Bu kitabı, ilk iğrenç kapağı ile çıktığında almıştım ve hiç okumamıştım. İyi ki de okumamışım yoksa serinin tamamlanmasını beklerdim. (Yayınevi hala dördüncü ve final kitabını Türkçeye çevirmedi…)
Kitap sizi sürekli diken üstünde tutuyor. Bir türlü, rahat ettiğimi hatırlamıyorum. İki karakterli bakış açısı ile yazılmış, Laia’nın bölümünü okuyorsunuz sonra öyle bir yerde bitiyor ki “acaba şimdi nolacak” diyorsunuz. Elias’ın bölümüne geçtiğiniz zaman, Laia’nın yaşadıkları aklınızda kalıyor ama bir yandan da Elias’ın can alıcı kısmını merak ediyorsunuz.
Kitap beni resmen, ortaokul ve lise zamanımdaki soluksuz kitap okuduğum döneme götürdü. Kendimi birden o zaman diliminde hissettim. Öyle bir tadı vardı kitabın. Karakterlerin bazı tavırları ergenceydi ama bana o kadar batmadıki bu durum.. Normalde karmaşık aşklardan nefret ederim ( bu kitapta bol kepçeden vardı) hiç rahatsız etmedi. “Daha küçükler amannnn anlarlar yakında kimi sevdiklerini” dedim hahshshsh umarım anlarlar yani o kadar da ayran gönüllü olmaya gerek yok.