Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fikret’in Osmanlıcası, Osmanlıcanın kemali, Yahya Kemal, kuğunun son şarkısı.
Sayfa 239Kitabı okudu
" Pişmek, mecazen olgunlaşmayı ifade etmektedir; yanmak ise daha yüksek bir merhale. "
Reklam
Orhan Pamuk
" Biz yürüdükçe karanlık sokaklar ve üzerimize üzerimize sarkan korkunç evler açılıyor; biz yürüdükçe kaldırımlar ve dükkânlar anlamlanıyormuş . "
Orhan Pamuk
" Rüyamda, en sonunda yıllardır olmak istediğim kişi olduğumu gördüm. "
Şürîde vü şeydâ kılan yârin cemâlidir beni (beni perişan ve divane kılan sevgilinin güzelliğidir.)
Sayfa 138 - Hammamizade İsmail Dede EfendiKitabı okudu
Orhan Pamuk
".., şu anlatacağım masalın başını biliyorduk ikimiz, ama sonunu değil. "
Reklam
Önsöz ve Giriş Yerine: DER-BEYÂN-I SEBEB-İ TE'LİF
"Kuğunun Son Şarkısı” adını "yerli” bulmayanlar da olmuştu; çünkü bu tabir muhtemelen Yunan mitolojisinden gelmektedir. Efsaneye göre Zeus, Phaethon'u yıldırımıyla çarparak öldürmüş. Arkadaşı Kyknos buna çok üzülünce Apollon tarafından âhenkli sesler çıkarma yeteneği verilerek bir kuğuya dönüştürülmüş. Pierre Grimal, "Kuğuların
Sayfa 5 - Kapı Yayınları, 6. Baskı,Kitabı okudu
ÖNYAZI
Kaknus güzel fakat acayip bir kuştur. Yeri yurdu da Hindistan 'dadır. Uzun, kuvvetli bir gagası vardır. O gagada ney gibi birçok delikler bulunur. Yüze yakın delik vardır. Sonra bu kuşun eşi de yoktur; tektir bu kuş! Her delikten başka türlü bir ses çıkar; her sesten de başka bir nağme duyulur. Bütün kuşlar susarlar. Onun sesinin güzelliğinden hepsinin de aklı başından gider. Bir filozof vardı; bir müddet onunla düştü kalktı ve müzik bilgisini onun sesini taklit ederek meydana getirdi. Bu kuşun ömrü bin yıla yakındır. Öleceği vakti bilir. Öleceğini anlayıp da kendisinden ümidi kesti mi çalı çırpı toplar, onları çepe çevre yığar. Tam ortasına da kendisi geçer, yüzlerce türlü nağmelerle feryada başlar. Âdeta ruhunun her deliğinden başka çeşit bir dertli nağme çıkar. Hem feryad eder, hem de ölüm derdinden gazel yaprağı gibi titrer. Onun feryadını duyup işiten bütün kuşlar, onun coşkunluğunu gören bütün yırtıcı hayvanlar, karşısında düşüp ölürler. Hepsi onun ağlamasına ağlar; bir kısmı da dermansız, takatsiz bir hale düşüp ölür gider. Onun bu ölüm günü acayip bir gündür. Gönüller yakan feryadından âdeta gönüllerden kanlar damlar. Nihayet bir soluk ömrü kalınca şiddetle kanatlarını çarpar. Kanadından bir kıvılcım sıçrar; alev alır, ateşlenir. O ateş çevresindeki çalı çırpıyı tutuşturur; bu suretle tamamıyla yanar gider. Külde bir zerre bile ateş kalmayınca o külden başka bir kaknus kuşu meydana gelir. Hiç kimseye böyle bir şey nasip olur mu? Öldükten sonra doğsun yahut doğursun! — Feridüddin Attar, Mantıku't-Tayr
Kapı Yayınları, 6. Baskı,Kitabı okudu
Tanpınar bunun için onun şiirini "avize gibi renk ve ışık dolu bir şiir" diye tarif etmiştir.
Cengizhan Orakçı
" Biz ki kaçak konar göçerleriz iskân edilmemiş hüzündür aşiretimiz "
228 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.