Maruz Kaldıklarına Maruz Bırakıyorlar
Yahudiler tarafından başlatılan ayaklanma sonrasında milattan önce 70 yılında Titus hem şehri hem de mabedi (süleyman mabedi) yıkarak yakmıştır. Hadrianus Dönemin' de de Kudüs'ün putperest bir Roma şehri yapılması amacıyla yapılan çalışmalara karşı Yahudiler yeniden ayaklanmışlar, sert bir şekilde bastırılan ayaklanma sonrasında Yahudilere Kudüs'e giriş yasağı konulmuştur. Şehrin adı "Colonia Aelia Capitolina" olarak değiştirilmiş, tamamen yıkılmış olan Mabed'in yerine de Hadrianus tarafından Jüpiter'e ithaf edilen bir tapınak yaptırılmıştır. Bu dönemden sonra dünyaya dağılan Yahudiler için mabetten geriye kalan Batı duvarı (ağlama duvarı), yüzyıllar boyu milli ve dini duyguları ayakta tutan bir unsur olmuştur.
“Abdülhamid Filistin'de Yahudilere tek karış toprak vermedi” şeklindeki “slogan” Osmanlı arşiv kayıt ve vesikalarına göre gerçek değildir. Abdülhamid devrinde görünüşte Yahudilerin Filistin'de toprak satın alma hakları yoktu ve Osmanlı vatandaşı değillerse Filistin'e giriş yaparken pasaportlarını verip Kırmızı Tezkere almakta ve en
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
"1099 yılında Kudüs alınmıştır. Şehrin yağmalanması vahşice olmuştur. Ortaçağın romantik düşüncesi içinde Haçlı seferlerini yapanlar– özellikle aslan yürekli Richard– kutsal bir görevi yerine getirmenin heyecanı içinde olmuşlardır. Kudüs'e giriş korkunç katliamların yaşanmasına neden olacaktır. Verdikleri sözlere ve Müslüman komutanların teslim olmasına rağmen, Haçlılar ellerine geçirdikleri herkesi katletmişlerdir. İçi insan dolu olan binaları ateşe vermişlerdir. Bir Haçlı lideri olan Aguiler'li Raymond, tapınak alanını ziyaret ettiği zaman dizlerine kadar yükselen kan gölüyle karşılaşmıştır. Bu kana susamışlığın çok büyük bir örneği olarak tarihe geçmiştir."
Sayfa 118Kitabı okudu
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
266 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf'un 1983 tarihli ilk yapıtı 11. yüzyılın sonundan 13. yılının başına kadar devam eden Haçlı Seferleri'ni Arap tarihçilerin ve vakanüvislerin tanıklarına dayandırarak anlatıyor. Kitap 5 kısma ayrılıyor. Kısımlar bölümlere ayrılarak anlatılıyor. Kitabın giriş cümlesinde Haçlı Seferleri'ni
Arapların Gözünden Haçlı Seferleri
Arapların Gözünden Haçlı SeferleriAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20221,749 okunma
36- Özgürlüğü sağlama ve siyonist projeyi ortadan kaldırma programının dayanması gereken temel, İslâm olmalıdır. Çünkü Yüce Allah doğru kullarını zafere erdirmeyi, onlara yardım etmeyi vaadetmiştir. Ayrıca bu, İslâm ümmetinin akidesidir. Ümmetin hayrı ve kurtuluşu ona bağlıdır. Bunun yanı sıra büyük halk kitlelerini bu mücadeleye yönlendirip
Sayfa 55
Reklam
Filistin halkının bütünü nazarı itibare alındığı zaman yahudilerin daima bir azınlık olarak kaldıkları görülür. Park'ın notlarına göre, ''islâmi otoriteler, yurtdışından Filistin'e giriş yapmak isteyen veya yerleşmek isteyen yahudilere, hiçbir zaman mâni olmadılar''. Hâkikaten Filistin halkı, hac için ülkeye gelen yabancılara daima misafirperverlik göstermiş, kollarını açmış, barışçı emelleri olanlar ile saldırgan fetihçiler hakkında daima iyi bir ayırım yapmıştır.
Haçlılar M. 1099 yılında Kudüs'e girdiler ve şehre girer girmez orada bulunan Arap halkın büyük çoğunluğunu katlettiler. Bu katliamda öldürülenlerin sayısı çoğu tarihi kaynakta 70 bin olarak geçmektedir.
İslam Öncesi Dönemde Filistin..
