137 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları
Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları
, Rus Yazar
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
'nin kurgusal olmayan deneme kitabıdır. Yazarın 1862 yılında Avrupa'ya yaptığı yolculuk esnasında tuttuğu seyahat notlarına dayanır. Dostoyevski’nin ilk Avrupa seyahatinin ardından kaleme aldığı Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları öfkeli ve alaycı bir Batı eleştirisidir. Dostoyevski, 1862 Haziranı’nda Petersburg’dan ayrılarak ilk kez Batı Avrupa seyahatine çıktığında, tedavi için gittiği bu topraklarda bir yandan da varlığını uzaktan sezdiği yoldan çıkmışlığı ve yozlaştırıcılığı arama niyetindedir. Yazar Avrupa’nın kültür başkentlerinde sivri kalemiyle Londralı hayat kadınlarından Fransız küçük esnafına herkesi Slavcı bakış açısıyla deşifre ederken karşı olduğu bir kültürün ahlâki ve siyasi zaaflarına olan öfkesini saklama gereği görmez
Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları
Yaz İzlenimleri Üzerine Kış NotlarıFyodor Dostoyevski · İletişim Yayınları · 2021693 okunma
201 syf.
10/10 puan verdi
Merhaba arkadaşlarrrr Bugün size zirvelerin ötesinde kitabı ile geldim. Zirvelerin ötesinde; Rehber Cuma'nın içsel yolculuğu ve yaşam mücadelesini anlatıyor. Anadolu'da büyük bir medeniyet kuran Hititler, milattan önce 8. yüzyılda esrarengiz bir şekilde tarihi kayıtlardan kaybolur. Hititlerin birdenbire kayboluşunu araştırmak ve
Zirvelerin Ötesinde
Zirvelerin ÖtesindeSelami Çınarcı · Klaros Yayınları · 2022118 okunma
Reklam
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Ümit Yalçın Doğan // Altı Üstü
Merhaba Sevgili Öyküseverler Bugün size “altı üstü” altı öyküden oluşan bir hikaye kitabı ile geldim: Ümit Yalçın Doğan’ın yazmış olduğu “ Altı Üstü” isimli öykü kitabı… Hikayelerin isimleri de şu şekilde : “Doğu Ekspresinde Cinayet”, “Yaban”, “Suç ve Ceza”, “İhtiyar Balıkçı”, “Aşk- Memnu”, “Kumarbaz”… Kitabı bitirince arka kapak yazısındaki; “Dünya küçük, hayat kısa.” lafını çok iyi anladım gerçekten. Eminim ki sizler de bu kitabı okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Kitaptaki ilk hikayemiz, mecburi sebeplerle binilmiş bir tren yolculuğu ile başlıyor. Hikayeler bir trenin vagonu misali, bir sonraki hikayeye bağlanarak devam ediyor. Yani bu altı hikaye birbirinden bağımsız hikayeler değil. Son hikayeye gelindiğinde ise bir hayat, belki depremle değil ama hayal ve güven kırıklığı ile yıkılıyor. Bir trenle başlayan o yolculuk, perdesini tren raylarında mı kapatıyor? İşte orası da biraz meçhul… Bu arada kitapta 30 Ekim 2020 ‘de İzmir’de olan depremi de konu alan hikayeler vardı. Bu depremden bir gün önce de yeğenim Çınar doğmuştu. O depremi evde yalnız başıma yaşamış biri olarak , hikayeleri okudukça sanki o günü yaşadım. Ablamlar bu depremi bebek ile birlikte hastanede yaşadılar.Şükür ki hiç birimize bir şey olmasa da o korku hala üzerimizde. Aklıma gelmişken bu anımı da yazmak istedim.
