592 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Olmuyor sevgilim, sensiz olmuyor.
İncelemeye kitabın giriş cümlesi ile başlayacağım. Son cümlesi ile de bitireceğim. "Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum." Hayatta birçok an yaşıyoruz. Çoğunlukla da o anların kıymetini bilmiyoruz bu bir gerçek. Peki o "an" hayatta yaşadığınız en güzel anıysa ve bir daha karamsar bir şekilde devam edeceksek hayata.. Zaman
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 200840,9bin okunma
Reklam
... aldığım tasavvuf terbiyesinde, bana insanın eserinden önce geldiği öğretilmişti. Yani doğru görünen bir eser eğri ellerden çıkmışsa hiçbir değeri yoktur. (Doğru insan yanlış bir iş yapmışsa hikmet aranmalı, eğri bir insan doğru iş yapmışsa şüphe duyulmalıdır.
Sayfa 125Kitabı okudu
Topuğuna batan dikeni bile çıkarıncaya kadar akla karayı seçiyorsun; gönüldeki diken nasıl alınır, bir düşün…
Gamzedeyim deva bulmam Garibim bir yuva kurmam Gamzedeyim deva bulmam Garibim bir yuva kurmam Kaderimdir hep çektiğim İnlerim hiç reha bulmam Kaderimdir hep çektiğim İnlerim hiç reha bulmam Elem beni terketmiyor Hiç de fasıla vermiyor Elem beni terketmiyor Hiç de fasıla vermiyor Nihayetsiz bu takibe Doğrusu takat yetmiyor Nihayetsiz bu takibe Doğrusu takat yetmiyor Kudsi Ergüner Ensemble
Reklam
Teokratik düşüncedeki insanlar, genellikle kendilerinden önce , etraflarını düzeltme hatasına kolayca düşerler.
Sayfa 190Kitabı okudu
İnançlı kimse, gıdasını Hakk’ı anmaktan alır, itikat fakiri ise ekmek için Hakk’ı anar. Sadece ekmek için Allah’ın adını zikredenin, saman arzusuyla sırtında Kur’an taşıyan eşekten farkı yoktur.
Zaten bence barındırdığı gelenekler ortadan kaldırıldıktan sonra binaları tamir ettirmek, insanları öldürüp cesetlerini süslemekten farklı değil...
“Dünya işlerinde insanın, kendini daha kötü halde olanlarla; ahiret işlerinde ise tersine, kendinden üstün olanlarla kıyas etmesi gerekir.”
Reklam
Bağzı Yanlış Anlaşılmalar
İçerisi çok kalabalıktı.Ney üflemem için oturmam gerektiğinden, neredeyse diz dize olduğum iki insan arasına sıkıştım.Ev sahibinin kedisi de gelip yanımıza kıvrıldı.Üflemeye başladıktan kısa bir süre sonra elime damlalar düşmeye başladı.Ne olur diye başımı kaldırınca yan komşumun gözünden yaşlar boşandığını gördüm.Konser ilerledikçe yaşların şiddetide arttı.Ney üflememden bu kadar duygulanan birini bulmak beni daha da teşvik ettiğinden, haz ve çoşkuyla nağmeleri uzattıkça uzattım.Taksimimi bitirdiğimde elimi ağlayan şahsın omuzuna koyup, onu bu hallere soktuğum için neredeyse özür dileyecekti ki, o kan çanağına dönmüş gözleriyle bana dönerek "Özür dilerim" dedi, "Kediye alerjim var da!..."
Sayfa 163 - İletişim Yayınları 10.Baskı
... İnsanoğlu doğduğu andan itibaren beş delikli beton bir hücreye hapsedilmiş gibi yaşıyor ve dış dünyasıyla tek ilişkisini de bu pencereler sağlıyor. İşte gördüklerimiz, tattıklarımız ve dokunduklarımızla birlikte müzik, bu tesadüfi mahkumiyetten kaçabilmenin tek yolu. Hayatın maddi kaygıları içinde boğuldukça, bir hapis hayatı yaşadığımızı unutuyoruz belki ama bu aynı zamanda, hapislikten kurtulabilme imkanlarını da unuttuğumuz anlamına geliyor. Tarih boyunca değişik sanat biçimleri, insanlara kendi küçük tabiatlarını aşabilmek, özgürlüğü aramak gibi asil amaçlar sunmuş olsalar da, ne yazık ki günümüzde, başta müzik olmak üzere sanatların görevi insanları hapsoldukları hücrede eğlendirmekten öteye gidemiyor. ...
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.