İsrailoğulları MÖ. 12. yüzyılda Hz. Yuşa komutanlığında Filistin'e girerek Kenaniler ve Palestiler ile savaştı. MÖ. 11 yüzyılın son üçte birinde İsrailoğulları'nın komutanı Talut, Palestelilerin komutanı ise Calut idi. Talut'un vefatından sonra İsrailoğullarında komutanlığı Hz. Davut üstlendi ve Palestine topraklarında bir devlet kurdu. Onun ardından Hz. Süleyman hüküm sürdü ve devlet en geniş sınırlarına Hz. Süleyman döneminde ulaştı. Hz. Süleyman'ın vefatından sonra devlet kuzeyde Samariye merkezli İsrail, güneyde ise Kudüs merkezli Yehuda devleti olarak ikiye ayrıldı.
Sayfa 52 - AsaletKitabı okudu
Ömer Bin Hattab (r.a.) Kudüs'e girerken davranışıyla ümmete liderliği ve adil bir yönetimi nasıl olacağını gösteriyordu. Kudüs'e varıncaya kadar sırayla bindikleri deveye binme sırası hizmetlisine gelmişti. Kendisi ise dizine kadar çamurlara batmış bir vaziyette deve yularını İki eliyle bizzat kendisi çekiyordu.
Reklam
Patrik Sophronius o dönemde "İlya" ismi ile bilinen Kudüs şehrini bizzat Hz. Ömer'in teslim almasını şart koşmuştu. Bunun üzerine Hz. Ömer Filistin'e geldi, Hristiyanların kiliselerine ve haçlarına dokunulmayacağına dair "Ömer Emannamesi" adı verilen bir anlaşma metni yazdı. Ayrıca bu emennamede "Kudüs'te hiçbir Yahudinin yerleşmeyeceğini" beyan etti.
İlk kez, Doğu Roma İmparatoru Konstantin'in annesi Helena tarafından yaptırılan, sonrasında ise birçok tadilatlar geçiren kilise, günümüzde tam 6 Hristiyan mezhebi tarafından ortaklaşa yönetiliyor. Bu mezheplerin birbiriyle olan münasebetleri, kiliseyle ilgili hak ve görevleri ise hâlâ Osmanlı İmparatorluğu döneminde yayımlanan fermanlar çerçevesinde yürütülüyor.<p></p><p>Giriş kapısının önünde yer alan geniş avluya girer girmez, kapının üstündeki balkonda dayalı gördüğümüz merdiven mesela, Sultan Abdulmecid'in fermanı gereği orada. Tarih kaynaklarının aktardığına göre, Hıristiyanların kilise üzerindeki egemenlik yarışı ciddi bir çatışma haline dönüşünce, Sultan bir ferman yayımlayarak kilisenin mevcut statükosunun olduğu şekliyle korunması ve herkesin o anki kendi görev alanlarında sabit kalması esasını getirmiştir. Ferman Kudüs'e ulaştığında, söz konusu merdiven de orada dayalı durduğundan, onun da olduğu gibi bırakılmasına karar verilmiş. Yaz-kış, merdiven yerinde durur; bırakın kaldırılması, yerinin değiştirilmesi dahi kabul görmez.
29 Haziran 1967'de, lsrail Askeri Komutanlığı, Arap Bele­diye Meclisinin dağıtıldığını haber verirken, Doğu Kudüs Bele­diye Başkanı Ruhi El-Hatib'e yazdığı resmi yazıda Arap temsil­ ciliğinin bundan böyle olmayacağını «bildirmekle kesbişeref eylediğini» söylüyordu. Hemen ardından, Arap bankaları kapa­tıldı; paralarına el kondu. Kentin
Sayfa 26
Kudüs
KUDÜS'ÜN KAPILARI ESBAT KAPISI Esbat Kapısı, üzerinde bulunan aslan figürlerinden dolayı "Aslanlı Kapı" olarak da anılıyor. Bu kapının güney tarafında bulunan Baburrahme Mezarlığı'nda sahabenin büyüklerinden Şeddad Bin Evs ve Ubade Bin Samit Hazretlerinin kabirleri vardır. Kapının kuzey tarafında ise Yusufiye Mezarlığı
Sayfa 46 - Zarif Yayınları
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Müslümanların Tarihi
İhsan Süreyya Sırma, kitaba ilk önce tarihin ne olduğunu anlatarak giriş yapıyor. Bu konuyu çeşitli bir çok alt başlıkta ele alıp, anlatımı daha da güzelleştiriyor. Tarihe İslami perspektiften bir bakış, tarihin tanımı, tarihi dinden ayırabilir miyiz, eski ve yeni tarih ilişkisi, tarihsel olaylar, tarihe olan ihtiyaç, Kur'an'ın Tarihe
Müslümanların Tarihi (1. Cilt)
Müslümanların Tarihi (1. Cilt)İhsan Süreyya Sırma · Beyan Yayınları · 2014286 okunma
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.