Altı Üstü
Altı Üstü
Ümit Yalçın Doğan
Ümit Yalçın Doğan
Altı Üstü
Altı ÜstüÜmit Yalçın Doğan · Ayrıkotu Yayınları · 20245 okunma
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Daha önce en çok meraklısı olduğumuz şeylerden, günün birinde artık gitgide daha az söz eder oluveririz, ille de konuşmak gerektiğinde de zorlanırız. Hep kendi sesimizi duymaktan gına gelmiştir... Kısa keseriz... Vazgeçeriz... Otuz yıldır konuşup duruyoruzdur zaten... Haklı çıkmayı bile umursamamaya başlarız. Zevkler arasında kendimize ayırdığımız o küçük yeri bile koruma arzusunu yitiririz... Kendimizden iğreniriz... Azıcık karnını doyurmak, birazcık ısınmak ve hiçbir yere varmayan yolda giderken mümkün olduğu kadar çok uyuyabilmek artık yetiyor da artıyordur bile. Yeniden bir şeylere ilgi duymak için başkalarının önünde takınacak yeni surat ifadeleri bulmak gerek... Ancak artık repertuarımızı değiştirecek gücümüz kalmamıştır. Eveleyip geveleriz. Onların, yani dostların arasında kalabilmek için bin türlü numara ve bahane ararız, ancak ölüm de artık buradadır, leş kokulu, yanı başımızda, artık daima orada kalacaktır, bir el pişpirik kadar bile gizemi kalmamış olacaktır. Gözümüzde bir anlam ifade etmeye devam eden tek şey olarak ufak tefek üzüntülerimiz kalmıştır,
Sayfa 468 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Yolculuk!
Uzun bir yol var önümde. Etrafı çiçeklerle çevirili bir çok ev. Her bir çiçek bambaşka duygular taşıyor. Hangi çiçek benim duygum ve hangi duygum bir çiçek kadar güzel, düşünüyorum. İlerledikçe usul usul, bir amca görüyorum karşımda. Epey yaş almış bu amcanın yüzünde, çokça yaşanmışık saklı âdeta. Gözlerinde derin hikâyeler, teninden akan terinin
Reklam
·
Not rated
Yıl 1876 Sadullah bey ve eşi Adviye hanım kızları Nerime ve Nebiye, çalışanları Rezzan Kalfa ile istanbul /Emirgandaki konaklarında huzur içinde yaşarlar. Büyük kardeş Nebiye sadelik seven kitap okuyan maskülen tarzda bir genç kızdır. Küçük kardeş Nebiye ise tam tersi günümüz tabiri ile kokoş bir cimcimedir. Adeta evin maskotudur. İlginin onun enerjisi yüzünden, üzerinde olmasından dolayı daha çok sevdiklerini düşünen Nedime kendinden 14 yaş büyük ud hocasına aşık olup evden kaçar. Kötü bir evlilik yaşadığı için daha fazla dayanamaz ve elinden tuttuğu 8 yaşındaki oğlu ile geri döndüğünde ise kapıyı bir yabancı açar ve ailesinin yazlık eve taşındıklarını öğrenir,babası bütün mal varlığını kaybetmiş kendinin hasretiyle gözlerini hayata kapamıştır. Anne ve kız kardeşi kol kanat gererler. Böyle hüzünlü başlayan kitap zamanla Osmanlı'nın bitiş zamanına da dem vurarak Abdülhamit zamanı ve Osmanlı Rus savaşı zamanlarını da anlatırken konu yıllar geçip Atatürk ün samsuna çıkışına gelince tüylerim diken diken oldu. Ardından Halide Edip in konuşması ve Anadolu'daki hazırlıklarla devam ederken yazarın milliyetçiliği hem Osmanlı zamanındaki hayatı hemde sonra olanları anlatımıyla kalbimi öyle bir yerden yakaladı ki anlatamam. Kitapta en çok Selahattin beye ve küçük feriduna çok üzüldüğümü söylemeden geçemeyeceğim bunlar kim derseniz okuyup öğrenin derim. Hem zamana yolculuk,hem aile bağlarına atıf,hemde umudunu kaybetme bittiği yerden tekrar başla diyen bir eserdi.
Aynı Yıldızın Altında
Aynı Yıldızın AltındaOya Akçizmeci · Ayrıkotu Yayınları · 20245 okunma
«Benzer bir durumu yaşayanlar bilir; fiziksel bir ağrınız varsa içinde bulunduğunuz anla daha sıkı bir ilişki kurmak zorunda kalırsınız. Buram ağrıyor, şuram acıyor, üşüyorum, açım, tuvaletim geldi, gözlerim kapanıyor, orada bulunduğunuz her an ve her saniye baskın gelen düşüncelerdir. Ağrınız arttığında içinde bulunduğunuz an gevşer. İyileşme başladığında, yavaş yavaş toparlandığınızda bir pencere, içinden başka bir zamana, geleceğe yolculuk edebileceğiniz küçük bir çerçeve açılır.»
