Henüz yarısındayım. Mantıksız davranışli ana karakterler beni biraz okurken geriyor. Ne yaptığı niye yaptığı bir türlü anlayamıyorum. Belki çok açıktır belki benim algılarimda sorun vardır. Yahu ama bir insan bile bile niye saçmalar tamam aşıksın tamam gençsin tamam yönünü kaybettin ama bu ne saçmalıklar . Hayır iyi niyetli de bir çocuk o yüzden kızamıyorum da. Ne diyim. Kitap bitince incelemeyi guncellerim.
Gönül yorgunluğu ne biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor. Bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. Kirpiklerin hiçbir güzellikle halkalanmıyor. Baktığın bütün sular yeraltına çekiliyor. Sevmek korkusu ayrılıktan çok önce acı veriyor. Dünyanın bütün cenazeleri evinin önünden kalkıyor.
Tanrının istediği iyilik mi yoksa iyiliği seçebilme şansına sahip olabilmek mi ? kötülüğü seçen biri gerçekte iyiliğe zorlanan birinden daha mı geçerli Tanrının gözünde?