Samanyolu galaksisinin güneş sisteminin kokuşan bir gezegeni olan dünyada, insanoğlu insanoğluna kısacık bir süre için teğettir. Sonra herkes kendi meçhulüne yollanır. Bir başına. İnsanoğlunu insanoğlu kılan, insanoğlunun insanoğluna teğet geçtiği o kısacık süredir: ‘biz’ öyle buyurduk. Belki beşbin yıl öncesinin Mezopotamya’sında, belki onbin yıl öncesinin Çin’inde. Öyle buyurduk. ‘Anamızdan çocuk yapmayız’ dedik, türümüzü kedilerden ve iguanalardan ve eğrelti otlarından ayırdık. ‘Zayıf kollanmalıdır!’ dedik, su kaplumbağalarından, çakallardan ayrı durduk. ‘Ne farkınız var?’ diye soranlara, ya Darwin’le ya da din kitaplarıyla karşı koyduk. Doğa’dan doğal olmayanı talep ettik, insan olduk. Bazılarımız olayı çok ciddiye aldı. Güneşin bir alevden ağırlık ki üç defa milyon defa iki bin milyon ton ne iyi, ne fena, ne güzel, ne çirkin, ne haklı, ne haksız olduğunu unuttu. Kadıncık, bunlardan birisiydi. Güneşi zaptetmeye kalktı. Kendince ‘hayatı’ karşılıyordu. Kül oldu, Kerem gibi yana yana. Oysa güneş deve dikenlerini de, kahkaha çiçeklerini de ısıtıyordu.
" Ve ateş kül oluncaya dek yanmaya devam etti. Su ise buhar olacağını bilmesine rağmen savaşından vazgeçmedi."
Reklam
"Baş Dönmesi 1. ateşi hatırla, dedi. ağzı bir kül ocağı ağzımda. sonra o balmumu yalnızlık yeniden tanrı soluğundan uzak.
Bir düello daveti gibi gülümsediğimi söylemişti. Onu bana doğru çeken tılsımlı güç, başımın çevresinde sürekli taşıdığım bir trajedi halesiymiş. ''Hep siyahlar giyen, zayıf, sinirli, elleri titreyen bir kadın, çıkık elmacık kemikli. Doğuluları andıran bir yüz, gizemli, gri gözler.. ''Sevişirken ise bambaşkaymışım, benimle ilk beraber oluşunda bu
"Ademoğlu!"
Bıçak sırtı gibi keskin bir bekleyişte gözü kapıda, kulağı ise sesteydi. ... Kız ya da oğlan! Önemli bir simgeydi bu iki kelime. ... Bebek erkek olursa eğlence devam edecek, kız olursa korkutucu bir sükut ortalığı saracaktı. Bu sebeble baba tedirgindi. ... Yerinde duramıyor. Sık sık avluya uzanıyor heyecan içinde dolanıyor. Erkek evlat müjdesi bekledikçe; kız olması ihtimali hoşuna gitmiyor. Bunun üzerine bir de alim Varaka' nın sözleri yok mu, zihninin odacıklarından hiç susmadan konuşuyor : " Bak şu Ademoğluna Huveylid ! Erkek çocuk ister ,yüce Rab ona firavun ruhlu bir baş belası verir. Erkek evlat ister Mevla ona Meryem gibi bir peygamber anası verir. Kul ikramı göremez. O sığ ve dar vadilerde dolaşmakta inat eder. Ne gariptir şu insan ! "
"Öğrenci şımarır, çocuk şımarır, çalışanlar saygısız olur." düşüncesini beyinlerimizden, gönüllerimizden atmalıyız. Öğrenci öğretmenini severse dersine çalışır. İnsan vatanı milleti severse vatanına ihanet etmez bilakis vatanını yüceltir. Allahu Teala'yi severse iyi kul olur.
Sayfa 27
Reklam
835 öğeden 821 ile 830 arasındakiler gösteriliyor.