Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Bir Aurelio Zen romanı.
İtalya'nın Perugia şehrinde, ünlü bir sanayicinin kaçırılması ile ilgili olarak görevlendirilen Zen, uzun zaman aktif bir soruşturmada yer almamasının sıkıntılarını kitap boyunca yaşasa da en sonunda okuyucuları ciddi bir sürpriz bekliyor.
Bu arada yazarın anlatımından yola çıkarak, İtalya ve Türkiye arasında bürokrasinin işleyişi, devlet içerisindeki çürük elmalar gibi konularda pek de bir fark olmadığını görebiliyoruz.
Okurken aynı bizim memleket diyebilirsiniz.
Altın Hançer ödülü alan bu kitap mutlaka okunması gerekenlerden.
Ve Labirent Yayınları'nın bu yazarın diğer kitaplarını da yayınlaması dileğiyle
Güzel bir polisiye roman daha. Yine bir Sir Stanley Merival polisiyesi. Merival'ın yeğeni olan Benet oldukça güzel bir kadın olan oyuncu Marsiya Teyt ile ilgilenmektedir. Kadına çikolata ile bir zehirleme teşebbüsünde bulunulmuştur. Film yapımcısı olan bir lord, aşığı Jon Bohun, ev sahibi Moris Bohun, oyuncu Villard, rejisör Mercer yapımcı Emeri ve bir kaç akraba ile eskiden kralın kaldığı bir evde geçer hikaye. Marsiya eve yakın bir barakada ölü bulunur. Olaya tesadüfen karışan Benet ne yapacağını bilemez. Ancak soruşturmayı yöneten müfettiş Masters, Merival'i yardıma çağırır. Bu arada bir cinayet daha işlenir. Katil sürpriz bir isimdir ve adaletin pençesinden kurtulamaz. Zevkle okunan bir roman.
Saf guzelligin ve nizamin bulundugu, paranin olmadigi ve herseyin esit sayildigi, kral ile halkin bir farkinin olmadigi, erdemin ve bilgenin ustun kabul edildigi ve gercek zenginligin akli zenginlik sayildigi bir hayaller dunyasi. Thomas More'nin karekteristik ozelligini tasiyan ada bize yasamin ne kadar basit oldugunu ve karmasiklastiranin insanin kendisi oldugunu soyluyor...
80li yılların İtalyasında bir dedektifin gözünden ülkenin sosyal,siyasi ve ekonomik durumu anlatılırken cinayetler de çözülüyor.
100 dolap ile başlayan serinin son kitabı ve kesinlikle en sürükleyici olanı.Kitap tanıtımında sadece Henry'nin başına gelen olaylar anlatılıyor gibi yazılsa da ,kitaptaki tüm olaylar diğer bütün kahramanların başından geçenlerle birlikte eş zamanlı anlatılıyor.Ayrıca son okuduğum bir kaç kitapta yazarların önemli karakterleri hiç acımadan öldürmelerinden dolayı kestane kralı hep bir tedirginlikle okudum ama sonu mutlu bitti.
Son derece güzel bir başmüfettiş Battle romanı. Anthony Cade adında bir adam Afrika'da bir arkadaşının görevini üstlenir ve Herzoslovakya'da meşhur bir kontun günlüğünü İngiltere'de bir yayınevine götürmek için yola çıkar. Ancak İngiltere'de peşine bazı adamlar düşer. Bu arada elinde olan bazı mektuplar sebebiyle bir garson ile kavga eder. Ancak sonra garson mektupların sahibi olduğu düşünülen Virginia adlı bir kadının evinde ölü bulunur. Bacalar adındaki köşke gitmeleri gerekmektedir. Ancak gece köşkte kral olması beklenen Herzoslovakya prensi Michael öldürülür. Kral Victor adlı bir hırsızın çaldığı meşhur bir mücevher Bacalar köşkündedir ve Anthony ile Battle hem hırsızı hem de katili bulmak için çalışacaktır. Katil kimdir ve köşkteki insanlar gerçekten göründükleri gibi midir? Tek kelime ile mükemmel bir roman.
Yıllar sonra Nazi Almanyası'nın yapacağını 1492'de İspanya'da Kraliçe İsabel (Elizabeth) ve Kral Ferdinand El Hamra Fermanı ile yapmış.
Tarih boyunca sürülen Yahudiler bugün İsrail Devleti altında belki de o zamanların acısını çıkartıyorlar.
Kitapta yapılan insanlık dışı olayları görüyoruz. Beyazıt Akman konuyu öyle güzel işlemiş ki bir an olsun kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.
Matbaanın şeytan icadı olduğu düşüncesi ne kadar cahil olduğunu gösteriyor insanların. Ya da bilgi tek bir merkezde bulunsun insanlar aman ha uyanmasın mantığı olduğu için de olabilir. Biz ise şu an Matbaa çok geç kullanılmaya başlandı diye hayıflanıyoruz.
Kitabın her sayfasında kaybolurken, o anı sanki içindeymişsiniz gibi yaşatıyor anlatılanlar.
Beni en çok etkileyen Davud'un son sahnesi idi.
Kesinlikle okunmalı dediğim nadide kitaplardan. Roman niteliğinde kocaman bir tarih önünüzde.
