İsrâ ve Mirac Mucizesi Yaşanıyor
Hira'daki vuslatttan bu yana on bir yıl geçmişti. Takvimler Recep ayının yirmi yedisini gösteriyordu. Bir akşam Efendiler Efendisi, amcası Ebû Talib'in kızı Ümmü Hâni'nin evinde bulunduğu bir sırada, evin tavanı adeta birden açılmış ve buradan yanına Cibril-i Emîn gelmişti. Bel ki bu seferki geliş öncekilerden çok farklıydı. Yanında, daha önceki peygamberlerin de üzerine bindikleri merkepten biraz büyük, katırdan da bir miktar küçük boyda 'Burak' adında bir binek vardı. Belli ki, bir davet vardı ve Cibril de, bu davete muhatap olan en kutlu misafiri almak için gelmişti; Sultân-ı Resül, Şah-ı Mümecced, bîçârelere devlet-i sermed, dîvân-ı ilâhide serâmed, Ahmed ü Mahmûd u Muhammed (s.a.s) Hakk'ın özel davetlisi olarak, gökler velîmesine çağırıyordu.
Sayfa 142 - Muştu YayınlarıKitabı okudu
DUÂYI NASIL ETMELİYİZ?
Yüce Allah'tan; "Ey Rabbim bana yardım et de falan nimet-i ver." diye dua etmek ve yardım dileğinde bulunmak tek küçük bir istek olur. Hatta "her nimeti ver" demek bile böyledir. Çünkü bu dua kabul olunmakla o nimetlerin her zaman devam etmesi ve sürüp gitmesi temin edilmiş olmaz. Fakat "falan nimetin elde ediliş yolunu ihsanda bulun ve o yolda sebat nasip eyle." diye istek ve araştırmada bulunulacak olursa bu dua kabul olunduğu zaman o nimet bir kerre değil bin kerreler ve sonsuza kadar elde edilmiş olur. Yolun en büyüğü de Allah'ın yardımının yoluna girmedir Bunun en kısası da doğru olan yoldur. Bu bulununca nimet yollarının hepsi bulunur. Nimet yolu bulunnca nimetlerin hepsine sürekli olarak erilir ve burada başlangıçta bize nimet ver denmeyip de اِهْدِنَا الصِّراطَ الْمُسْتَقِيمْ "hidayet eyle bizi doğru yola!" duası ile doğru yol istemenin öğretilmesi, bu manayı ne güzel destekler.
Sayfa 165 - Azim Yayınları 1. CiltKitabı yarım bıraktı
Reklam
Fe inne meal 'usri yüsra!
İstifteki simetri şahane. "Zorlukla beraber" veya zorluğun üzerinde tebessüm eden kolaylık ... Zorlukları sütûn gibi tutan elif-lam'lara karşı, Allah'tan gelen kolaylığın havada direksiz asılı duruşu ... renklerin harmonisi ... zamanın hudutlarını aşan bir ayetin, hudutsuz nabzını işitebiliyorsunuz. Mekansız bir salınımda, mekanik değil ama tabii bir dalgalanış. Mekanik bir saatin değil, ruhun ve hayalin belirişini ölçen bir saatin silikleşen tiktakları. Ritim duygusunu kainatın kalbinden alan ilahî tebessümün çizgileri. "Ayn" adaletin ilk harfi. Zorluk da kolaylık da adil! Çünkü her ikisi de Âdil-i Mutlak'tan geliyor. İki "nûn" terazinin iki kefesi. Muhayyel bir ağırlığı omuzluyorlar. İki nûn semaya açılan avuçlar. Gelecek her hayra müntezir. İki küçük, iki büyük "ayn". Büyükler küçüklerden tevazu okuyor. Başta büyük, ama hikâyenin ortasında rükû ve secdeyi öğreniyor! Katlanıyor küçülüyor. Küçüldükçe büyüyor! "Mim" başlı başına hikâye! Mim, Ehad ile Muhammed arasındaki fark! İnsan secde ile insan oluyor. İnsan secdede mim-hâl oluyor!
HASAN BİN ZİYÂD (RAH.):
Hasan bin Ziyâd (rah.), İmâm-ı Âzam Hazretlerinin en meşhur dördüncü talebesidir. Kûfe’de doğmuş ve orada ikâmet etmiştir. Küçük yaştan itibaren İmâm-ı Âzam Hazretlerinden ders almaya başlamıştır. Hasan bin Ziyâd, babası pek fakir bir zât olduğundan, ilim meclisinden ayrılmaması için İmâm-ı Âzam Hazretlerinin maîşetini karşıladığı
✅Allah’ın ( tevhidi ) nasıl örneklendirdiğini görmedin mi? Güzel söz ( Lailaheillallah ), kökü sabit, dalları ise gökyüzüne ulaşmış güzel bir ağaç gibidir. İbrahîm_24 ✅Allah, iman edenleri dünya hayatında da ahirette de sabit sözle ( Lailaheillallah ) sapasağlam kılar. Allah zalimleri saptırır ve Allah dilediğini
Bu nesil, ne yazık ki büyüyemiyor. Bu ciddi bir hastalıktır. Yirmi yaşında, otuz yaşında, kırk yaşında ki bir adamın ortaya koyduğu fiiller, küçük bir çocuğun ortaya koyduğu fiiller gibi.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.