Bir kadın hikâyeleri resitali seyrettim kitabı okurken. Aslında giriş cümlesi şöyle de olabilirdi; Bir kadının hikâye resitalini seyrettim kitabı okurken. Kitabı yazanın bir kadın olmasından öte, hemen hemen ortak bir çizgisi olan kadın karakterlere sahip hikâyeleri içermesinden dolayı, hikâyelerin tamamını bir kadınla özdeşleştirmek
MATRİYOŞKA ANA'ya BARBİ bebeği biliyor mu diye sordum.
Semaveri masaya koyuyordu. Şöyle bir duraladı:
- Barbi mi? Kim o? Bilmiyorum.
- Canım, hani sevimli, sarışın bir kız. Sizin buralara gelmedi demek. Amerika'da her eve girdi.
- Bilmem, dedi. Hiç duymadım.
- Demek duymadınız. Ama o da sizin bildiklerinizi bilmez mesela. Borç çorbası yapamaz. Yediği de biraz salata, yağsız süt, iki kraker.
MATRİYOŞKA ANA gözlerini hayretle açtı.
- Vah yavrucak, dedi. O kadarcık şeyle nasıl beslenir. Büyümez, hastalanır. Kim demiştiniz?
- BARBİ bebek diye biliniyor. Asıl adı Barbara ya, kısa adı kullanılıyor.
- Ah yavrum, dedi. Bütün çocuklar aynıdır. Anneleri yedirmek ister, onlar da yemez. Kim bilir annesi ne üzülüyordur.
- Aman MATRİ ANA, dedim. Şimdiki gençler kilo alacağız diye bir şey yemiyorlar. Biliyorsun zayıflık moda.
Başını iki yana salladı. Yalancıktan kızmış gibi yaptı:
- Ah bugünün gençleri. Zayıflık, zayıflık. Sonra da hastalık. Bize bir şeycikler olmazdı, bir de bugünkülere bak. Zırt hasta, pırt hasta. Ben genç mi derim onlara.
- MATRİ ANA, borç çorbası içmeden insan sağlam olur mu? dedim.
Yuvarlak yüzündeki gözleri parladı:
- Isıtayım mı? İçer misin?
Esinlenilen şarkı: Ludovico Einaudi - Primavera
youtube.com/watch?v=qYEooPe...
Dükkanın kapısı açıldı. Ağabeyim, yengem ve benim 4 yaşındaki şirin mi şirin yeğenim Sedef içeri girdi. "Amcaa" diye bağırarak koştu bana doğru. Önce sıkıca yeğenime sarıldım. "Nasılsın bal kız?" dedim. Hafifçe dudağını bükerek
Fatih Karakaya
Hikaye Adı : Şiirine
Link: #31097932
Müzik Parçası : Primavera
Esinlenilen şarkı: Ludovico Einaudi - Primavera
youtube.com/watch?v=qYEooPe...
Dükkanın kapısı açıldı. Ağabeyim, yengem ve benim 4 yaşındaki şirin mi şirin yeğenim Sedef içeri girdi.
Merhaba kitapseverler🙋🏻♀️☺️ 2 ayda okuduğum kitap isimleriyle geldim. Haziran ayında okulun son haftalarının yoğunluğundan dolayı pek okumaya zaman ayıramamıştım. O yüzden Temmuz ayı bir telafi ayı oldu benim için. Tatilde olmanın güzelliğiyle bol bol okumaya çalıştım. En çok vaktimi alan kitap ise “Yüzyıllık Yalnızlık” oldu.🤦🏻♀️🙄
Bu arada
~~Kraker Kız|Hazal Uzuner~~
“Kraker Kız” tebessümle sayfaları çevirdiğim, severek okuduğum bir çocuk kitabı.
•Farklı olmaya dair hem çok tanıdık hem kendine özgü bir hikâye...
Bu hikâyede, kocaman bir krakeri andıran Kraker Kız ve çilek reçeliyle kaplı Reçel ile tanışacaksınız.
•Onların öyküsü, herkesten farklı olduğu için çoğu zaman yalnız kalan Reçel ile Kraker Kız’ın tanışmasıyla başlıyor. İkisinin de hayata bakışını değiştirecek ve de koca bir mahalleyi şaşırtacak kadar sürprizli bir arkadaşlık hikayesi yazılıyor aralarında.
•Kraker Kız, okurları bol bol heyecan, bir sürü hayal, birkaç kraker kırıntısı ve birkaç reçel damlasıyla tatlanmış bir arkadaşlığa ortak olmaya davet ediyor.
•Çocuklara, farklılıklara karşı anlayış ve hoşgörü göstermenin, hem kendinin hem de başkalarının duygularının farkında olmanın önemini anlatıyor.
Resimleyen: Kübra Teber
Yayınevi: Paraşüt Kitap
7-9 yaş Kitaptan Alıntılar:
•Bazı insanlara ne yaparsan yap, kalplerini yumuşatmayı başaramazsın. Bir külah dondurmayla bile..
•Seni üzen sesleri duyma bir süre . Göreceksin yok olacaklar.
Kraker KızHazal Uzuner · Paraşüt Kitap · 201851 okunma
Birkaç yıl önceydi.
Öğle saatleri eşimle Gümrük-Buca otobüsünde en arkada oturuyoruz. 20 kişi kadarız. Arka kapının önündeki koltukta okuldan çıkmış liseli iki genç kız oturuyor. Kraker, bisküvi atıştırıyorlar. Yeşildere Durağı'nda arka kapı açılınca kızlardan biri geri dönüp elindeki boş ambalajları kaldırıma fırlattı. Ambalajlar kaldırımda yürüyen; yeleğiyle, poşusuyla, basık ayakkabıları ve ince, uzun boyuyla 70 yaşlarında bir amcanın önüne düştü.
Yaşlı amca açık kapıdan uzandı ve unutamadığım cümleyi söyledi ; "Kızım kimliğini düşürdün."
Ben o günden beri yerlere atılan çöplere yere atanın kimliği diye bakıyorum ...
((ALINTI))
Kız 16 yaşında intihar etmiş. Hayatına sadece 16 yıl katlanabilmiş. Marketten kraker ve meyveli yoğut alıp kendini baraja atmış. Kim bilir kalbi ne kırıktır..
Bir çiçeği daha soldurduk, bir narin ruhu daha incittik.. ben 70 yaşımda ölmeye utanırım..
(spoiler içerir)
Şermin Yaşar daha önce farklı şekillerde duyduğunuz gördüğünüz belki de yaşadığınız şeyleri kısa kısa hikayecikler haline getirip önümüze koyuyor. Her seferinde o samimiyeti sıcaklığı buluyorsunuz. Ben bunu tanıyorum biliyorum diyorsunuz adeta. Deli Tarla'da böyle 16 küçük hikayecikten oluşuyor. Okudukça insanı çepeçevre