Okuma yazma bilmeyen bir çocuğun zekasını nasıl ölçebiliriz..?
Küçük çocuklar Luria’nın köylüleri gibi düşünür, sorulan her soruyu, söylenen her sözü somut anlamıyla algılarlar. Şekilleri ve biçimleri yakın çevrelerindeki nesneler olarak tanımlarlar. Daireler aydır, kareler ise oyuncak küp. .
Kameriyesi olan, üzerindeki asmaların güneş ışığını yeşil küçük kareler halinde parlak koyu ve sığ bir su üzerine yansıttığı bir çiftlik bahçesindeki bir havuzda, kağıttan kayıklar yüzdüren bir çocuk olmayı ne kadar isterdim.
Sayfa 84 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Yanlışlıklar, tanıklıklar diyorum kendi kendime, yığıldığım yerden, kafamı korumak için başımda kenetlediğim ve bu yüzden epey darbe alıp her tarafı morarmış, şişmiş parmaklarıma, bileklerime bakarak. Ve diğer yerlerimden, kafamdan, omuzumdan, böğrümden, sırtımdan gelen ağrı sızıları dinleyerek. Ve burnumdan boşalıp sakalımın ucundan damlayan ve
Sayfa 65 - Sislerin ArasıKitabı okudu
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Sanırım ölüler bizi hiç terk etmiyorlar. Birlikte yaşadığımız anlar, yeri ve zamanı geldiğinde, küçük kareler halinde belleğimize takılıyor. Fiziki varlıklarından kurtulmuş olmanın rahatlığıyla, olmadık anlarda bizlere yarenlik etmeyi ve her şeyden öteye iyi anılmayı istiyorlar.
Kameriyesi olan, üzerindeki asmaların güneş ışığını yeşil küçük kareler halinde parlak koyu ve sığ bir su üzerine yansıttığı bir çiftlik bahçesindeki bir havuzda, kağıttan kayıklar yüzdüren bir çoçuk olmayı ne kadar isterdim.
Reklam
Hepimizin aslında silinmesini istemediğimiz küçük de olsa mutlu kareler mutlaka vardır; ancak ne yaparsın hayat bu işte, çok önemli olmayan bölümü siliverir de asıl unutulmak istenen o ölümcül zaman, beynimizin köşesinden el sallar bize...
Sayfa 109 - HayatKitabı okudu
Arendt ve Heidegger
İki haftadan kısa bir süre sonra Heidegger aşkını ilan etti. Arendt ve Heidegger ilişkilerinin ilk yılında Heidegger'in ofisinde, Arendt'in çatı katının mahremiyetinde gizli gizli buluştular, ormanda uzun yürüyüşlere çıktılar. Heidegger mektuplarını Alman yazı tipi olan küçük Fraktur el yazısıyla yazdı ve bunları esas kapının altından attığında dışarıdan hiçbir yazı görünmesin diye minik kareler oluşturacak şekilde katladı.
gördügü seylere şaşkınlıkla bakıp kaldı: Hayalinde, bütün barakalar mutlu ailelerle doluydu. Bazıları, akşamları sallanan sandalyelerde oturup hikâyeler anlatır, çocukken her şeyin nasıl daha iyi olduğunu, büyüklerine ne kadar saygılı davrandıklarını, bu zamane çocukları gibi olmadıklarını söylerlerdi. Burada yaşayan bütün oğlan ve kızların ayrı gruplarda futbol ve tenis oynadıklarını, yere seksek için kareler çizdiklerini düşünüyordu. Bir dükkan olacağını düşünmüştü ve belki Berlin'de gördükleri gibi küçük bir kafe. Acaba bir meyve-sebze da var mıydı? Ama sonuçta, vardır diye hayal ettiği hiçbir şey... yoktu!.. Sundurmalarının altında sallanan sandalyelerinde otu- ran büyükler yoktu!.. Gruplar halinde oyun oynayan çocuklar yoktu!.. Meyve sebze tezgahları olmadığı gibi, Berlin'deki gibi bir kafe de yoktu!.. Bunun yerine, toplanıp oturan insan grupları vardı. Hepsi yere bakıyor ve berbat bir şekilde mutsuz görünüyorlardı.
Deneyim ve a priori Bilgi
a­dece duyulara dayanan algıya başvurmak, dayanmak söz konu­su olursa, çok kolayca Sofistlerden Protagoras’m şu düşünce­siyle karşılaşılır: İnsan, hem de her tek insan, içinde bulunduğu duruma göre her şeyin “ölçüsüzdür. Zira algılar, duyu verileri, daima duyu organlarının durumuna göre görelidir; yani onlarındurumuna bağlıdır. Soğuk bir ele ılık
Sayfa 76 - DOĞUBATI YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aynı kağıda zaman ve sabırla yeni çizgiler çizmekle, birazını silmek, birazını kalınlaştırmakla, bir köşesine renkli çiçekler, bir diğer köşesinde ne yaptığını düşünmeden küçük kutular, kareler, spiraller çizmekle de ilgili hayat. Çalışmakla, pişirmekle, bazen gayret, bazen pes etmekle, kendini içinde iyi hissedeceğim rahat bir sen yaratmakla ilgili.
Deneyim ve Apriori Bilgi
Sa­dece duyulara dayanan algıya başvurmak, dayanmak söz konu­su olursa, çok kolayca Sofistlerden Protagoras’m şu düşünce­siyle karşılaşılır: İnsan, hem de her tek insan, içinde bulunduğu duruma göre her şeyin “ölçüsüzdür. Zira algılar, duyu verileri, daima duyu organlarının durumuna göre görelidir; yani onlarındurumuna bağlıdır. Soğuk bir ele ılık
Sayfa 76 - DOĞUBATIKitabı okudu
Bazı fotoğraflar (örneğin, 1943'te Varşova gettosunda, bir ölüm kampına nakledilmek üzere itile kakıla yürütülürken ellerini havaya kaldırmış küçük çocuğa ait kareler gibi ıstırap simgeleri), insanın gerçeklik duygusunu derinleştirmeye yarayan 'tefekkür nesneleri' olarak (eğer öyle demeyi tercih ederseniz, 'seküler ikonlar' olarak) 'ölüm sembolü' yerine geçebilir.
Daha sonra on sekizinci kitaba geçti. On sekizinci kitap, meşhur Küçük Prens kitabının özel bir baskısıydı. Fransa'da, ansiklopedik boyda çizimler yapılarak, normalden çok daha kalın ve özel adetli üretilmişti. Eren kitabı görünce birden zihninde kareler canlandı. Annesiyle defalarca bu kitabın içindeki çizimlere bakmışlar, annesi de kitabı Türkçe başka bir tercümesinden ona seslendirmişti. " Sadece çocuklar ne aradıklarını biliyorlar."
Sayfa 274 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.