Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gebelerde aşı uygulaması
Gebelerde tetanos bağışıklaması sorgulanmalı, gerekiyorsa tetanos toksoit aşısı yapılmalıdır. Tetanos bağışıklaması 12 gebelik haftasından itibaren yapılabilir. Gebeliğin geç tespit edilmesi halinde aşın ilk dozu yapılmalı ve aşı takvimine uygun olarak diğer dozlar uygulanmalıdır. Hiç aşılanmamış gebeler en az iki doz Td (tetanos-erişkin tip difteri) aşısı uygulanmalıdır, ikinci doz doğumdan en az iki hafta önce tamamlanmalıdır Yeter süre sağlanamadıysa tek doz Td almış gebenin ve bebeğinin tetanos hastalığı açısından risk altında olduğu dikkate alınmalıdır. Temiz doğum şartlarının sağlanması ve bebeğin göbek bakımını doğru yapılması daha da önem kazanmaktadır Gebelikte Hepatit B enfeksiyonuna karşı bağışıklık mevcut değilse, bağışıklanması önerilmelidir Gebelikte yapılan tetkiklerde HBsAg (-). AntiHBs (-) çıkan ve gebelik sırasında HBV ile enfekte olma riski bulunan gebelere gebelik sırasında (ikinci veya üçüncü trimesterde). Hepatit B aşısı 0-1-6 ay aşı şemasıyla yapılabilir. Gebelikte aşılanmayan anneler doğumdan sonra aşılanabilir. Gebeler grip sezonunda (Eylül Nisan aylarında) grip aşısı yaptırması önerilmektedir. Gebelikte mutlak kontrendike olan aşılar •Kabakulak • Kızamık •Kızamıkçık • Suçiçeği Gebelikte gerektiğinde kullanılabilen aşılar •Influenza •Kuduz •Hepatit B •Hepatit A • Promokok •Meningokok •Difteri, Boğmaca ve Tetanos Gebelikte rutin olarak önerilmeyen ancak zorunlulukta yapılabilen aşılar • Oral veya subkutan polio . Tifo
mikrop teorisi
Yüzyıllar boyunca bir çok hastalığın nedeni bir sır olarak kaldı. Bazıları hastalığı zehre, bazıları kötü havaya, bazıları da Tanrının hoşnutsuzluğuna bağladı. 1840'larda Viyana'da çalışan Macar kadın doğum uzmanı Ignaz Semmelweiss, doktorların katıldığı doğumlarda kadınların, ebelerin katıldığından daha çok lohusa hummasına (genellikle
Sayfa 194 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Kujo'nun sinir sistemini kemiren kuduz hastalığı doğal düşünce ve davranış kalıplarını bozmuş olmasına rağmen öç alma duygusunu bilemişti.
Sayfa 189 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
mikrop teorisi
Yüzyıllar boyunca, birçok hastalığın nedeni bir sır olarak kaldı. Bazıları hastalığı zehre, bazıları kötü havaya bazıları da Tanrı'nın hoşnutsuzluğuna bağladı. 1840'larda Viyana'da çalışan Macar kadın doğum uzmanı Ignaz Semmelweiss, doktorların katıldığı doğumlarda kadınların ebelerin katıldığından daha çok loğusa hummasına
Sayfa 194Kitabı okudu
Kuduz hastalığı çok önemsenmesi gereken bir hastalıktır (Rüyanda görsen bile git aşı ol).
