Bir yolculuk bizimkisi. Dünyadan geçenlerin yolculuğu işte… Kimi terk ediyor bu dünyayı, uğurluyoruz; Kimi geliyor, tebrik ediyoruz. Hepimizin bir hikayesi var geçerken; kimimiz tutunamıyoruz, kimimiz fazla tutunup bu dünyaya tapıyoruz. Bazılarımız bu yolculuğun sonunu düşünüp hazırlık yapıyor, bazıları yolculuğun sonuna inanmıyor!… İşte ben de geçerken bu dünyadan, bir kesitini okudum yaşamın… Şimdi sizlerle fikirlerimi paylaşmak istiyorum:
Derginin tasarımını çok beğendim; renkleri, yazıların boyutu, yazı fontları ve metinlerin uzunlukları okunabilir kılmış. Birbirinden değerli yazılar var hepsini ayrı ayrı çok sevdim. Benim için en değerli kısmı ise Doğan Cüceloğlu’nun vefatından kısa süre önce yapılan ‘Ayaküstü Sohbet’ sayfasıydı. Rahmetle ve minnetle ey kıymetli insan…
En sevdiğim yazı; Emine Şimşek/ Fark etmek, hissetmek ve görmek üzerine adlı yazısıydı.
En çok alıntı yaptığım; Kudret Ayşe Yılmaz/ Yazmakla Bitmeyen
Okumaya doyamadığım; Şaduman Tatlı Onbaşı/ Fesleğen.
En sevdiğim paragraf; “Fakat beyhude bir çaba…”
Ve bir çok güzel sayfa daha…
Hazırlayanların ve yazanların ellerine sağlık. Yolculuğumda karşıma çıkan güzel bir kesitti.
Sağlıca kalın.
Herkese Merhaba
Okuduğum çocuk kitapları arasında gerçekten de sevdim diyebildiğim, içimde bir yerlerde o sımsıcak duyguları hissettiren bir kitaptı bu kitap. Sevginin, yardımlaşmanın ve iyiliğin ne cüssede ne de bulunulan konumda olmadığını bunları sadece koca bir kalbin taşıyabileceğini anlatan güzel bir kitaptı.
Herkese tavsiye ederim.
Sevgiyle kalın
Gök MasalıKudret Ayşe Yılmaz · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 201756 okunma
Kudret Ayşe Yılmaz'dan sözün saydam gölgesinde başlığı altında yine harika tadı damakta kalan bir yazıyla giriş yaptık bu ay.
"İnsanoğlu sadece işitmeye layık olduğunu söyler. Söz; sahibinin asıl kimliği, saf tasviri, net manzarası." İşte bu kadar net.
Katı yalnızlıkları da bir söz eritecek; gönül ırmaklarını da söz kurutacak..
"Bitmeyen nedir dersen tesirdir sade.."
Bu sayıda Emin Gürdamur'da kalbimi fethetmeyi başardı: Öykücünün Üç Ahlak Yasası yazısıyla.
Hayata bir hikaye avlama gözüyle bakan yeni yazarlarımıza güzel bir uyarı, nahif bir resim olmuş bu yazı. İnsanın adım attığı her anından onda bir iz kalır, yazar bunları okuyup aktarmada yeterince güçlüdür.. başkalarının acısına hikaye gözüyle bakmaktan da Allah'a sığınırlar.
Üç tavsiye köşesinde Ali Ural'a denk gelmek sürpriz oldu doğrusu. Bir hatıra; bir dizi, bir kitap tavsiyesi oluyor bizlere.
Ben kitabı iliştireyim sadece şuracığa:
Hümeyra Yabar - Bir Kulübe
"Onu okumak sükûnetin içinde kalp atışlarınızı duymaktır." diyor onun için.
Okumak için sabırsızlanıyorum.
Elif Ezgi Bektaş Hurdalık yazısıyla çok manidar, derin anlamıyla insanı içine çeken bir bölüm ortaya çıkarmış.
"..eskimek, onların dilinde ölümle eş anlamlı." derken insanın dahi eskiyebileceği bir noktaya kadar getiriyor bizleri. İnsan nasıl mı eskir? Üstünde düşünmeyi size bırakıyorum. Bende düşünüyorum zira..
Sultan I.Murat, Kâtip Çelebi, Turgut Uyar, Shakespeare, Ahmet Haşim... değişik isimlerden izler görmek çok güzel oluyor. Kısa bir dokunuş ama derin bir temas bırakıyorlar.
Sevdiğim bir sayı oldu velhasıl..
Farklı kalemlerle tanışma heyecanı demiştim önceki sayının incelemesinde. Bu heyecan devam ediyor.
Bu bölümü içinde Kudret Ayşe Yılmaz'ın altını çizdim. Bir sayfalık yazısından, bir kitap dolusunca etkilendim. Yumuşak, nahif ve bir bakıma da teselli ediciydi.
Tanıştığıma memnun oldum.
Son bir yeltenişle kazanılırdı tüm savaşlar, böcekler son bir yeltenişle tutunurdu yaprağa, son bir yeltenişle boşalırdı olta, voltalar hep son yeltenişlere basamaktı.Kara bulutlar korku saçsa da içinde bereketi saklardı.