Her dönüşüm süreci, hayatın kendisi gibi, zaman ve uğraş gerektirir. Biz bilinçli taraftan "ödevlerimizi" yaparız ve bilinçdışı, güçlü kaynaklarıyla, eğer kendisine doğru şekilde yaklaşılırsa, sorularımıza, ihtiyaçlarımıza ve yaralarımıza teskin edici ve üretici yordamlarla karşılık verir. Erginlik mücadelesi, her erkeğin içindeki Çin İmparatoru'ndan gelen psikolojik, ahlaki ve manevi bir buyrultudur.
Sayfa 185Kitabı okudu
“Her dönüşüm süreci, hayatın kendisi gibi, zaman ve uğraş gerektirir. Biz bilinçli taraftan ‘ödevlerimizi’ yaparız ve bilinçdışı, güçlü kaynaklarıyla, eğer kendisine doğru şekilde yaklaşılırsa, sorularımıza, ihtiyaçlarımıza ve yaralarımıza teskin edici ve üretici yordamlarla karşılık verir. Erginlik mücadelesi, her erkeğin içindeki Çin İmparatoru’ndan gelen psikolojik, ahlaki ve manevi bir buyrultudur.”
“Büyücü, öyleyse, düşünce ve tefekkür arketipidir. Ve, bu sebepten, aynı zamanda içe dönme erkesidir. İçe dönmeyle kastettiğimiz utangaçlık ya da çekingenlik değil, daha çok iç ve dış fırtınalardan kopup derin iç hakikatler ve kaynaklarla bağ kurabilme kabiliyetidir.”
“Fakat, eğer Savaşçı ile temasa sahip olmadığımızı hissedersek, pasif kutbunun tesirine gireriz. Korkak mazoşistler haline geliriz. Hayal kurarız ama hayallerimizi gerçekleştirmek için kararlı bir şekilde eyleme geçemeyiz. Dinçlikten yoksun ve depresif oluruz. Herhangi bir çabaya değer hedefin gerçekleştirilmesi için zorunlu olan acıya katlanma kapasitesinden eksik oluruz.”
“Savaşçı, hiçbir zaman umduğu kadar güçlü olduğunu kanıtlamak için davranmaz.”