Sayfa 269Kitabı okudu
II. Abdülhamid döneminde koruyucu hekimlik ve Louis Pasteur
Kuduz aşısına özel bir yer vermek gerekir. 1885'te Louis Pasteur (1822-95) Pierre Paul Émile Roux ile yaptığı çalışmalar sonucu aşı yöntemini geliştirmiş ve tavşanlar üzerinde denemişti. Daha sonra aşının kuduz hastalığı üzerinde etkisini araştırmak için 11 köpekle deney yaptı. Olumlu sonuç alan Pasteur, kuduz bir köpek tarafından ısırılmış 9 yaşındaki Joseph Meister'a uygulama konusunda tereddütte kaldıysa da danıştığı kişilerin desteğiyle 6 Temmuz 1885'te aşıyı uyguladı. Çocuğun durumu iyiye gidince başarısını ilan etti. Aşının olumlu sonuç vermesinden sonra bir aşı merkezi kurmak isteyen Pasteur yeterli parayı bulamamıştı. Öte yandan İstanbul'daki II. Abdülhamid bu uygulamayı duyunca 1886 yılında Zoreos Paşa, Dr. Hüseyin Remzi ve Veteriner Hüsnü Bey'den oluşan bir heyeti Paris'e gönderirken Pasteur'a kuduz tedavi merkezi açması için de kendi istihkakından 10 bin Frank gönderdi. Bu parayla o zaman İstanbul'un iyi semtlerinde ev satın alınırdı. Pasteur bu yardımların desteğiyle 1887'de Pasteur Enstitüsü'nü kurdu.
Reklam
Peki ama örneğin daima haklı olduklarını düşünecek kadar hasta insanlar olmuş olsaydı, bu denli tuhaf bir hastalığı tedavi edecek yeteri kadar helleborus bulunur muydu? Peki ya bu hastalar daima haklı olduklarını iddia ederken kendilerinin haksız olabileceğini düşünen herkesi ölüm cezasıyla tehdit etselerdi; boyun eğmeyenleri ortaya çıkarsınlar diye casuslar tutsalardı; bir babanın oğlunun, bir annenin kızının şahitliğiyle yakılarak öldürülmesi gerektiğine hükmetselerdi, vs. bu insanları bağlayıp onlara kuduz muamelesi yapmak gerekmez miydi?
İnsanların kimi zaman beyinlerinden hasta olabileceğini biliyorum. Müziğini yeterince iyi bulmadığı için delirerek ölen bir müzisyenimiz vardır. Bazı insanlar camdan burunları olduğunu düşünmüştür. Peki ama örneğin daima haklı olduklarını düşünecek kadar hasta insanlar olmuş olsaydı, bu denli tuhaf bir hastalığı tedavi edecek yeteri kadar helleborus bulunur muydu? Peki ya bu hastalar daima haklı olduklarını iddia ederken kendilerinin haksız olabileceğini düşünen herkesi ölüm cezasıyla tehdit etselerdi; boyun eğmeyenleri ortaya çıkarsınlar diye casuslar tutsalardı; bir babanın oğlunun, bir annenin kızının şahitliğiyle yakılarak öldürülmesi gerektiğine hükmetselerdi, ve bu insanları bağlayıp onlara kuduz muamelesi yapmak gerekmez miydi?
Kuduz virüsü, bir patojenin bir konağın davranışının nasıl manipüle edebildiğini özellikle dikkat çekici ve ürkütücü örneğini oluşturur. Vücuda girmeyi başardıktan sonra, genellikle enfekte bir bireyin ısırılması ile virüs sinir lifleri boyunca beyine doğru hareket eder ve burada saldırganlığı düzenleyen bölgede toplanırlar. Daha sonra konağın saldırması ve ısırmasını sağlayarak diğer bireyleri enfekte eder. Ayrıca kurbanın yutkunma kaslarını felç eder, böylece virüs yüklü tükürüğün ağızda birikmesine neden olarak bulaşma olasılığını arttırır ve yan etki olarak kurbanın suda boğulma korkusu yaşamasına neden olur. Bu durum nedeniyle başlangıçta hidrofobi hastalığı ismi verilmiştir.
