Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
Kitabi gerçekten çok beğendim. Bana dayım hediye aldı ve ilk günden konunun büyüsüne kapıldım. kitap başlarda biraz yavaş ilerliyor. bu tüm seride böyle. ilk kitabı bitirdiğimde içimde çok büyük bir heyecanla hemen ikinci kitabı aldım ama kitap başları çok akıcı olmadığı için açıkcası ikinci kitaba başlarken heyecanım biraz söndü ama emin olun sonradan sizi tekrar içine çekiyor.
ilk kitaptan biraz bahsetmem gerekirse, ben Laia karakterinin cesaretini ve kararlılığını çok beğendim. bence duygular gayet güzel ve akıcı bir şekilde işlenmişti. kitap Laianın abisini kurtarması üzerine yazılmış bir kitap gibi görünse de diğer karakterlerin işlenişi,çektikleri zorluklar beni derinden etkiledi.
kesinlikle 3 kitap da okunmalı. 1. kitabın yeri bende çok ayrı ama konu ilerledikçe asla beklemediğim olaylar gerçekleşti ve cidden şok içinde okudum. o yüzden en güzel kitap buydu sıralaması yapamıyorum:)umarım siz de beğenerek okursunuz.
youtu.be/VbsXfvpFZC4
Selamlar efendim! Kitabı detaylı incelediğim videoya yukarıdan ulaşabilirsiniz. Dikenler ve Güller Sarayı serisinin üçüncü kitabı ile karşınızdayım. Araya başka kitaplarda girdi lakin sonunda döndüm ve okudum. Baya da hoşuma gitti kitap olay örgüsü gayet yerindeydi. Sonunda beklemediğim bir kaç bir şey daha oldu, beni şaşırttı. hareketlilik bekliyordum ve özellikle kitabın ikinci kısmında bolca hareketli olaylar yaşandı, beni tatmin etti. İçerisinde cinsellik mevcut ama oldukça tadında bir şekilde sıkmıyor. Sonu beni tatmin etti ve meraklandırdı. Çünkü diğer kitaplar için pek bir ipucu kalmadı. Bakalım hikayemiz nasıl devam edecek merakla dördüncü kitabı okumayı bekliyorum.
Dil bakımında son derece güzel akıcı, bolca betimlemesi var. Kurgusu baya akıcı ve aksiyonu boldu.
İkinci kitabın spoilerı ile başlıyorun uyarımı yapayım: Tamlin'in yanına dönen Feyre intikamını almak için yavaştan saray içerisine nefret tohumları ekmesiyle başlıyor kitabımız. Resmen Tamlin'in sarayını başına yıkma düşüncesinde. Her şey planlandığı gibi gidiyor ve sonunda Rhysand'ın yanına dönüyor. Lakin korkulması gereken kişi Tamlin değil Hybern Kralı'dır. Sonunda istila başlar ve evlerini ve halkını koruyabilmek için büyük bir savaş patlak verir.
#kitaparkası
Finbar Dolan, Madison Avenue'da bir reklam yazarı. Sürekli reklam yazıyor. Şu sıra bir bebek bezi reklamıyla meşgul. Bir ara Gwyneth Paltrow çıkıyor ortaya. Finbar, New York kalabalığında tek başına. Finbar kayıp. Fakat hiçbirinden haberi yok. Evlilikten son anda vazgeçti. Neden olduğunu kendisi de bilmiyor. Belki de biliyordur. Superbowl'a reklam yetiştirme telaşı var. Bir de Phoebe. Noel'de çalışmak zorunda kalan ekibin bir parçası oluyor Finbar. Bir de Finbar'a emanet edilen küller var, bir cenaze... Çocukluğuna gidiyor, geçmişi hep peşinde: Bir kış gecesi. Sekiz yaşında, bir yavrukurt Finbar... Ve hayata dair sorular soruyor. Okura da hiç yabancı gelmeyecek sorular.
#yorum
Herkese merhabalar. Yeni bir kitap yorumuyla karşınızdayım. Pek bilinmeyen bir kitap olduğunu söylemeliyim, fakat bence kesinlikle öğrenilmesi ve okunması gereken bir kitap. Böyle güzel kitapların az bilinmesinden nefret ediyorum.
Arka kapak yazısının karışık ve göz korkutucu olduğuna aldanmayın. Kitaptaki reklamcılık ve sinema terimlerinin biraz fazla olduğunu söylemeliyim ama yine de iki saniyelik google aramasıyla her şeyi bulabilirsiniz. Kitabın içindeki reklamcılık konusundaki güzel ve detaylı eleştirilerden çok, içerisindeki mükemmel hikayeyi önemsemelisiniz zaten. Kesinlikle son derece akıcı ve okuyucuyu içine alan, mükemmel yazılmış bir kitap.
Yazarın deyimiyle bu 'ikinci' ilk romanı kesinlikle çok güzel olmuş. Çok açık ve net söylüyorum, ben beğendim ve beğenilmeyecek bir yerini bulmanın da zor olduğunu söyleyebilirim.
İlk kitaptan daha çok beğendim olaylar daha hızlı işlendi ve olaylar ikide birde uzatılmadı ve bu yüzden çok beğendim.Birinci kitapta çok olaylar yavaş işlendi.Jace yine en sevdiğimdi.Jace her zaman gibi ilginçti.Dil ve anlatım müthişti.Clark beni çok sinirlendirdi.
“Mihriban Hanım, biliyorsunuz değil mi, artık soba derdimiz de olmayacak? Yaz kış sıcacık ev! Oh ne rahat! Öyle kış geldi, dam aktı filan da yok. Ha bir şey daha geldi aklıma. Yazları mutfağınızdan çıkaramadığınız o karıncalar var ya, onlar da olmayacak artık. Düşünsenize her taraf tertemiz, mis gibi. Tam istediğiniz gibi işte. Şömine de yok. Küller döküldü diye dert etmezsiniz artık. Hem kimin evinde şömine yanıyor ki, değil mi ama? Zaten yangın riski var biliyorsunuz.”
#Parantez Aşklar #Dursaliye Şahan
Kanatlar ve Küller Sarayı... Ne desem bilmiyorum söyleyeceğim her şey spoiler olacak ama bu kitap beni benden aldı.Serinin diğer kitapları gibi..Direk seri benim için en zirve yerde.Çok severek ve gerilerek okudum bu kitabı.Hele SJM son 100 sayfada coşturmuş.Asla yerimde duramadım.Bir ara kitabı bırakıp sakinleşmem gerekti.
Serinin üçüncü kitabında artık işlerin daha da kızıştığını ve bazı yüzleşmeleri.. Feyre,Rhys, Cassian, Azriel, Mor,Amren, Elain ve Nesta'nın (bebeğim ) Hybern kralı ile olan mücadelelerini okuyoruz. Hele o savaş sahnesi... Resmen Avengers izliyormuş gibi hissettim. Yazar her duyguyu bize geçirerek yazmış.
Rhys yüce lordum yine mükemmeldi.Ne diyebilirim ki zaten ona olan sevdamı çok kez dile getirdim.
Feyre bence bu kitapta daha da gelişerek efsane bir karakter olmuş.Zeki kraliçemm.
Ayrıca kitapta az da olsa olan Nesta ve Cassian sahnelerini okumak muazzamdı.Zaten Acosf de yaktılar ortalığı.
~~~~~~~~~