Bir Kare, 4 Devlet: İşte Kudüs...
İslam medeniyeti açısından Kudüs'ün derinligini kavramaya bir giriş olması için, küçük bir tavsiye: Mescid-i Aksa avlusunda, Silsile Kapısı ile Kattanin Kapısı arasında bir noktaya oturup. yüzünüzü Emeviler'in hatırası olan Kubbetu's-Sahra'ya çevirin. Karşınızdaki süslü sebil, Memlük sultanı Eşref Kayıtbay tarafından yaptırıldığı için onun adını taşıyan bir mimari şaheseridir. Kayıtbay Sebili'nin sağındaki musalla, Osmanlılardan kalmadır. Musallanın biraz daha güneyinde, Osmanlı'nın Kudüs'teki ilk eseri olan Kasım Paşa Şadırvanı'nı göreceksiniz. Sebilin arkasında ise, merdivenlerin başında Fâtimîler'in mührünü taşıyan taş kemerler vardır. Sırtınızı dönük oturduğunuz revaklar da, Eyyûbilerin Kudüs'teki imzasıdır. Tam bu noktadan bir fotoğraf çektiğinizde, İslâm tarihindeki bütün büyük imparatorlukların, bu küçücük alanda aynı kareye girdiğini fark edeceksiniz. Kudüs tam da budur işte. Müslümanların ortak hafızası, ortak mirası, ortak emeğidir. Tarih içinde taş taş oluşan bu birikimin derinliğine nüfuz edebilmek için, Kudüs'e, başka hiçbir şehirde yapmadığınız biçimde dikkatli ve derinlemesine odaklanmalısınız. Bunun için, Kudüs'e tek bir sefer yapmanın kâfi gelmeyeceği de açık, üstünkörü okumaların ufkumuzu açmaya yetmeyeceği de...
Seyahat etmenin, yeryüzünde yol tepmenin ve yeni yerler tanımanın öneminden bahsedince, nereleri "mutlaka" görmek gerektiğiyle ilgili sorular da geliyor doğal olarak. Bu noktada, herkes kendi bakış açısına, hassasiyetlerine ve önceliklerine göre çeşitli cevaplar verebilir. Ben kendi seyahat tecrübelerim ve okumalarım çerçevesinde, "Bir Müslümanın 40 yaşından önce mutlaka ziyaret etmesi gereken beş coğrafya" şeklinde bir liste belirledim. Cevap olarak bunu takdim ediyorum, sorulduğu zaman. Yaslandığımız kültürel arka planı kavramak, sürdürdüğümüz tarihsel yürüyüşün ana duraklarını fark etmek, nereden gelip nereye gittiğimiz hakkında düşünmek ve benliğimizi sağlam temeller üzerine yükseltmek adına, şuraları mutlaka adımlamamız gerekiyor: Kudüs, Kahire, Balkanlar, Endülüs ve Buhara-Semerkand. "İki yılda bir, buralardan birine seyahat" olarak planlasak, 10 yılda tamamlanacak bir hedef bu. İmkân genişliği zuhur ederse, süre elbette daha da kısalabilir.
Reklam
İsm-i Âzam
İsm-i Hayy ve Kayyûm'un cilvesi iledir ki Kuddûs, Adl, Hakem ve Ferd isimleri kâinatta tecelli ediyordu
Sayfa 17 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
"İmparator, Frenklerin kralı Kudüs'e geldiğinde ben de el-Kâmil'in isteği üzerine kendisinin yanında kaldım. Onunla birlikte Haremüşşerif'e girdim, orada mescitleri dolaştı. Daha sonra Mescidü'l-aksâ'ya gittik, oranın ve Kubbetü's-sahra'nın mimarisine hayran kaldı. Minberin güzelliği karşısında büyülendi, basamakların en tepesine kadar tırmandı. Aşağı inince beni elimden tutup yeniden Mescidü'l-aksâ'ya doğru sürükledi. Orada elinde İncil'le camiye girmek isteyen bir rahipler karşılaştı. Öfkeden çılgına dönen imparator onu paylamaya başladı: "Sen ne arıyorsun burada? Tanrı adına yemin ederim, eğer içinizden biri buraya bir daha izinsiz adım atmaya kalkarsa, gözlerini oyarım!" Rahip tirtir titreyerek uzaklaştı. O gece müezzine imparatoru rahatsız etmemek için ezan okunmamasını söyledim. Ama ertesi gün kendisini görmeye gittiğimde imparator bana sordu: "Hey kadı, niye müezzinler her zamanki gibi ezan okumadı?" Cevap verdim: "Zat-ı şahanelerine bir saygı olarak ben ezan okumalarını engelledim." "Böyle davranmamalıydın" dedi imparator; "çünkü geceyi Kudüs'te geçirdiysem, bunun en büyük nedeni gecenin içinde müezzinin sesini duymaktı."
Sayfa 212 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bu iki durumun ilkine örnek, Einstein olsa gerektir. Yüzyılın belki en önemli, en ziyade çığır açan bilim adamı olan Einstein, IQ’ya vurduğunuzda kesinlikle 'süper zeka’ değildir; ve bir dergi mülâkatından tanıdığım bir “süper zeka’ ise, Einstein gibi kâinatın derinliklerinde yol almak yerine, vaktini zeka bulmacalarl hazırlamakla geçirmektedir. Bildiğim bir başka “süper zeka’nın yapıp ettiği ise, söylenen sözleri tersinden tekrar edebilmektir. “Süper zeka’sını söylenen telefon numaralarını akılda tutarak 'telefon rehberi’ seviyesine indirenler de vardır. IQ’su vasat veya vasatın az üstünde birileri dikkat ve sabır ile çok ciddi yönlerde ilerlerken, 'süper zeka’lığına esir olup ucuz zeka gösterileri ile Ömür tüketen zavallılar vardır. Halbuki, söylediğiniz sözü, cümleniz biter bitmez tersinden tekrarlayan bir zeka kaç kuruş eder? İstanbul telefon rehberini bir okuyuşta ezberlemekle iştigal eden bir siiper zeka gerçekten akıllı biri midir?
Bu risalede, Allah’ın güzel isimleri arasında 'İsm-iAzam’ olarak çalışılan altı esmâ-i hüsnâdan Kuddüs, Adl, Hakem ve Ferd isimleri sözkonusu olduğunda ‘bir ism-i Azam veya İsm-i Azam’ın altı nurundan bir nuru olan...’ ifadesini kullanıyor Bediüzzaman. Sıra Hayy ve Kayyum isimlerine geldiğinde ise, bu ifadeye bir ilavede bulunuyor: 'İsm-i Azam veyahut İsm-i Azam’ın iki ziyasından bir ziyası veya altı nurundan bir nuru olan.; Altı ism-i âzamdan son ikisine, Hayy ve Kayyum’a gelindiğinde karşımıza çıkan bu ‘iki ziyasından bir ziyası’ ilavesi, müzakeremiz esnasında ziyadesiyle düşündürmüştü bizi.
Reklam
29 öğeden 21 ile 29 arasındakiler gösteriliyor.