Hiç kimse, Marx'ın ifade ettiği gibi, tenkit silahının silahla tenkidin yolunu açacağını, denetlenemeyen yığınların işe karışacağını, halkın figüran olmak ya da destek gücü olmakla yetinmeyeceğini, aksine söz sahibi olmayı büyük gürültüyle talep edeceğini düşünmüyordu. Sadece uzak geçmişte değil yakın zamanda da meydana geleceği bilinen, kaçınılmaz bir şeye sahip, halk yığınlarının isyanı; gruplar, partiler, komplo teorilerince hazırlanmış ihtilaller oldu (Cezayir, Küba, Santa Domingo...)
Macar ihtilali bunlar gibi olmadı. İhtilalci parti, komplo teorisi yoktu. Hazırlıksız, beklenmeyen, gözle görünmez, Doğu'da da Batı'da da kimse tarafından istenmeyen bir ayaklanmaydı. Başkan Eisenhower'a da Nikita Kruşçev'e de sürpriz oldu. Ne KGB ne de CIA'in parmağı vardı. Birleşmiş Milletler' in Macaristan üzerine soruşturmasından da çıkan sonuç buydu: "Komite, bütün olayları inceledikten sonra Macar ayaklanmasının ulusal nitelikte ve son derece ani olduğu kanaatine vardı."