Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
" Ama aşk aşk, diye sızlandı kül rengi küçük kuş ve kendisi için aşkın adıyla ölçülen bir cümle değeri istedi.Bana, seni seviyorum de, dedi.Ben sormadan, ben istemeden, kendiliğinden. Bir değil çok kere, Son değil ilk; İlk değil son kere, seni seviyorum, de. Bir cümle."
Nazan Bekiroğlu
O zaman anladı kül rengi küçük kuş, beyaz mermer şehrin hiçbir yarayı sadece kendi hacminden ibaret bir yara olarak taşımadığını. Bütün zamanların üst üste yığılmışlığında, açılan son yarada, bütün yaralarını kanattığını. Bütün yaralarının gidip o ilk yaraya bağlandığını ve o günün katliamında kanar gibi kanadığını.
Sayfa 50 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
248 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
İlmek ilmek ruhuma işleyen bir Nazan Bekiroğlu kitabı oldu benim için. Derin anlatımına, tasvir yağmuruna, kelimelerinin zarafetine hayran kaldım. Tek bir cümleyle titreyebiliyorsa yazıcı yüreğinizi işte o zaman kelimelerinin sağanağında yıkanmalısınız. Kitap kısa ve felsefi derinliği olan hikayelerden oluşuyor. Bazen küçük kül rengi bir kuş olup beyaz mermer şehirlerin yalnızlığını dinliyorsunuz bazen Elif olup Be'nin ihanetiyle yüreğinizin en savunmasız yerinden yara alıyorsunuz. Cam kadar kırılgan, naif ama taş kadar da sağlam cümlelerle oluşmuş bu kitabı kesinlikle okuyun.
Cam Irmağı Taş Gemi
Cam Irmağı Taş GemiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20211,438 okunma
Her ne olduysa oldu, ama beyaz mermer şehrin tam kalbinin üzerinde telâş içinde uçarken, kül rengi küçük kuş, duyamadığı cümlenin öfkesiyle, pençelerini araladı, sitem taşını usulca bıraktı. Taş, kalbe çarptı. Hiçbir ağırlığı yoktu görünürde, ama yaralı bir muhabbetin kaldıramayacağı kadar ağırdı. Beyaz mermer şehir şaşırdı önce, ne olduğunu anlamadı. Hiç beklemiyordu doğrusu bir sitemi, böylesini. Tam alnının üzerinden boydan boya bir kırık geçti. Öyle derin ki! Ölü anadilinde, kül rengi küçük kuşun henüz öğrenmediği bir kelime söyledi, o kelimeyle inledi. Zambaklar, dağ lâleleri, çiğdemler inledi. Sustu sonra beyaz mermer şehir, yumdu ve kendi içine çevirdi siyah ve güzel gözlerini. Bu oldu. Devamı yoktu.
Timaş yay.Kitabı okudu
248 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yalan değil Nazan Bekiroğlu'nun Türk edebiyatının en sevdiğim, her kitabında hayranlığımın arttığı yazarlardan biri olduğu.Onda en beğendiğim yönlerden biri de üslubunun inceliği.Bu kitabında da göstermiş yine tüm maharetini.. Cam Irmağı Taş Gemi hikaye demesine rağmen yazarın, bir masal, bir şiir ve hikaye tadında. Ne anlatıyor,
Cam Irmağı Taş Gemi
Cam Irmağı Taş GemiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20211,438 okunma
Yapma! Fıtratında göç yazmadığı halde göçe kalkışan gafil bir kuşsun, o kadar. Beyaz mermer şehrin kalbindeki kan lekesi üzerine düşen kül rengi küçük kuş kadar yol yorgunusun.
Reklam
(COK UZUN VE KİTAPTA HERBİR SÖZÜN DÜŞÜNÜLESİ EN NAİF BÖLÜMÜ) “ Momo, şimdi o büyük salonun içindeydi. Burası en büyük kiliseden daha görkemli, en büyük istasyonların salonlarından bile daha genişti. Güçlü sütunların üzerinde yükselen tavan neredeyse görünmüyordu. Etrafta hiç pencere yoktu. Kocaman salonu aydınlatan altın renkli ışık çevrede
Herkese yetecek kadar gözyaşı, herkese yetecek kadar tebessüm, der dururdun. Yapma! Fıtratında göç yazmadığı halde göçe kalkışan gafil bir kuşsun, o kadar. Beyaz mermer şehrin kalbindeki kan lekesi üzerine düşen kül rengi küçük kuş kadar yol yorgunusun. Yol yürür. Yoldan da yolcudan da daha yorgunsun. Hiçbir şehre dokunmaya kalkışmayacak ve hiçbir şehrin sana dokunmasına izin vermeyecek kadar yorgun.
248 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Nazan Bekiroğlu’nun çok naif bir dili var. Hangi kitabını okusam elimde kırılgan bir şeyler tutuyormuş gibi hissederim. Bu kitap da öyle; uzak ama yakın, geçmiş ama şimdi, hayal ama gerçek… Altı başlık vardı kitapta. İlk başlık Be idi. Elif’in Be’ye kavuşamamasıydı; yarım kalmış bir aşktı. "Aşk Elif’in Be’yi bildiği kadardı." Bir
Cam Irmağı Taş Gemi
Cam Irmağı Taş GemiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20211,438 okunma
... Kül rengi küçük kuş, gitmekten çok kalmak, aşmaktan çok beklemek için yaratılmıştı.
Reklam
Küçücük bir sitem taşı sadece. Alnından geçen çizgi öyle derindi ki şehrin, küçücük bir sitem taşının bunca kırığa yol açmasının imkanı yoktu. O zaman anladı kül rengi küçük kuş, mermer şehrin hiç bir yarayı sadece kendi hacminden ibaret bir yara olarak taşımadığını. Bütün zamanların üst üste yığılmışlığında, açılan son yarada, bütün yaralarını kanattığını. Bütün yaralarının gidip o ilk yaraya bağlandığını ve o günün katliamında kanar gibi kanadığını.
Aşkın karaladığını aklamanın, aşktan daha büyük olduğunu görebilseydi kül rengi küçük kuş, kısacık ömrü ne kadarsa onun sonuna kadar, ama bambaşka bir mecrada akıp gidecekti bu hikaye.
Fıtratında göç yazmadığı halde göçe kalkışan gafil bir kuşsun, o kadar. Beyaz mermer şehrin kalbindeki kan lekesi üzerine düşen kül rengi küçük kuş kadar yol yorgunusun. Hiçbir şehre dokunmaya kalkışmayacak ve hiçbir şehrin sana dokunmasına izin vermeyecek kadar yorgunsun. Her defasında yanılacak, kırılırcasına dövülen kapıyı duymayacak, yanından geçip giden ezel tanışını tanımayacak, omuzlarından tutup sarsanı yalanlayacak kadar; Mevlana'yı işitmeyecek denli. "Benim ben," dendiğinde "sen değilsin sen," diyecek denli.
174 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.