La Persistencia De La Memoria 1937
İspanya'da doğan Salvador Dali, sürrealizmin önemli temsilcilerinden biridir. 1922'de Madrid'deki San Fernando Güzel Sanatlar Kraliyet Akademisi'ne kayıt olan ressamın ilk eserlerinde kübizm ve dadaizmin etkileri görülür. Disiplinsiz davranışları yüzünden okuldan zaman zaman uzaklaştırılan Dali, ilk sergisini 1925'te Barselona'da açtı ve hem eleştirmenlerden hem de sanatseverlerden tam not aldı. Birkaç yıl sonra Paris'te tanıştığı Pablo Picasso ile yakın arkadaş oldu. O dönem eserlerinde kendisinden çok etkilendi. Londra'da tanıştığı Sigmund Freud da ressamın hayatını derinden etkiledi. Dali, hayatı boyunca bin 500'den fazla resme ve onlarca heykele imza attı. Sanatçının en ünlü tablolarından 'Belleğin Azmi', eriyen cep saatleri sembolizminde, zamanı ve belleği kullanır. Yapıt, Dali'nin ‘yumuşaklık' ve 'sertlik' anlayışına önemli bir örnektir. Bir ağustos güneşi sıcağında eriyen Camembert peynirinden ilham alarak yağlı boya ile çalıştığı eser, değişmez ve katı olan zaman anlayışını protesto niteliğindedir.
64 syf.
8/10 puan verdi
Kavramsal Sanat/Sözcük nesne kopukluğu
Michel Foucault'ın, 1928-29'da Sürrealizm, dadaizm, kübizm gibi sanat akımlarında eserler vermiş olan Ressam René Magritte tarafından yaratılan "İmgelerin İhaneti" tablo serisinden, "Ceci n’est pas une pipe. (Bu bir pipo değildir.)" eserini açıkladığı, sayfa sayısı az olan ancak anlatımı bir hayli ağır olan, sanatsal ve felsefi alanda okuyucuyu doyuma ulaştıran, algılarını zorlayan müthiş bir kitaptı. Okumaya daha önce başlayıp ağır bir anlatımı olduğu için yarıda bırakmıştım, yeni bitirdim fakat tekrar okumayı düşünüyorum. Sanatçının bu tabloda izleyiciyi düşünmeye ve sorgulamaya ittiği konu, pipo imgesi olan bir resmin, gerçekten bir pipo olmadığı paradoksudur. Bu eserlerde sanatçı dil ve görüntü arasındaki bağlantıyı bozmayı hedeflemiştir. Foucault, kitapta bu eseri, sanatta anlam arayışı ile birlikte detaylı şekilde yorumlamıştır. Sanat felsefesi ve kavramsal sanat konularıyla ilgiliyseniz okumanızı tavsiye ederim.
Bu Bir Pipo Değildir
Bu Bir Pipo DeğildirMichel Foucault · Yapı Kredi Yayınları · 20201,275 okunma
Reklam
İnsanlar bir şeyleri düşündükleri kadar nesnel biçimde görüp duymazlar. Görsel ya da işitsel bilgiler zihne girerken; tecrübeler, düşünceler, şartlar, vahşi fanteziler, önyargılar, tercihler, bilgiler, farkındalık ve zihnin sayısız diğer faaliyeti aracılığıyla bozulur. Pablo Picasso'nun sekiz yaşında yaptığı çıplak adam çizimi olağanüstüydü. On dört yaşında yaptığı Katolik cemaat töreni tablosu çok gerçekçiydi. Ancak sonra en iyi arkadaşının intiharının ardından yaşadığı ve Mavi Dönem olarak bilinen yıllarında tabloları mavinin gölgesine bürünmüştü. Sonrasında yeni bir aşka yelken açmış, Kırmızı Dönem'de parlak ve renkli resimler yapmıştı. Afrika heykellerinden etkilenerek kübizm akımının bir parçası olmuş, ardından neoklasik tarza dönmüş, sürrealizmle devam etmiş ve nihayetinde ünlü Ağlayan Kadın ve Guernica tablolarını yapmıştı. Bu sanat eserleri dünyayı Picasso'nun gözünden aktarıyordu. Her biri Picasso'nun zihin süzgecinden geçenlerin sonucuydu.
