin, Arturo. Tanrı’nın gazabı bu. Sebebi sensin. Sarsıntılar sürüyordu. Deniz
Kuş, iğne, şarkı, orman meyveleri, saat, kraker, alevlere karışan elbise... Ben alaycı kuştum. Capitol'ün aksi yöndeki çabalarına rağmen hayatta kalmayı başaran kız. Ayaklanmanın sembolü.
Sayfa 404
Bazı insanlara ne yaparsan yap, kalplerini yumuşatmayı başaramazsın. Bir külah dondurmayla bile...
Sayfa 50 - Paraşüt KitapKitabı okudu
Reklam
Bazı insanlara ne yaparsan yap, kalplerini yumuşatmayı başaramazsın. Bir külah dondurmayla bile..
MATRİYOŞKA ANA'ya BARBİ bebeği biliyor mu diye sordum. Semaveri masaya koyuyordu. Şöyle bir duraladı: - Barbi mi? Kim o? Bilmiyorum. - Canım, hani sevimli, sarışın bir kız. Sizin buralara gelmedi demek. Amerika'da her eve girdi. - Bilmem, dedi. Hiç duymadım. - Demek duymadınız. Ama o da sizin bildiklerinizi bilmez mesela. Borç çorbası yapamaz. Yediği de biraz salata, yağsız süt, iki kraker. MATRİYOŞKA ANA gözlerini hayretle açtı. - Vah yavrucak, dedi. O kadarcık şeyle nasıl beslenir. Büyümez, hastalanır. Kim demiştiniz? - BARBİ bebek diye biliniyor. Asıl adı Barbara ya, kısa adı kullanılıyor. - Ah yavrum, dedi. Bütün çocuklar aynıdır. Anneleri yedirmek ister, onlar da yemez. Kim bilir annesi ne üzülüyordur. - Aman MATRİ ANA, dedim. Şimdiki gençler kilo alacağız diye bir şey yemiyorlar. Biliyorsun zayıflık moda. Başını iki yana salladı. Yalancıktan kızmış gibi yaptı: - Ah bugünün gençleri. Zayıflık, zayıflık. Sonra da hastalık. Bize bir şeycikler olmazdı, bir de bugünkülere bak. Zırt hasta, pırt hasta. Ben genç mi derim onlara. - MATRİ ANA, borç çorbası içmeden insan sağlam olur mu? dedim. Yuvarlak yüzündeki gözleri parladı: - Isıtayım mı? İçer misin?
Sayfa 21 - Altın KitaplarKitabı okudu
Resim