Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
En çok hediye ettiğim kitap;kısa,sürükleyici,felsefi..Bir kitaptan daha ne beklenir ki...Okuma grubumuzda bu kitabı yorumlamak istediğimizde kitabın çok basit olduğu ve yorumlamakla zaman geçirmemek gerektiği gibi şeyler de söylendi.Biz yine de yorum yaptık ve Martı kitabını bu sayede okuyan,mutlu olan 3 kişi daha kazandık.Başroldeki Martı Jonathan bana Samed Behrengi'nin Küçük Kara Balık'ını hatırlattı.Her iki kitap ta farklı yaşlara hitap ediyor gibi görünse de her ikisi de en iyi kişisel gelişim kitaplarından...Eğitim sistemimizde dayatılanın aksine Martı'da "sorgula, çabala ,öğren,araştır.." deniyor,liderlik sırları veriliyor,dostluk öğretiliyor...Ancak benim en çok sevdiğim alıntısı yeni çevirilerde "Dostluğumuz zaman ve mekanla sınırlıysa,zamanı ve mekanı aştığımız an,kardeşliğimizin bitmesi gerekir.Zaman ve mekan kavramını aştığımıza göre istediğimiz an görüşebileceğimizi hiç düşünmüyor musun?" şeklinde yazılmış.Oysa bu kitabı ilk okuduğumda dilinin şiirsel tarzından da etkilenmiştim ve o alıntı şöyleydi "Eğer dostluğumuz zaman ve uzaklıkla sınırlıysa, o yok demektir.Zaman ve uzaklıkla sınırlı olmayanı yaşıyoruz biz.Zamanı yenince hep aynı anın içindeyiz,uzaklığı yenince hep aynı yerdeyiz.Böylece her an birlikte olabileceğimizi düşünmedin mi?". Ne dersiniz,bu çeviri daha şiirsel değil mi?Maalesef çeviri kitaplarda bu anlamda çok dikkatli olmak gerekiyor.Çevirmen sadece cümleleri çeviren değil,yazarın duygularını da bize yansıtan kişidir.Bunun için ben yabancı yazarların kitabını okurken yayınevi ve çevirmen ismine de dikkat etmeye çalışıyorum.Elbette bu da başucu kitaplarımdan..
Masal okumayı çok seviyormuşum, yeni farkettim. Küçük Kara Balık, İranlı yazar Samed Bahrengi’nin daha çok yetişkinler için yazdığı, özgür olmak isteyenlerin bedeller ödemesi gerektiğini anlatan kitabı. Çok güzel.
Küçük Kara Balık Aslında Bizleriz...
Küçüklerden önce büyüklerin okuması gerektiğini düşündüğüm kitaplardan biri oldu.
Kitabı okuyanlar bilir ki Küçük Kara Balığın hep düşlediği bir hayali vardır. Bu hayali etrafındakilere söyleyince başta annesi olmak üzere çok tepki alır.
Çok tanıdık geldi değil mi?
Evet, bizlerde bir nevi birer Küçük Kara Balığız. Bazı gerçekleşmesi imkansız olan hayallerimizi dile getirirken elbet tepki aldığımız olmuştur.
Bu hayallerimize önyargıyla yaklaşmak yerine destek verilmiş olsaydı belki dünya şuankinden daha hızlı dönüyor olabilirdi...
Ah, neyse...
Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim...
Samed Behrenginin yazdığı Küçük kara balık kısa bir kitap olmasına karşın özgür olmak isteyen bir balığın hikayesi değildi sadece. Hikaye sadece küçük bir balığın etrafına cesaret vermesi değil aynı zamanda şahlık rejiminde bir elestiriydi.
Kitap 12 Eylül darbesi surecinde ve günümüzde halan İran'da yasaklıdir.
Dünyanın en devrimci balığı
Kitaplar tutuklanır mı? Ne gibi bir günah işlemiş olabilir ki bu küçük kara balık? Aklım almıyor bir kitabın tutuklanabileceğine. Fakat bu eser bir zamanlar tutuklanmış olan bir kitap ve Behrengi'nin deyimiyle bu kitap tüm "küçük kara balıklara” ithafen..
İlk önce bu kitabı bana okumamı söyleyen edebiyat öğretmenime çok teşekkür ederim, bana bu kadar büyük bir iyilik yaptığını bilmiyor. :)
Baştan belirteyim benim için çocuk kitabı diye küçümsenecek bir kitap hiç değil. 7 den 70 ine herkese sorgulama, keşfetme, merak, baş kaldırma, özgürlük ve en önemlisi düşünme gibi kavramları anlatan, öğreten bir kitap.
.....kitabın üstü kapalı özeti.....
Bir hayalinin peşinden koşarken gittiğin o yolda sona varamayabirsin ki yolun sonu önemli değildir, önemli olan yolda olmaktır. İşte aslında kitabın tümünün anlatmak istediği de bu. Yolda olmak.
.....yazar ve kitap hakkında....
Yazarımızdan yani Behrengi’den aynı zamanda kitabın dilinden bahsedecek olursam eğer, aslen İranlı olan yazarımız o günün şartlarını beğenmeyen, eleştiren biriydi ve aynı zamanda bir öğretmendi, bunun üzerine yazdığı hikayeler herkesin gözünde çocuk öyküleri olarak görülse de bu eserler öğüt dolu, adaleti ve eşitliği sorgulayan eserler. Aynı zamanda Yazar her kesime öğüt verme ve sorgulama yetisi vermek istiyor olmalı ki; bu eserde ve öbür eserlerinde olduğu gibi yalın, süssüz bir dil kullanmış.
Kısacası bu eseri hem kendiniz hem de küçük çocuklarınız okusun. Hatta benim düşüncemce küçük çocuklara prensini beklemekten başka hiçbir ideali olmayan prenseslerin kitaplarını alacağınıza böyle bir eser alın. ;)
Küçük Prens'e oldukça benzeyen çok güzel bir masal. Küçük Kara Balık, artık yeni yerler görmek istemektedir ancak başta annesi ve daha sonra da çevresindekiler, bulundukları yerden gitmesinin tehlikeli olabileceğini hem zaten bulundukları yerden daha güzel bir yerin de bulunmadığını söylemektedirler.
Fakat Küçük Kara Balık, başına gelmesi muhtemel tüm tehlikeleri göze alarak yola çıkar. Yol üzerinde gerçekten de türlü zorluklarla karşılaşır ancak azmi ve sabrı ile bir şekilde tüm zorlukların üstesinden gelmeyi başarır.
İnsanın hayattaki zorluklardan kaçınmak yerine onlarla yüzleşmesinin ve karşısına çıkan zorluklarla mücadele etmesinin gerekli olduğunun anlatıldığı çok güzel bir masaldı. Keyifli okumalar dilerim. :)
Alıntılar:
"Sizin gibi yaşlanmış ve cahil kalmış olmaktansa, dünyayı keşfedip bilgin balık olmak istiyorum."
"Ben bilmek istiyorum; gerçekten de yaşamak dediğimiz şey şu bir avuç yerde yaşlanıncaya kadar dolaşıp durmaktan mı ibaret..."
"Bir gün nasıl olsa öleceğim. Ölmek önemli değil, önemli olan, yaşamımla da, ölümümle de başkaları üzerinde etkili olabilmektir."