Şeyh Galib'in şöhretine rağmen çilede, ayakkabıcılıktan odun taşımaya, bulaşıcılıktan sofra kurup toplamaya kadar, nefis terbiyesi ve gururunu yenmesi için neler gerekiyorsa hepsini yaptığından şüphe edilmez.
"Nedîm'den sonra ârazı iyiden iyiye görülen, fakat başlangıcı daha evvele çıkan bir zevk bozulması ve dağılışı, ilhamın umumiyetle küçük ve kelime, ifade oyunlarına dayanan buluşlardan öteye geçememesinden gelen bir yoksulluk, mesnevilerde Nâbî'den beri çalışılan, fakat bir türlü sırrı bulunamayan bir yerli icat arzusu, daha ziyade nesre ait hususiyetlerin artması, bu yarım asrın şiirinin de esas vasıflarıdır. Hamlesini yöneltecek, dağınık tecrübeleri ne düzen verecek ana fikirden mahrum olduğu için bayağılıktan öteye geçemeyen bir realizm ve yerlilik zevki, daha ziyade değerlerin zayıflamasından gelen bir sensualité teşhiri, söyleyecek hiçbir şeyi olmayan insanların vakit geçirmek için konuşmasını andıran yârenlik edası ilk göze çarpan şeylerdir."
Bu eseri okuyunca içimde kalan sadece hüzün. Nasipsizliğimizin hüznü.
*
Kitabın kapağında ince örülmüş bir Şeyh Galip biyografisi yazıyor ama yazar bize dönemin portresini çıkarmış. Çıkan yangınlardan, devrin siyasi olaylarına, sosyal hayata, edebiyata, musikiye, mimariye ve daha bir çok alana dair detaylı bilgiler birbiriyle ilişkileri ölçüsünde kitapta yer almış, harmanlanmış. Zaten devrinden bağımsız bir şair düşünülemez. Bu ölçüde Şeyh Galip'te ancak ilişki kurduğu insanlarla, döneminde yaşanan olaylarla anlaşılabilecektir.
Kitapta ayrıca Şeyh Galip'in sonraki devirlere olan etkisi üzerinde durulmuş.
Kuşku yok ki Şeyh Galip İstanbul’un büyük yangınlarını gördüğü için böyle âteş redifli gazeller yazabildi. (Bakınız; Beşir Ayvazoğlu, Kuğunun Son Şarkısı):
Gül âteş gülbün âteş gülşen âteş cûybâr âteş
(….)
Zemin âteş zaman âteş bütün nakş u nigâr âteş.
Ve kuşku yok ki Şeyh Galip böyle âteşe redifli gazeller yazabildiği için ömrünün yangınlarını kazasız belâsız atlatabildi.
Çünkü yazı, bir yanı âteş bir yanı uçurum olan hayat bıçağının sırtında durmanın en emniyetli yolu.
Yandıkça yazarsınız; ama yandığınız için değil, yanmamak için yazarsınız. Bu yüzden şiirin yangını olabilir en fazla. Yangının şiirinden söz edilemez.