Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İkinci Dünya Savaşı’nda savaşmış olan Alfred ile 2004 yılında tanışmıştım. 90. yaş gününü küçük bir pasta ile kutlamıştık. Kendisini bir zamanlar yanında bahçıvan olarak çalıştığım Karl aracılığıyla tanımıştım. Alfred, o yaşına rağmen inanılmaz titiz, temiz ve çok zarif giyinen biriydi. Evine ilk gittiğimde duvarda fotoğrafı asılı olan karısını
Buda bir ağacın altında meditasyon yapıyordu. Bu bir dolunay gecesiydi ve şehirden birkaç genç, felekten bir gece çalabilmek için ormana gelmişlerdi. Yanlarında bol bol şarap ve çok güzel bir fahişe getirmişlerdi. Buda’nın meditasyon yapmakta olduğu ağacın hemen yakınında yiyip içmeye, dans edip kadını soymaya başladılar. Hepsi sarhoş olduğu için
Reklam
Ayaz, büyük fatih, Put Kıran Gazne Hükümdarı Mahmut’un ahbabı ve kuluydu... Bu kıssada kullanılan her kelimenin üzerinde dur. İslam putlara inanmaz ama bu Müslümanlar tarafından yanlış anlaşılmıştır. Putlara inanmamak başka bir şey, kalkıp başkalarının putlarını yok etmeye başlamak başka. Aslında birinin putunu kırmak demek, olumsuz yönde de
İnsan sadece iki şekilde huzur bulabilir: O yeniden bir hayvana dönüşebilir. O zaman o tek olacaktır, o zaman hiçbir bölünme olmayacaktır, o zaman huzur olacaktır, sessizlik, ahenk... Ve milyonlarca insanın yapmaya çalıştığı şey farklı şekillerde hayvan olmaktır. Savaş insana yine hayvan olma şansı verir; bu yüzden savaşın büyük bir çekim gücü
Geri171
717 öğeden 711 ile 717 arasındakiler gösteriliyor.