Sayfa 175
Eğer 20. Yüzyılı niteleyen bir şey varsa, o da, bütün araçları ve görüşleri deneyebilme özgürlüğüdür. İfadecilik, Kübizm ve İlkelcilik akımları, zaman içinde düzenli bir biçimde ortaya çıkmamış, daha çok sanatçının imgeleminde kesişen ve birbirini etkileyen üç seçenek olmuştur. Önceki yüzyıllarda üslupların birbirini izlediğine bizi inandıran şey belki de, aradan uzun bir zaman geçmiş olmasından ileri gelen bir görme yanılsamasıdır. Bu kitapta ayrıca şunu da gördük; Gotik’le Rönesans, birbiri ardından gelmemişlerdir. Tersine, bu iki akımdan hangisinin başı çektiğini söyleyemeyeceğimiz evreler olmuştur kuşkusuz. Oysa sabırsız okur “cilik, izm” üzerinde her şeyi bilmek ister.
Sayfa 482Kitabı okudu
Başlıca modern sanat akımları hangileridir?
Kronolojik olarak sıralamak gerekirse; izlenimcilik, post-izlenimcilik, fovizm, ekspresyonizm, kübizm, fütürizm, konstrüktivizm, dadaizm, sürrealizm, soyut ekspresyonizm. Bunların dışında bir akım olarak değerlendirilemeyecek ama ayrı bir başlık altında incelenmesi gereken Soyut Sanat'ı da sayabiliriz.
Avangardlar, Fütürizm, Kübizm, Dada, Sürrealizm, varoluşçuluk, vahşet tiyatrosu, absürd tiyatro, Oulipo, kavramsal sanat, hepsi bir şekilde Jarry'den ve onun patafizik edebiyatından beslenir. Üstelik Breton'un dediği gibi, "Jarry'den sonra, uzun zamandır zorunlu görülen sanat ile hayat arasındaki ayrıma meydan okunmuş ve nihayetinde bu ayrım ilke itibariyle yok edilmiştir."
Sayfa 11 - ÖnsözKitabı okudu
Reklam
Kübizm ve Fovizmden sonraki senelerde, kendilerine özgü üslupları olan ve çoğu zaman da akımın desteklediği toplumsal ve politik hedefleri dillendiren manifestolar yazan birçok sanat akımı ortaya çıktı. Fütürizm, resim ve mimariyle faşizme destek veriyordu. Toplumsal Gerçekçilik, orak ve çekicin izinden giderek endüstriyel ve tarımsal emeği yüceltiyordu; ama Rusya'da Kübo-Fütürizmi sanatın geleceği olarak görenler de yok değildi. Alberti kriterleri sanatın ne olduğunu tanımlamaktan çıkmış, artık diğerleri gibi bir akıma dönüş­ müştü. Realizm (Gerçekçilik) olarak tanımlanan bu akımın öncüleri arasında, küratörlerinin soyut resmi yeğleyerek önyargılı davrandık­ larına inandığı için Whitney Müzesi'ni protesto eden Edward Hopper da bulunuyordu. l930'larda New York'ta birçok komünist ya da en azından Marksist sanatçı vardı; Gorky onların eserlerini "yoksullar için yapılmış kötü resimler" diyerek kınıyordu. Araştırmacılar beş yüzü aşkın manifesto yayımlandığını tespit etmiştir; ama her akımın bir manifestosu bulunmaz. Örneğin Fovist manifesto yoktur. Kübizm ve Fovizmden sonra ise Sürrealizm, Dada, Süprematizm, geometrik soyutlama,' Soyut Ekspresyonizm, Japonya'da Gutai, (Greenberg'in desteklediği) renk alanı resmi, Pop-art, Minimalizm ve l960'larda kavramsal sanat, Slovenya'da lrwin, SoHo'da Temellük Sanatı [App- ropriationism] ve derken İngiltere'de Damien Hirst'ün öncülüğünde Genç Britanyalı Sanatçılar ve daha birçokları gelmişti.
Sayfa 31 - Pdf - ÖnsözKitabı okudu
112 syf.
6/10 puan verdi
Gerçeküstücülük, sembolizm ve kübizm akımlarından ilk defa şiirler okudum. Pek beğendiğimi söyleyemem. Bazı şiirler çok hoşuma gitti ama azınlıktaydılar. Şiirlerde kendimi bulamadım o yüzden bana pek bir şey hissettirmediler. Yazarların çoğu avangart belki de o yüzden ama şiirler yazılalı 100-150 yıl olmuş avangartlığı kalmamıştır onların. Cemal Süreya çevirisi mükemmel.
