Hitler'den Nihal Atsız'a Kısa Bir Türkiye Tarihi İncelmesi
FAŞİZM YOK OLMAZ PUSUYA YATAR... Faşizmin Türkiye Siyasetine etkisi ve ardı sıra gelen kavgaların kökünü, İkinci Dünya Savaşı döneminde aramak çok yanlış bir bakış açısı olmasa gerek… Bu konuda çalışan birçok toplum bilimci ya da incelemeci Türk siyasetinde faşizmin doğuşu, gelişimi ve sonrası üzerine dikkat çekici saptamalar yapmışlardır.
255 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İslam Devrimcisi Zeynep el-Gazzâlî
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Ben ne tarihçi ne hoca ne de öğretmenim ve iddiamda yok. İlmi eksik olan ve ölünceye kadar öğrenmeye çalışan bir talep edenim ki sözümün değeri ancak anlayabilenler içindir. Mısır'da yaşananları yazan bu kitaba geçmeden önce kısa bir bilgiyi beraberce bir öğrenelim... Kimdir bu Zeynep el-Gazzâlî el-Cübeylî
Zindan Hatıraları
Zindan HatıralarıZeynep Gazali · Madve Yayınları · 20012,061 okunma
Reklam
496 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Hüseyin Cevahir, 10 Nisan 1945'de Dersim-Mazgirt Muhundu/Şöbek köyünde doğmuştur. Hz.Ali soyundan geldiğine inanılan Baba Mansur Ocağı'ndan Cevahir ailesinin ilk çocuğudur. Beş kız kardeşi olan Hüseyin Cevahir'e Hz.Ali'nin oğlu Hüseyin'in adı verilir. Kar, yağmur, çamur dinlemeden nahiyedeki ilkokuluna gidip gelen, daha
Cevahir
CevahirHüseyin Solgun · Ayrıntı Yayınları · 202013 okunma
Zapata'nın silahları uykuya dalmadı hiç, Zapata'nın silahları zağlı, dikilmiş Teksas'a doğru Sakın girme Küba'ya, denizin gözlerinden kan ter içindeki şeker kamışı tarlalarına dek uzanan fosfor, tek ve loş bir bakışla bekliyor seni, tek bir çığlık var sesinde, öldürmek ya da ölmek
Tebliğ yılları Tebliğin beşinci yılında baskılar artınca Osman b Affan başkanlığındaki heyetle bir kısım Müslüman Habeşistan’a göç etti. Kureyş ileri gelenleri başta Rasule itiraz etmediler.Ne zaman ki putlara tapmayı eleştiren ayetler nazil olunca açıkça Hz Muhammed’e tepkilerini gösterdiler.Çünkü Mekke müşrikleri atalarından miras aldıkları
"KÜBA ve KAN..."
- "... Bulunduğum odanın duvarına yazdığım yazı yüzünden her perşembe kağıt paralarımızı pekmeze batırıp temizliyorum. Duvarda “Kaşlarını çatınca bir devlet sana karşı / Azan bir küfürdür taşlanan camekânlar” yazıyor. Oysa ben bunu yazarken Küba’yı düşünmüştüm. Sen, ben, annen, kedimiz Fıstık bilmez ama Küba’da zamanında çok kan dökülmüş. Öyle çok dökülmüş ki hatta ölmeyen kimse kalmamış. Memurlar, sadece doğrunun kanunlar olduğunu sanıyor... Oysa ben ne doğruya, ne de kanunlara inanıyorum! Ne var yani şimdi o yazıda? Kızım, sen sen ol memur olma, sen sen ol kanunlara uyma! Doğru diye bir şey olmadığına dair sana en yakın zamanda iki buçuk sayfalık bir yazı göndereceğim.
Reklam
Kadınlar bir araya gelip erkek kardeşleriyle eşit koşullarda savaşma hakkı istedi.İsyancı ordunun başkomutanı (Fidel) bu düşünceye yatkındı, ama erkek askerler karşı koydu. "Kan görünce bayılan kadınlar", "öldürmek için çok yumuşak olan kadınlar" ve "kadının annelik içgüdüleri" gibi bütün Nuh nebiden kalma düşünceler bu tartışmalarda su yüzüne çıktı.Bu, modern Küba uygulamasında, kadınların tam katılımına yönelik bilinen ilk ideolojik tartışmaydı.Ne var ki Fidel ısrarlıydı ve en çok karşı çıkanlardan birini, Binbaşı Eddy Sunol'u, kadınlar müfrezesini cepheye götürmekle görevlendirdi.Zaman Eylül 1958'di.Kasım'da Sunol yeni askerlerinin cesaret ve dakikliğini övüyordu.
Hazret-i Ali Kubâ köyüne geldiği zaman ayaklan şerha şerha kan içindeydi ve Allah'ın Resûlü, bu kan peltesi ayakları görünce gözyaşlarını tutamamıştı: « -Sen benim yeryüzünde ve Cennet'te kardeşimsin!»
