Legendre, bu tekniği (Fr) en küçük kareler yöntemi olarak adlandırdı ve bunun " gerçeğe en çok yaklaşan sistemin durumunu ortaya çıkarmak için uygun" olduğunu söyledi.
Renkleri öğretmenin en eğlenceli yollarından birini keşfetmiş olan Akal, ormandaki bu dostlara resim yapmaları için ilham veriyor. Eğlenceli çizimlerle sıcak bir arkadaşlık ortamının resmedildiği bu kitapta, yardımlaşmanın da önemi vurgulanıyor. Ana ve ara renklerin doğal yollar ile okura aktarılması, didaktik dayatmalar kullanmadan da öğretimin
ÖKÜZÜN A’SI BARRY SANDERS Gözde KOÇAK
GİRİŞ:
Tarihe okuryazarlığın sonucu olarak giren kitap kültürüne bağlı, toplumsal ve düşünsel araç olarak göstereceğimiz benliği sorgulamalıyız. Benliğin yeni dünya ile birlikte yok olmaya başlayışını inceleyeceğiz. Bu kitapta okuryazarlığa
Sanat Sosyolojisi veya Görmenin Hali olarak okunabilecek üç eser.
Filmlerle Sosyoloji kitabini daha önce okumuş paylaşmıştım
Görme Biçimleri kitabi da daha önceki okumalarımdan "John Berger: Herşeyden önce görme vardi." Diyor.
Jacques Ranciere de Gören, Bakan seyircinin eğitimden, özellikle tiyatrodan, reklam afişlerinden, Fotoğrafa, Sinemaya bir bakis açısı sunuyor bize. Örneğin Katlanılmaz Görüntü bölümününde Güney Afrikalı Fotoğraf Sanatçısı Kevin Carter tarafından görünürlük uzay-zaman inşa etmek için bulduğu bir enstalasyon. Fotoğrafta yerde emekleyen ve açlıktan ölmek üzere olan küçük bir kız görürürüz. Bu esnada arkadaysa leş yiyici bir akbaba kızın ölmesini beklemektedir. Görüntünün ve fotoğrafçının kaderi, egemen haber düzeninin ikircikligine iyi bir örnektir.
Fotoğraf, Sudan çölüne gidip oradan bu denli çarpıcı, Batılı seyirciyi uzaklarda yaşanan kıtlıktan ayıran duvarı yıkmaya bu derece uygun bir görüntü getiren kişiye Pulitzer ödülü kazandırmıştır. Ayni zamanda sahibini bir öfke kampanyasının hedefi haline getirmiştir
Çocuğa yardim etmek yerine, kusursuz fotoğrafı yakalayacağı anı beklemiş olmak da insansı bir akbabalik değil midir? Bu kampanyaya tahammül edemeyen Kevin Carter intihar etti.
Bu sadece bit örnek aslinda bu derece hepimizin nezdinde çarpıcı olmasi küçük bir kız çocuğu olmasimiydi? Ya da buna benzer belki de her gün kareler, görüntüler görüyoruz da kaniksiyor muyuz. Yoksa açılmayan ağızlar, duymayan kulaklak, görmeyen gözler ve düşünemeyen aptallasmis-aptallastirilmis beyinler mi?
Görüntü, düşünceli olmaktan o kadar çabuk vazgeçmeyecektir.
25 yıllık hayatının son 10 yılını spino-serebellar ataksi hastalığı ile geçiren Aya'nın,yaşadığı zorlukları,hayata karşı umudunu,iyileşmek için gösterdiği çabayı,çevresindekilerin yardımlarına karşı duyduğu minnet ve "yük" duygusunu kaleme aldığı günlüklerinin annesi tarafından kitaplaştırılmış hali Bin Damla Gözyaşı.Sağlıklı bir bedene sahipken,sevdiklerimizle konuşmanın,bir kahve içmenin,sokaklarda dolaşmanın,kitapçıya gidip istediğimiz kitapları satın almanın,okumanın,oturmanın... kıymetini bilmiyoruz çoğu zaman.Fakat bu küçük kızın günlüğünün satırlarına yazdığı,sağlıklı bireylerin hayatlarında yapması kolay ve sıradan olan istekleri okuyunca Rabbimize ne kadar şükretsek az kalacağının farkına varacaksınız.
Kitap için beğendim/beğenmedim ya da tavsiye ediyorum/etmiyorum diyemem.Fakat gerçek hayattan kareler okumak isteyenlere,sağlıklı olmanın önemini bir kez daha fark etmek isteyenlere öneriyorum.
“SOMAS’TAN AY IŞIĞINA” VE MEHMET KUVVET
M.NİHAT MALKOÇ
Mehmet Kuvvet Trabzonlu bir şiir işçisi… Daha düne kadar böyle anılıyordu; fakat artık ona bir de “öykü yazarı” sıfatını eklememiz gerekecek. Zira değerli şair ve yazar dostum Mehmet Kuvvet “Somas’tan Ay Işığına” adlı bir öykü kitabı çıkardı geçenlerde. Bugüne kadar şair olarak bildiğimiz