Alec ona bakıp başını salladı. "Nasıl oluyor da senin üzerine hiç çamur bulaşmıyor? Bunu nasıl beceriyorsun?" Isabelle düşünceli bir şekilde omuz silkti. "Kalbim temiz. Bu, pisliği geri püskürtüyor." Jace öyle gürültülü bir kahkaha attı ki Isabelle ona kaşlarını çatarak baktı.
Bandırma Vapuru'nun Aslı
Rauf Orbay'ın bahsettiği meşhur Cuma selamlıkları, 16 Mayıs 1919 tarihine kadar devam etmiş, 15 Mayıs'ta Vahdettin'le baş başa görüşen Mustafa Kemal, ertesi gün de Cumadan sonra padişah tarafından yeniden kabul edilmiş ve görüşme sonrasında da vedalaşmışlardı. Ertesi sabah bakanlarla da vedalaşan Mustafa Kemal'i İçişleri Bakanı Mehmed Ali Bey uğurlamış ve kendisine örtülü ödenekten 1000 altını, makbuz karşılığında teslim etmişti. Yani Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'dan kırık dökük ve pusulası bozuk Bandırma vapuruyla kaçarak gittiği kesinlikle doğru değildir. Olamazdı da zaten. Nitekim Boğaz'daki İngiliz gemileri arasından geçmesi, ancak Harbiye Nazırı'nın mührü ve hemen aynı gün Vahdettin'in imzasıyla, dahası 5 Mayıs'ta resmi gazetede yayınlanmasıyla, yani resmî izinler dâhilinde mümkün olabilmiş, İngiliz yetkililerin onayı da dahi alınmıştı. Bu mudur ihanet?
Sayfa 156 - Timaș Yayınları, 7. Baskı (2008)Kitabı okudu
Reklam
"Benim külümü Dicle nehrine attıklarında, su kuvvetle coşacak. Öyle ki suda gark olma korkusu Bağdad 'ı saracak.O saatte hırkamı Dicle kenarına götür ki su sâkinleşsin demişti. Üçüncü gün Hüseyin 'in külünü Dicle'ye serptiler.Yine sudan ayrı şekilde "Ene'l Hak" sesleri geliyor,nehrin suları cûş u hûrûşa gelerek akıyordu. Bunun üzerine hizmetçi şeyhin hırkasını Dicle'nin sahiline götürdü , su sâkinleşerek eski hâline döndü. Küller de sustu.Daha sonra külleri toplayıp defnettiler. Ona olan bu fütûhât tasavvuf yolunun yolcularından hiçbir kimseye olmamıştı. "
Sayfa 20 - H YayınlarıKitabı okudu
kaldırımda yürüyorum idamına giden bir adam gibi kendinden emin, üstüne gidiyorum
Sayfa 33 - Parantez yayınları
Bir yangının ardından sadece küller kalmaz, yanmış olmak da kalır. Bunu, nerede söndürsün insan?
Kitap Okumak
Oysa hayat hakkında ne biliyordu? Ama belki de küller altında çok şey birikmişti. Bu kitap belki de onun beynindeki külleri güçlü bir solukla üfleyivermişti. Orada kımıltısız, birer kalıp halinde duran her şey kımıldamaya, nefes almaya başlamıştı.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.