Arap vakanüvistler, Halife Ömer' in, Hıristiyan patriğinin namazını Kudüs' ün kiliselerinden birinde kilmasi teklifini, aşırı gayretli bazi Müslümanlarin onun hatırası adına o kiliseyi ileride camiye çevirirler korkusuyla, kabul etmediğini kaydederler.
Müsaadenizle ben de ablalara yönelik olanını yazayım. Çok rica edeceğim canım hanımlar, biraz hayatın gerçeklerinin farkına varın. Pembe panjurlu ev, önünüzde diz çökmüş elinde yüzüğüyle prens, varlıklı bir aileye gelin olma hayali filan kurmaktan vazgeçin. Filmlerle dizilerle beklentilere girip kendi kendinizin hayatını mahvetmeyin. Gerçek hayat
Ömer Cömert

Ömer Cömert

@khvichakvaratskhelia
·
Abi biraz estetik, zarafet, ne bileyim az bilin ya, az akledin, az kafa yorun, anlamsız işlerin adamı olmayın. Okumayın abi bilmiyorsanız, sorun bilene. Egoluysa bilen bir tane vurun kafasına. Ama ucuz şeylerle ilgilenme sürenizi uzatmayın. Oyun da oynayın ama kuşluk da kılın. Ama n'olur Livaneli okumayın mesela. Snake oynayın onun yerine. Sinemanın has adamlarını takip edin. Maçları kaçırın. Kalbinize iyi gelecek şeyler dinleyin, bakının, konuşun. Gün içinde Kur'ansız yapamayın. Hayat geçiyor. Aynı bilinçle yaşayıp durmayın. Bilinciniz gelişmiyorsa okuduklarınıza bir son verin. Azıcık da imaj sahibi olun. Gözünüz güzeli fark etsin. Güzel şöyle olur diyebilin. Gösterebilin. Kılık kıyafetinizde bile bu fark edilsin. Kaninattaki uyum, sadelik sizde de görülsün. Gönül zenginliği isteyin. Otları koparmayı bırakmayın. Çok gülmeyin. Şekere, ekmeği fazla tüketilmeyin, malum pahalı. Olur olmadık şeylere de hayatınızı harcamayın. Geçip gitmesine izin verin bazı şeylerin. İnsanları değiştirme hastalığınız varsa bir son verin. Derhal. Hemen. Bunun kendini değiştirmekten bir kaçış olduğunu fark edin. Hemen. Arkadaşlarınızla hep aynı şeyi konuşuyorsanız buluşmayın. Malum bi çay 10 lira. Anne babanıza saygıda kusur ettiğinizde onları hemen cahillikle suçlamayın. Kendinizi sevilmemeye de değer olabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurun. Sıradan, basit, olmasa da olur cümleler çok kurmayın. İhtiyaç halinde susun. Sizden nasihat beklemedikleri müddetçe de insanlara nasihat etmeyin :)
Reklam
Hatırası var Sultan-ı Nebî'nin her taşında Ayrılık o da döndü, yanıyor gözyaşında Leyl-i İsrâ gibi yaraç bana da bağrında
168 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Mehmet Görmez'in Mescid-i Aksa da hutbe verdiğini anlattığı hatırası gerçekten ilgi çekici bir bölümdü.İsrailin kuruluşundan önceki dönemden başlayıp İngilizlerin nasıl filistini israile bıraktığı gibi hem güncel hem tarihi bilgiler harmanlanarak güzel bir kitap ortaya çıkmış eline sağlık yazarın.
Kudüs Yazıları
Kudüs YazılarıTaha Kılınç · Aşina Yayınları · 20231,887 okunma
Mescid-i Aksa denince aklımıza neler gelir neler! Başta o muhteşem Mirac hadisesi, ardından nice peygamber hatırası ... Bu mukaddes yere kelebekler gibi uçuşan nice alim, mutasavvıf ve hayırsever... Kimi ziyaret etti, kimi eser verdi, kimi de bu önemli mekanın yakınlarında kalmak ve burada ölüp buraya defnedilmek istedi. Kitap boyunca, bu kutsal alanın içinde gezerken birçok kabirle karşılaştık. Bu kabirierin sahipleri, içinde yattıkları bu eserlerin bânileri ve vakıf sahipleri idi. Şimdi size Mescid-i Aksa'da bulunan iki kabirden bahsedeceğim. Bu kabirlerin sahiplerinin Aksa avlusunda herhangi bir eserleri bulunmamakla birlikte medfun bulundukları yerler de Memlüklülere ait yapılardır. Ama ne hikmettir ki bu avlu içinde yatmaya hak kazanmışlardır. Aslında burada yatmaya hak kazandıkları hadiseleri kendilerine sorsak, ölmeden önceki ifadelerini bildiğimiz bu zatların son derece pişman olduklarını görürüz. Bu coğrafyaların meşhur bir sözü ile konuyu bağlayalım; Ba'de Harabü'l-Basra (Basra Harap olduktan sonra ... ) Demir Kapı'nın solundan, Aksa avlusunun batı revakları hizasında ilerliyoruz. Önümüze gayet süslü bir pencere çıkıyor. Pencerenin renkli kontürleri yukarıda bir alınlık haline geliyor. Alınlığın üstünde de bir taç bulunuyor. Yani bir kral ile karşı karşıyayız. Bu kabirde iki kişi üst üste yatıyor. Osmanlı'nın Mekke Şerifı Hüseyin ve oğlu, Ürdün Devleti'nin ilk kralı Abdullah.
Sayfa 111 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Kudüs'te, Hıristiyan patrik Sofronius, Halife'nin güvenlikle ilgili maddelere kefil olması için bizzat gelmesi şartıyla, barış istedi. Halife (Hz. Ömer) kabul etti. Tarihçi Rappoport onun gelişinin renkli bir hikâyesini anlatır: "Bizans imparatorlarının şatafatına ve altın yaldızlı elbiselerine alışmış Kudüs halkı için Halife'nin görüntüsü şaşırtıcı bir manzaraydı. Sırtında deve tüyünden sefil hırkasıyla, Peygamber'in bu halifesi, bütün bagajını ve gündelik hurma erzakını taşıyan bir deve üzerinde Kudüs'e girdi. Gâlibin bu kaba saba sadeliği ile, sadece Bizans imparatorları tarafından değil, onların eyalet temsilcileri tarafından da sergilenen alışılageldik saçma tantana arasındaki bu tezat, oldukça çarpıcıydı. Çok zorba ve çok açgözlü davranan bir hükümete karşı iyice bilenmiş bir halkın üzerinde bunun olumlu bir etki bırakmaması imkânsızdı. " Arap vakanüvistler, Halife Ömer'in, Hıristiyan patriğinin, namazını Kudüs'ün kiliselerinden birinde kılması teklifini, aşırı gayretli bazı Müslümanların onun hatırası adına o kiliseyi ileride camiye çevirirler korkusuyla,kabul etmediğini kaydederler.
Reklam
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.