“Ey Allah’ın kadın kulu, Nefsini koru. İçinde bulunduğu toplumda davetçi biri de olsa, kendisine parmakla işâret edilen bir kimse de olsa, özelden ya da direkt olarak sana yabancı olanla iletişime iknâ olmaktan sakın. İletişim kurmak için sunulan bahanelerin önünü kapat. Sakın (daldığın hayâl dünyasındaki) parıltı ve ışıltılar seni aldatmasın. Zira evlere kapılarından girilir, çatılarından değil, helâli isteyen oyun oynamaz. Nice küçük düşüren davranışlar vardır ki şeytan onları (sâhibine) süslemiştir.” Leylâ Hamdân
"Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum."
Reklam
464 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Kitabımız bir kasabada geçiyor tatlı mı tatlı bir baş kadın karakter Grace ve herkese karşı huysuz sinirli bir erkek karakter Jackson. Grace evli ama mutsuz bir evliliği olan bir kadın bir gün eşi ondan ayrılıyor ve ailesinin kasabasına geri dönüyor.Jackson ise oto tamircisi,çok küçük yaşlarda annesini kaybetti ve babası da alkol bağımlısı bir yandan babasıyla bir yandan tamirhane ile bir yandan kasabanın nefretiyle uğraşıyor. Evet bütün kasaba Jackson ve babasından nefret ediyor onları şeytan olarak değerlendiriyorlar. Ama Grace kasabaya dönünce bunu değiştiriyor aslında onların kötü olmadığını çok iyi kalplerinin olduğunu tüm kasabaya gösteriyor. Kitap aşırı akıcıydı ben 1 günde bitirdim. Kitap enemies to lovers değil friends to lovers da değil yani başlarda birbirine çekilip bazı birliktelikler yaşıyorlar fakat sonra arkadaş oluyorlar daha sonrasında bu arkadaşlık aşka dönüyor kısacası. +18 bir iki sahne var.
Yüz Karası
Yüz Karası
Brittainy C. Cherry
Brittainy C. Cherry
Yüz Karası
Yüz KarasıBrittainy C. Cherry · Martı Yayınları · 20222,048 okunma
Bizler her gördüğümüz fenalığın rezaletin bir parçasını Ruhumuz da ebediyen beraber taşımaya mahkum insanlar,Onun yanında ne kadar zavallı ve küçük şeyleriz.
Kendimiz iyi olamıyoruz ve başkalarının iyiliğini küçük görmek için onlara reklamcı, hayır dua avcısı, hatta riyakâr diyoruz.
Şeytanın insan üzerindeki planları:
1. İnsanı küfre düşürmek, yani dinden çıkarmak. Bunu başaramazsa hedefini biraz küçültür. 2. İnsanı dinde bid’ata sürükler. 3. Büyük günahlara sevk ettirir. 4. Küçük günahlara yöneltir. 5. Sevap işlemesin diye mubahlarla oyalar. 6. Bu aşamada da şeytana prim vermeyen mü’minleri sevabı az olan amellerle meşgul eder. Şeytan asla vazgeçmez. *
Sayfa 58 - * Şerafettin Gölcük, İslam Akaidi kitabından iktibas..
Reklam
Caddede ki kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret değil. Insanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile. Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda, hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor. Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini.
408 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
"Siz bir zavallısınız, öyle değil mi? Yalnızsınız, tıpkı şeytan gibi; ve onun gibi kıskançsınız. Kimse sizi sevmiyor, öldüğünüzde arkanızdan kimse ağlamayacak! Ben sizin yerinizde olmak istemem! " . . . "Uğultulu Tepeler"i okumadan önce nefreti biliyorum sanırdım, hiçbir fikrim yokmuş meğer... Hastalıklı bir sevginin,
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202141,7bin okunma
Çocukların dövüldüğü bir medeniyet kuruluyor cehenneme Şeytan dahi utanıyor dağlıyor gözlerini kendi kendine İçlerinde aşk kalmamış onların, görülen sadece insan kılıfi Ruhları çekilip alınmış, buz ve barbarlık doldurulmuş yerine!
Manevi hayatımızda bizim pek de haberimiz olmadan bir takım hadiseler cereyan ediyor... Bu doğru... İnsan ruhları arasında, şuurun pek de karışmadığı bazı münasebetler var... Bu da doğru... Buna benzer daha birtakım şeyler var ki, hadi onlara da doğru diyelim... Fakat bunları arzularımızın hizmetkârı olarak kullanmaya kalkmak, tam hâkimi olmadığımız şeyleri hilelerimize alet etmeye çalışmak... Onların mahiyeti hakkında en küçük fikrimiz olmadığına delil değil midir?
Reklam
Şeytan, tanrının mastar halidir. Bunu derken, her yerde insomnia hastası ölüler.
“Küçük bir yaprağın arkasında bir dünya gördüğünü zanneder de koca dünyayı görmeden yaşar.”
Sayfa 52 - Yapı Kredi Yayınları 70. BaskıKitabı okuyor
Doğru olan açıklama şudur : Onun içinde büyük bir şeytan bulunmaktadır ve sayısız daha küçük şeytan da büyük olana hizmet etmek için koşturup durmaktadır.
Ermişin Hezeyanları ve 7 ölümcül günah : Şehvet
Parmağını dokundurunca kıvılcımlar gibi çıtırdayan şu ince dokuma Baktrian bezirgânlarının getirdiği dillere destan kumaştır. Kırk üç tercüman kullanır bu bezirgânlar seferlerinde. Bu kumaştan kaftanlar yapacağım sana, evde giymen için. İtin sürgülerini firavunincirinden çekmecemin, filimin heybesindeki fildişi kutumu da getirin bana! Bir sandıktan tüllere sarılmış yuvarlak bir şey, altın, gümüş oymalarla dolu bir de kutu getirirler. Can-bin-Can’*ın kalkanını ister misin? Ehramları kuranın kalkanını? Bak, bu işte o! Üst üste yedi e?derha derisinden yapılmış, deriler baba katili safrasıyla tabaklanmış, elmas vidalarla da sıkıştırılmışlar birbirine. Bir yanında silahların bulunmasından bu yana yapılmış savaşların resimleri var, öbür yanında dünyanın sonuna kadar yapılacak savaşların! Bu kalkanın üstüne düşen yıldırım, mantardan bir top gibi geriye teper! Koluna geçiririm bunu, avda kullanırsın. Ama şu küçük kutumun içinde neler var, bir bilsen! Çevir bak. Aç açabilirsen! Kimseler açamaz onu! Öp beni, söylerim sırrını sana! *Can-bin-Can: Bir Doğu efsanesi bu kahramana Herakles ya da Theseus’unkilere benzer serüvenler yaşatır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.