Sayfa 50
İneklerini Satarak Dünyayı Dolaşan Şırnaklı Çiftin Ayakta Alkışlanacak Hikayesi Sizi Çok Etkileyecek Sizi Şırnak'ta çiftçilik yapan Artuç çifti ile tanıştıracağız şimdi. Öğrenme aşkının ve entelektüelliğin nasıl da bildiğimiz kalıplardan farklı olduğunu göreceğiz birlikte. Kaynak: DHA Şimdi sizi Feyzullah ve Taybet Artuç çifti ile
Kolomb,sömürge uğruna yapılan zulümler
Kolomb ilk sömürge yerini küba 'nın doğusu hispaniola adasın da altınları sömürerek almıştır. Buraya bir garnizon bırakılmıştı. Kolomb oranın yerlisi olan kızılderililer için şunları söylüyor "o kadar dürüst ve ellerinde bulunan her şey konusunda o kadar cömert görünüyorlardı ki onları görmeden inanmak mümkün değildir hiç geri
Reklam
·
Puan vermedi
YÜZYILLIK YALNIZLIK’TAN SONRA ZORBA BİR YALNIZ: BAŞKAN BABAMIZIN SONBAHARI    Yüzyıllık Yalnızlık’ın dünyanın dört bir yanındaki başarısıyla rüşdünü ispatladıktan sonra Gabriel Garcia Marquez’i sanatçı sorumluluğu olarak zorlu bir görev bekler. Anlatım tarzı olarak, Macondo’nun tarihini anlattığı romanının etkisinden bir an önce kurtulmalı ve
Başkan Babamızın Sonbaharı
Başkan Babamızın SonbaharıGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20221,057 okunma
ABD'nin kullandığı kavramlar her zaman aldatmacadır. Kızılderililere "Vahşi insanlar, canavar, kan emiyor" diyerek saldırdı. Vietnam'a "dünyayı kurtaracağız" diyerek saldırdı. Irak'a "demokrasi ve özgürlük operasyonu" diyerek saldırdı. Suriye'ye "teröristleri yok edip huzur getireceğiz" diye girdiler. Afganistan'a "dünyayı el Kaide teröründen kurtaracağız" diye girdiler. Venezuella'ya "halk yokluk içinde ekonomiyi düzelteceğiz" diye müdahale ettiler. Libya'ya "diktatörün zulmünden kurtaracağız" diyerek müdahale ettiler. Zamanı ile Küba'ya "dünya için çok tehlikeli" diyerek müdahale ettiler. Mısır'da "demokrasi zarar gördü" diyerek Mursi'yi darbe ile indirdiler. Son senelerde Türkiye'ye "Türkiye'deki diktatör gitmeden huzur gelmez" algısı oluşturarak müdahale ediyorlar. Halbuki ABD'nin asıl amacı bu ülkeleri sömürmek, madenlerine çökmek, ekonomilerini kontrol altına almak, çıkarlarını korumak, insanlarını köleleştirmektir! Bunları söylemiyor. Dünyayı kandıracağı süslü, çekici kavramlar kullanarak müdahale ediyor. Böylece yaptığı katliamı, zulmü, sömürüyü ört bas etti ve ediyor. -- Mustafa Güldağı --
Dinin ahlak bozucu etkisi ahlaki etkisinden daha az sorunsaldır. Buna karşılık dinlerin, özellikle Hıristiyanlık ve Müslümanlığın, yeryüzünde sebebiyet verdiği gaddarlıklar ile meydana getirdiği sefalet ve kötülüklerin telafisi söz konusu olduğunda bu ahlaki etkinin büyüklük ve kesinliğinden ne kadar söz edilebilirdi, düşünmek gerekir. Bağnazlığı, sonu gelmez işkenceleri, din savaşlarını, eskilerin hiçbir fikre sahip olmadığı bu kanlı çılgınlığı düşünün; mazur gösterilebilecek hiçbir yanı olmayan ve tam iki yüzyıl sürmüş olan Haçlı seferlerini, onların savaş çığlıklarını- ''Bu Tanrı'nın iradesi!'' -düşünün. Sevgiyi, hoşgörüyü, müsamahayı vazetmiş olanın mezarını ele geçirmekti amaçları güya. Mağribilerin ve Yahudilerin İspanya'dan gaddarca sürülüp çıkarılmasını ve köklerinin kazınmasını; kan banyolarını, engizisyonları, ve sapkınlar için diğer mahkemeleri; ayrıca Müslümanların üç kıtadaki korkunç ve kanlı fetihlerini düşünün. Sonra Amerika'daki ve Küba'daki Hıristiyanları düşünün; İlkinin yerlilerini büyük ölçüde yok ettiler, ikincisininkinin ise kökünü kazıdılar. Las Casas'a göre kırk yıl içinde on iki milyon insan katledildi ve hepsi de kuşkusuz in majorem Dei gloriam ve İncil'in yayılması için, çünkü onlar için Hıristiyan olmayan insan olarak bile kabul edilmiyordu.
Küba'daki İspanya-Amerika Savaşı'nda (1898-1901) dehşet verici rakamlara ulaşan sarı humma kaynaklı ölümlerin üzerine 1900'de ABD ordusu içinde bir Sarı Humma Komisyonu kuruldu. Kurulun başına Johns Hopkins Üniversitesi'nden Walter Reed ve ABD ordu- sunda görev yapan askeri doktor James Carroll getirilmişti. Havanalı doktor Carlos Finlay daha
Sayfa 99
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.