Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü; rızâ-yı küfür, küfür olduğu gibi; zulme rızâ da zulümdür.
Sayfa 346Kitabı okudu
Demek iman, bir manevî tûbâ-i Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise manevî bir zakkum-u Cehennem tohumunu saklıyor. Demek selâmet ve emniyet, yalnız İslâmiyette ve imandadır. Öyle ise, biz daima: اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ عَلٰى د۪ينِ الْاِسْلَامِ وَ كَمَالِ الْا۪يمَانِ demeliyiz...
Reklam
Türkiye'nin en büyük sorunu nedir denildiği zaman öğrencilerime "erkekliktir" diyorum. Bir bakın etrafınıza. Küfür duymadan beş metre yürüme imkanı yok. "Bayan var küfretme" deniliyor. E ben de duymak istemiyorum, benim suçum erkek olmak mı?
Sayfa 137 - Doğan KitapKitabı okudu
Müslümanların azınlıkta veya gayr-i müslimlerin galip bulundukları ülkede, Müslümanlar nasıl hareket edeceklerdir? Zira küfre rıza gösterme ve küfür ahkamına tabi olma hakları yoktur. Bu hususta farklı rivayetler vardır. İbn Abidin: "Fetih'te bu konuda şöyle denilmektedir: Eğer görev verecek sultan (Ülû'lemr) yoksa veya kendisinden görev alınacak bir yetkili bulunmazsa -ki bazı Müslümanların yaşadığı bölgelerde olduğu gibi- o bölgelerde gayr-i müslimler hakim olmuşlar, Müslümanlar bir bakıma azınlıkta kal- mışlar veya Müslümanlar mahkûm durumda, gayr-i müslimler hakim durumdadırlar. (Kurtuba'da bugün olduğu gibi.) Bu durumda ne yapılmalıdır? Gerekli olan, Müslümanların kendi aralarından birine bu görevi vermeleridir. Onda ittifak etmeleri vaciptir. Onu kendilerine imam olarak seçerler, o da kadı tayin eder. Böylece kendi aralarında vukû bulan hadiselerin yargı organlarına aktarılması sağlanmırmam larda kendilerine Cuma namazı kıldıracak bir imam nasbederler." İnsanın mutmain olduğu, kabul edebileceği görüş de bu olsa gerek. Bu görüş istikametinde amel edilmelidir" hükmünü zikretmektedir. İbn Abidin'in: "İnsanın mutmain olduğu, kabul edebileceği görüş de bu olsa gerektir. Bu görüş istikametinde amel edilmelidir" demesinin sebebi; bazılarının gayr-i müslimlerin tayin ettiği kadılara müracaat edebileceği yolundaki görüşlerini reddetmek içindir.
Şükür cehalet bitti! Kimse okumuyor, herkes yazıyor. Kimse öğrenmiyor, herkes biliyor. Kimse susmuyor, herkes konuşuyor. Kimse çekilmiyor, herkes ortada. Kimse kederlenmiyor, herkes şenlik. Kimse yere bakmıyor, herkes gökyüzü. Kimse sevmiyor, herkes arzu ediyor. Kimse gözyaşı değil, herkes küfür. Kimse eşik değil, herkes ufukların ötesi. Kimse gölge değil, herkes ışık. Tevazu bitti. İncelik bitti. Hatıra bitti. Gönül bitti. Şarkı bitti. Bir aynalar pazarı ki, yaşıyoruz işte...
Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve âhireti unutup dünyaya talip bedbaht nefsim! Bilir misin neye benzersin? Deve kuşuna... Avcıyı görür, uçamıyor; başını kuma sokuyor, tâ avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarıda. Avcı görür. Yalnız o, gözünü kum içinde kapamış, görmez.
Reklam
Büyük acılarla yara almış insanlara, "Zaman her şeyin ilacıdır"lafı küfür gibi gelir.
Sayfa 208Kitabı okudu
Îmân-Küfür-Tekfî
Abdullâh bin Ahmed şöyle dedi: “Babam Rahimehullâh’a “İrcâ” hakkında soru sorulurken duy- dum. Dedi ki: “Biz deriz ki: Îmân söz ve amel’dir, artar ve eksilir. Kişi zina ettiğinde, şarap içtiğinde îmânı eksilir.” Abdullâh bin Ahmed yine şöyle dedi: “Babama; Îmân söz ve ameldir, artar ve eksilir diyen fakat istis- nâda bulunmayan kimse Mürci midir?” diye sordum. Bana: “Uma- rım ki Mürcî değildir”, dedi. Abdullâh, ardından babasının “İnşeAllâh müminim” diyerek “îmânda istisnâda bulunma”nın cevâzına dâir getirdiği bazı delil- leri zikretmiştir. Ebû Dâvûd Süleymân bin Eş’as, Ahmed bin Hanbel’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Namaz, zekât, hac ve birr (iyilik) îmândandır. Günahlar îmânı eksiltir. Bir kişi “Namaz kılmam” derse kâfirdir. Ahmed bin Hanbel Rahimehullâh “Usûl’us Sunne” isimli risâle- sinde şöyle demiştir: “Namazdan başka terki küfür olan amel yoktur. Kim namazı terkederse kâfirdir. Nitekim Allâh, onun katlini helâl kılmıştır
Sayfa 65 - NedaKitabı okuyor
Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen; Allah nâmina ver.. Allah nâmina al.. Allah nâmına başla.. Allah nâmına işle.. Vesselâm.
O Mün'im-i Hakikî bizden o kıymetdâr ni'met- lere, mallara bedel istediği fiat ise, üç şeydir. Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir. Başta "Bismillah" zikirdir. Ahirde "Elhamdulillâh" şükürdür. Ortada, "Bu kıymetdâr hâri- ka-i san'at olan ni'metler Ehad, Samed'in mu'cize-i kudreti ve he- diye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derketmek" fikirdir. Bir pâdişahın kıymetdâr bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp, hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de; zâhirî mün'imleri medih ve muhabbet edip, Mün'im-i Hakikî'yi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.