Hayata gözlerini açan küçük insan,
toprağa atılan tohum gibidir. Her
tohum tanesi kendi içinde, kendi
cinsinin vasıflarını ve istidatlarını taşır.
Eğer bu istidatlar toprağını bulurlarsa
yeșerir, filizlenit, kemale erişirler.
Bu tohumlar savaşında insanoğlunun
bir üstünlüğü vardır: Hayata gözlerini
açan çocuk, kendi istidadına, kendi
gayret ve iradesiyle de bir șeyler
katar. Ve bu çocuğa tarih bir misyon
bağışlamışsa, o, kendi ham maddesini
kendisi yoğurarak, tarih içinde kendi
yerini, gene kendisi tayin eder. Tarihi
şahsiyetlerin hali, her ne kadar,
yaşadıkları sosyal zeminin bir hasılası
olsa da...
Devletin gücü ve toplumun onu denetleme kapasitesi arasında bir denge oluștuğunda oldukça farkl bir örnek olan Prangalanmış Leviathan ortaya çıkar. Bu ihtilaflar hakkaniyetle çozebilen ve boyunduruk altına girmeyi engelleyebilen, özgürlüğün ana temellerini ortaya koyabilen Leviathan'dır.
Bu insanların denetleyebileceklerine, güvenebileceklerine ve işbirliği yapabileceklerine inandıkları için kapasitesini artırmasına izin verdikleri Leviathan'dr. Bu toplumdaki davranışları sıkaca denetleyen farklı türden normlar kafesini parçalayarak özgürlüğü güçlendiren bir Leviathan'dır. Fakat temel olarak bakıldığında
bu Hobbes'un Leviathan'ı değildir. Ayirt edici niteliği prangalarıdır. Toplum üzerinde Hobbes'un deniz canavarına özgü
hâkimiyetine sahip değildir. Însanlar siyasi karar alma sürecini etkilemeye çalştığında onlanı görmezden gelme veya susturma yeteneğinden yoksundur. Toplumun űzerinde değil, hizasına konumlanır
Korku, güvensizlik ve belirsizlik insanı gerçek şiddet kadar yıpratabilir çünkü,siyaset felsefecisi Philip Pettitin öncüsü olduğu bir kavramı kullanırsak, bu sizi bir başka grup insanın "tahakküm"ü (dominance) altına sokar