Abdünnasır’ın bizzat kendisi, hükümeti, kiralık basını ve müptezel propaganda organları Seyyid Kutub’a ve «YOLDAKİ İŞARETLER» adlı değerli eserine az mı iftira ettiler. Bu eseri «tedhiş kitabı», müellifini de «kindar yazar» olarak ilân etmişlerdi. Acaba şehid Seyyid Kutub, «Yoldaki İşaretler»de ne söylemişti ki kendisi ve kitabı bu şekilde itham ediliyordu? Acaba, «Bu din yalnız Allah’ın ulûhiyetini ve âlemlerin rabbi olduğunu ilan suretiyle, yeryüzünde insana kullara kulluk etmekten ve bu kabilden sayılan hevasına tâbi olmaktan kurtuluşunun genel ilânıdır.»(¹) dediği için mi suçludur? Yoksa, «Biz, insanları, onlardan maddî bir menfaat temin etmek için İslâm’a davet etmiyoruz. Yeryüzünde hâkimiyet de fesat da istemiyoruz. Şahsımız için her hangi bir çıkar temin etme davasında da değiliz. Hesabımızı ve ecrimizi insanlardan alacak da değiliz. Biz ancak insanlığı sevdiğimiz ve iyilik etmek istediğimiz için İslâm’a çağırıyoruz. Her ne kadar eza etseler de, bu böyle... Çünkü İslâm’a davetin sebebi hikmeti ve dâvet edenin iç temayülü budur.»(²) Sözümü suç teşkil ediyor? Ne kin ve ne şiddettir bu!.. îşte bu kendine baş eğmeyen bütün insanlara karşı, Cemal Abdünnasır’ın içini dolduran kindir.
Sayfa 21 - 22 Cağaloğlu Yayınevi / (¹) Yoldaki İşaretler, sayfa 81. (²) Yoldaki İşaretler, 213-214