Sayfa 76
96 syf.
·
Not rated
·
Read in 35 hours
Şairle, şiiri konuşmaya, hem hal olmaya geldım, bir tanışıklığımız var, nede olsa, bu altıncı buluşmamız ,
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
'la yorulunca dinlenmek için okuyorum bana şifa veren şiirleri Ruhumu dinlendir Pekii kim dir bu
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Hadı gelın bırlikte bakalım 1980 kuşağının toplumcu şairlerinden Şükrü Erbaş'ın ilk şiiri Varlık dergisinde çıkmıştır 1978.yılında Bır söylemin de
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
şiiri hayatın zorbalığına karşıdireniş sığınağı olarak da okunmuştur." değerlendirmesini yapmıştır." "İki döneme ayırabileceğimiz Şükrü Erbaş şiirinin ilk dönemi; Yolculuk, Küçük Acılar ve Aykırı Yaşamak adlı kitaplardan oluşmaktadır. Şiirinin ileriki dönemlerindeki zihniyete temel ve kaynaklık edecek bu dönemde şairin, toplumcu gerçekçilik etkisiyle gerek biçim gerek içerik açısından dönemin şiirine bütünüyle zıt bir dil oluşturmamaya çalıştığı da görülmektedir.. Kendi sanatsal kişiliğini bu uyumsuzlukla konumlandırmaya çalışan şair, bu dönem şiirlerinde doğayı, insanı, doğa ve toplum karsısında insanı, aşkın metafiziğini felsefi, bireysel ve toplumsal dinamikler açısından ele almıştır. İnsan iyiliği öğrenmeden bilirmiş de, kötülük için zaman gerekirmiş...
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Kuş Uçar Kanat Ağlar
'dan . Doğanın yaratıcı güç olarak mitleştirildiği, onun gücünün algılanmaya çalışıldığı bu şiirlerde, birey toplumla yüzleştirilmektedir" "şiir-hikaye"lerinden oluşan bir başka muazzam kitabı. yazar yoksunluğunu, özlemini, günün toplumuna, eleştirisini, varoluş çıkmazın zamanı şiir & hikâyelerine tasımış Ozamn şiirle, şiir tadında kalın
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Kuş Uçar Kanat AğlarŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınları · 20194,153 okunma
Yol hikayeleri… Sabahın ilk Işıklarıyla başlayan bir yolculuk. Tüm ihtişamıyla Ağrı Dağı yol boyunca bize yarenlik ediyor. Yol uzadıkça sıcaklık yerini insanın tenini ısırmaya başlayan havaya bırakıyor. Heryerden yeşillik fışkırmakta. Her taşın dibinde bir çiçek baş vermiş. Bir Yaşar Kemal betimlemesi gibi doğa. Karlar erimeye başlamış. Nereye baksan küçük su yolları açılmış. Şairin deyişiyle ; “Dağlarına bahar gelmiş memleketimin”. Bunlar da o hikayenin bize kalanları…
Reklam
Canım kızım Öykü Ada Göğtepe’ye mektup
Ada Göğtepe
Ada Göğtepe
Bugün antremanda bu hafta oynayacaklara forma dağıtılacak, mutlu yada mutsuz ayrılacaksın, birazdan çıkınca beraber duyguyu yaşayacağız. Ama ben iki durumda da mutlu olacağım çünkü; seni göreceğim.Sen benim bu dünyadaki en kıymetli mutluluk kaynağımsın.Birçok şeyi zaten başardın sadece yenilerini ekleyeceksin,ekleyemediğinde ise önemli olan nelerin eksik olduğunu öğrenip bunlardan ders çıkarıp daha iyi olmaya çalışacaksın.Bu küçük yaşta sırtına aldığın yüklerin ve sorumlulukların farkındayım, o yükleri elimden geldiğince almaya destek olmaya çalışıyorum ama gerektiğinde o ince ipin üzerinde kendin yürüyebileceginide biliyorum.Sana her baktığımda sanki zamanda yolculuk yapıyorum kendi çocukluğum gençliğim anılarım canlanıyor,rüyalara dalıyorum sesinle uyanıyorum. Sen çok özel bir çocuksun doğduğun andan beri, karakterini tanımlayacak olsam;evcileştirilememiş başına buyruk asi istediğini yapan dizginlenemeyen atlara benzetiyorum.Şuan burda kimseye söylemediğim birşeyi itiraf etmek istiyorum bir insan 10 yaşındaki bir çocuğa hayran olabilir mi ? Olunabildiğini seninle yaşayınca öğrendim. Son olarak hayatında umarım hakettiğin yerlere gelebilirsin ben tüm kalbimle inanıyorum , bu uzun ve yorucu yolda hep yanında olduğumu sıcaklığımı hissetmen dilekleriyle Baban VOLKAN GÖĞTEPE