İnsanların kimi zaman beyinlerinden hasta olabileceğini biliyorum. Müziğini yeterince iyi bulmadığı için delirerek ölen bir müzisyenimiz vardır. Bazı insanlar camdan burunları olduğunu düşünmüştür. Peki ama örneğin daima haklı olduklarını düşünecek kadar hasta insanlar olmuş olsaydı, bu denli tuhaf bir hastalığı tedavi edecek yeteri kadar helleborus bulunur muydu? Peki ya bu hastalar daima haklı olduklarını iddia ederken kendilerinin haksız olabileceğini düşünen herkesi ölüm cezasıyla tehdit etselerdi; boyun eğmeyenleri ortaya çıkarsınlar diye casuslar tutsalardı; bir babanın oğlunun, bir annenin kızının şahitliğiyle yakılarak öldürülmesi gerektiğine hükmetselerdi, vs. bu insanları bağlayıp onlara kuduz muamelesi yapmak gerekmez miydi?
Reklam
Kraliçe Tavsiyeler.
Toplantı odasına geç girdiğinizde, sadece patronunuz ve rakipleriniz değil, geçen ay acıyıp işe aldığınız, fotokopi makinesini bile tam olarak çözememiş asistan dahi, size sinirli ve ukala bakışlar atma hakkını kendinde bulur! Benim tavsiyem, bu durumlarda klasik bahanelerden kaçınmaktır. Yakınların hastalığı, trafik, hafif soğuk algınlığı, çocuklarınızla ilgili bahaneler, unutmayın ki, 1800'lerden beri kullanılmaktadır. Size tavsiyem, uydurma olamayacak kadar imkânsız bir açıklama bulmanızdır! Ekmekten zehirlenmek, bir sokak kedisi tarafından ısırılıp kuduz aşısı yaptırmak, bindiğiniz taksinin bir mafya babasının cipiyle çar-pışması gibi, hikâyesinin enteresanlığı gecikmeyi unutturacak bahaneler, her zaman en iyileridir. Toplantı bitip patron gittikten sonra, inanan arkadaşlarla dalga geçmekse ekstra eğlence sağlar.
Hekim, insanlığın doğuşundan bu yana kuduz hastalığının, bir türlü önü alınamamış zararlarının, bin yıllık tıp biliminin onu engellemekteki yetersizliğinin akıllı ve bilgili bir dökümünü yaptı. Bu hastalığın nasıl ezelden beri, tıpkı bazı delilik biçimleri ve daha başka ruhsal rahatsızlıklarda olduğu gibi, cin çarpması sanılageldiğine üzücü örnekler verdi. Sierva Maria'ya gelince, aradan geçen onca haftadan sonra, hastalığı kapmış görünmüyordu. Abrenuncio, hala var olan tek tehlikenin, daha başka onca kişide görüldüğü gibi, şeytan kovma ayinlerinin gaddarlığından ölmesi olduğunu söyleyerek sözünün tamamladı.
İşe geç kalındığında nasıl davranılmalı, ne gibi bahaneler üretilmeli?
Diyelim ki sabah uykunuzdan ayrılamadınız ve 9'daki toplantı-ya 9:20 gibi varabildiniz. Toplantı odasına geç girdiğinizde, sadece patronunuz ve rakipleriniz değil, geçen ay acıyıp işe aldığınız, fotokopi makinesini bile tam olarak çözememiş asistan dahi, size sinirli ve ukala bakışlar atma hakkını kendinde bulur! Benim tavsiyem, bu durumlarda klasik bahanelerden kaçınmaktır. Yakınların hastalığı, trafik, hafif soğuk algınlığı, çocuklarınızla ilgili bahaneler, unutmayın ki,1800'lerden beri kullanılmaktadır. Size tavsiyem, uydurma olamayacak kadar imkânsız bir açıklama bulmanızdır! Ekmekten zehirlenmek, bir sokak kedisi tarafından ısırılıp kuduz aşısı yaptırmak, bindiğiniz taksinin bir mafya babasının cipiyle çarpışması gibi, hikâyesinin enteresanlığı gecikmeyi unutturacak bahaneler, her zaman en iyileridir. Toplantı bitip patron gittikten sonra, inanan arkadaşlarla dalga geçmekse ekstra eğlence sağlar.
epsilon yayıneviKitabı okudu
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.