Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendiniz için söyleyin....
Longfellow'un1 bir masalını söylüyorlar. Bu ne kadar acayip bir masal. Sahne Amerika'nın ilk muazzam vahşeti. İşte Sakarya vadisinin, işlenmemiş sarı beyananları, siyah dağlıkları gibi bir yer. İlk gidenlerden sarı kağıt yığınları arasında yaşayan mahçup bir genç bir katip var. Onun mebih vücutlu, kalbi altından, kolları çelikten silah ve kuvvet adamı olan kocaman bir dostu var. Ne nefis, ne muazzam bir insan. İkiside aynı güzel kadını seviyorlar. Fakat mutlak o diyarda kadınlar silah ve tabiat adamını severler. Belki de her yerde öyledir. Bunu küçük katip biliyor ve güzel kadının yanında bir kedi kadar bile sesini çıkaramıyor. Bir taraftan kavi kudretli dostu da yavaş yavaş hüküm ve nüfuzuna aldığı vahşi tabiattan fazla, kadının güzel gözlerinden korkuyor. O da sevgilinin yanında dilsiz ve korkaktır. Dostuna, kağıtlar arasında oturan çelimsiz gence diyor ki:"Sen git aşkımı sevgiliye söyle, sen kitaplar ve kağıtların dilinden anlıyorsun, yanık şeyler söyle beni istesin." Ve genç, benim gibi daire ve kağıt adamı, sevgiliye gidiyor. Bir yanardağ gibi feveran ediyor. Tıpkı benim başak dallarına söylediğim gibi, mukavemet edilmez bir kalp hikayesi anlatıyor. Güzel kadın güzel gözlerinde müphem gözleriyle onun ta kalbine bakıyor:"Kendin için söyle," diyor. Ben ne hain, ne kötü adamım...Bunu orada hatırlıyorum. Ayşe çadırın loş kapısından bana, "Kendin için söyle Peyami" diyecek gibi geliyor. 1.Henry Wandsworth Longfellow (1807-1882) Amerikalı şair (Y.N)
Sayfa 190 - Can YayınlarıKitabı okudu
Şimdinin inkisar-ı hayali..
Sizi gördüğüm günden beri, hayali hakikat yapan cazip ve yaşayan şahsiyetinizle meşbu olduğum günden beri ne muazzam şeyler düşündüm! Küçük eliniz elimde, yüz yüze gelmekten korkmayacağım, ne korkunç manialara muhayyilem güldü durdu. Evet deyiniz; evet deyiniz. Hem diyeceksiniz. Çünkü sizi, bu parlak ve nihayetsiz efkârınızla ben yaratmış kadar benimsedim.
Reklam
" İnsanlar nefret etmeyi öğrenmeli ve nefret etmeyi öğrenebilirlerse onlara sevmeyi de öğretebilirsiniz. Nelson Mandela, Long Walk to Freedom
"Sence ırkçılığın yeryüzünden silindiği günü görecek miyiz?" "Hayır, çünkü bunun için beyazların eşitlik fikrini benimsemesi gerek. Kim, bile isteye, kendini ayrıcalıklı kılan bir sistemi yıkmayı seçer ki?"
" Gurur meşum bir canvardır; yüreğinizin bir köşesinde uyur ve tam sessizliğe ihtiyacınız olduğu anda kükreyiverir."
Sayfa 247Kitabı okudu
Ben ikide bir böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil... İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile... Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek
Reklam
"Hemşirelik okuluna girişimden bir ay sonra Yale logolu bir kahve kupası almıştım. Annem bunu, her gün New Haven trenini yakalamak için güneş doğmadan evden çıkmak zorunda olduğumdan aldığımı, böylece her sabah kalkıp bana sıcak kahve hazırlayacağını zannediyordu. Ama benim eksikliğini duyduğum şey kafein değil, farklı bir dünyaya giriş biletiydi. Trene her binişimde kupayı kucağıma koyar, YALE yazısını trene binen diğer yolcular okuyabilsin diye özellikle dışa çevirirdim. Bu bir tür bayrak. Ben de sizden biriyim, anlamına gelen bir işaretti."
Sayfa 203Kitabı okudu
Öğrendiğime göre bazı duygular için doğru kelimeleri asla bulamamışız.
Bazı şeyler yüzleşmekle değiştirilmeyebilir. Ama hiçbir şeyi yüzleşmeden değiştiremezsiniz. James Baldwin
Mağdur olmayanlar da mağdurların öfkesini duymadıkça adalet yerini bulamaz Benjamin Franklin
716 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.