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Kitap, insanın kalbini sıkıştıran bir bölümle başlıyor. Küçük bir çocuğun anne babasının onun hakkında biribirine söylediklerini dinlemesi ve daha sonra bu konuşmanın onun sırtına yüklediği yükle yaşamına devam etmeye çalışması... Babasıyla kalıp sürekli ona "uyumlu" olmaya çalışan bir çocuk... Kitap üç kuşak üzerinden bir ailenin travmalar ve sırlarla dolu bir güncesi. Anne baba çocuk arasındaki o kırılgan ve aynı zamanda çok güçlü bağa odaklanıyor kitap. Ailede konuşulmayan her bir şeyin ailede büyük yaralar açtığı gerçeği güzel işlenmiş. Aile kavramına, ailenin bir insanda nelere mal olacağına dikkati çekiyor. Okurken hiçbir bölümünde sıkılmadan okuyabileceginiz bir kitap. Her bölümü merakla okuyarak hemen bitirebileceğiniz güzel bir yolculuk.
Malma İstasyonu
Malma İstasyonuAlex Schulman · Timaş Yayınları · 2024107 okunma
"Danca'da bir atasözü vardır: İnsan nereye giderse gitsin, dertlerini de yanında götürür. Buna nisse denir, şeytana benzeyen küçük bir yaratık."
Sayfa 190 - YKY, 1.BASKIKitabı okudu
143 syf.
·
Not rated
·
Read in 31 hours
Bilinçlenme yolunda atılan en küçük adım bile bir dünya yaratır.!
Carl Gustav Jung
Carl Gustav Jung
yazdıkları ile bizleri bilgilendirmeye devam ediyor. Her bilgi hayatımıza yansıtabildiğimiz ölçüde değerlidir. Öğrenmelere devam... Öğrenmelerimizin ve bildiklerimizin sınırı yok. Bilinmezlere yolculuk keyiflidir.
Dört Arketip
Dört Arketip
yazarımızın arkatip nedir açıklaması ile başlıyor. Arkatip; düşüncelerimizdeki tipik zihinsel imgeler ya da hayali temsiller dediğimiz ve her insanda bulunduğu savunulan evrensel bir kavram.
Carl Gustav Jung
Carl Gustav Jung
dört temel arka tipten bahseder. Bunlar; persona, anime ve animus, gölge ve selftir. Bu kavramları anlayabilmek için önce anne arkatipi üzerinde durur ve çocukluğumuzdan başlayarak karakterimizin şekillenmesinde ve hayatımız boyunca kız ve erkek üzerindeki etkilerinden bahseder ki okudukça
Carl Gustav Jung
Carl Gustav Jung
'a katıldığınızı göreceksiniz . Kitap öyle sosyal medyada yayınlanan jung'un sözleri gibi değildir. Okurken fazlasıyla dikkat gerektiriyor. Çünkü yazdığı makalelerinin derlemesini oluşturuyor. Kitapta yazan arka tipleri kitaba okumadan önce bilgi sahibi olarak okunduğun da bizlere değerli bilgiler veriyor ve anlamamızı kolay kılıyor. Özellikle masalları anlamlandırmak çok değerli bu yönüyle
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Kurtlarla Koşan Kadınlar
kitabı ile özdeşleşir. Denildiği gibi masallar "çocukları uyutmak için, büyükleri uyandırmak için yazılır. Kendinizi anlamlandırabileceğiniz, bilmediğiniz yeni bilgileri öğrenerek ufkunuzu genişletebileceğiniz ve hayatınıza yansıtabilecek şekilde uyanışlarınız olması dileğiyle. Keyifli okumalar.
Dört Arketip
Dört ArketipCarl Gustav Jung · Metis Yayınları · 20211,796 okunma
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.