Sen Varsın Gecede
Sen Varsın GecedeCemal Süreya · Can Yayınları · 2020427 okunma
İrrasyonel Tiyatro Üzerine isimlerin önsöz yazısından
Modern resimde kübizm, geometrik soyutlamalarla yeni biçim ve yankılara ulaşmaya çalışırken, camilerimizde, büyük yapılarımızda ve vazolarımızdaki süsleme sanatıyla, kare ve küp kompozisyonlarıyla bu tür geometrik soyutlamaları halk sanatımız uzun zamandır kullanıyordu. (1981 baskısı)
Sayfa 5 - Yeryüzü YayınlarıKitabı okudu
Avignon'lu Kızlar, Kübizm, Picasso
Avignon'lu Kızlar için modern sanatın ilk resmi denmektedir. Mask benzeri yüzlere sahip düz ve köşeli vücutlu şeklen bozul­muş beş adet kadın figürü ile tuvalden düşecekmiş gibi görünen bir meyve natürmortu içeren bu yapıt bir seferde farklı sanat tarzlarının etkilerini bir arada göstermektedir.
Sayfa 104
Reklam
Modern sanat dediğimiz şey bu hoşnutsuzluklardan doğdu ve bu üç ressamın da bulduğu farklı çözüm, modern sanatın üç akımı için başlangıç noktası oldu. Cézanne'ın çözümü, Fransa'da Kübizm akımını ortaya çıkardı; Van Gogh'un çözümü, özellikle Almanya'da benimsenen Ekspresyonizme (İfadecilik-çev.), Gaugin'in çözümü ise, Primitivizmin (İlkelcilik-çev.) çeşitli biçimlerine öncülük etti.
Sayfa 555
Picasso’da Kübizm ilk manzara resimlerine sonra natürmortlara daha sonra da figür resimlerine yansır. Sıradan nesnelerin pek öneminin olmadığı lakin baş, çene, çehre ve canlı varlıkların bedenlerinin en önemli malzeme sayıldığı bir anlayıştır onun ki. Bu yüzden “Şu çehreye bakın, dünyanın yaşı kadar eskidir bu yüz. Bütün insan çehreleri dünyanın yaşına eşdeğer bir eksikliği taşır “ der. Bu noktada aslında yaptığı eserlerin kimse tarafından fazlaca anlaşılamadığını bu sözlerle ortaya koyar. Ona göre tabloyu görmezler, yalnızca tabloların yol açtığı öyküler hatırlanır.
Kübizm 20.yüzyılda Fransa’da ortaya çıkar. Savaş sonrası tüm dünya parçalanmış sıra sanata gelmiştir. Paul Cezanne’nin tüm resimsel biçimleri; daire, kare ve dikdörtgen gibi şekillere indirgeme arzusu kısa süre içerisinde geniş bir taraftar kitlesini etrafında toplamasını sağlamıştır. Doğada görülen her şey geometrik bir şekilde anlatılabilir… Bu arzu Braque ve Picasso’yu oldukça etkilemiştir. Klasik resim anlayışını reddeden ikili, bir nesneyi doğrudan resmetmek yerine sadece gördükleri kadarını resmetmeyi ilke edinmişlerdir. Resimde yeni bir reform yaratma deneyimleri kısa bir sürede dünya da büyük bir yankı oluşturmuştur.
"Sanayi Devrimi'nin sonucu olarak ortaya çıkan bilimsel ve teknolojik gelişmeler, sanatçıları yaşamın her yönünü tekrar gözden geçirmeye teşvik etti. Yeni bir akım olan modernizm, yeni üretim yöntemlerine ve burjuva değerlerine geçişin et­ kilerine karşı romantizmin on dokuzuncu yüzyıldaki isyanı olarak ortaya çıktı. Modernist sanatçı, sanatın gelişmeyi engellediğine inanılan geleneksel formlarından kaçınan bir dev­ rimciydi. Fransa'da çalışan İspanyol avangard ressam Pahla Picasso, geleneksel perspektifi reddetti ve onun resim deneyleri, nesnelerin analiz edilip soyut biçimde yeniden birleştirilmesi­ ni kapsayan kübizm, fütürizm ve sürrealizm gibi diğer farklı sanat akımlarına yol açtı. Alman ekspresyonist ressamlar Paul Klee ve Wassily Kandinsky ile Çek romancı Franz Kafka, kentsel sanayileşmenin insanları makineleştiren etkilerine tepki gösterdiler ve sanatta gerçekçilikten uzaklaştılar."
Maya Kitap - Sanat ve Bilimde DevrimlerKitabı okuyor
305 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.