Clarissa P.Estes- Kurtlarla Koşan Kadınlar
“Kadınlar yirmili yaşlarına gelmeden önce bin kez ölmüşlerdir. Şu ya da bu yöne gitmişler ve engellenmişlerdir. Engellenmiş umutları ve düşleri de vardır. Aksini söyleyen hâlâ uykudadır."
Jung kökeniyle yoğrulmuş bir psikanalist olan Estes, bir kütüphanenin neresine koyacağını şaşıracağınız bir kadın anayasası yazmış adeta. İçinde şiir,psikoloji,din,kültür barındıran,geçmişten gelen çeşitli mit hikayeleriyle vahşi kadının özüne inip onu kanatan ve aynı zamanda iyileştiren bir başucu eseri..
Kitabın dili ağır değil ancak hikayelerdeki alt metinleri anlayabilmek için altını çizerek boş bir kafayla hatta başka kadınlarla tartışıp fikir alışverişi yapılarak okunmalı.
Toplumca kabul görmeyen özelliklerimizi,aşağılanan düşüncelerimizi, hor görülen bedenimizi,bu kitapta görecek ve tam bir kabullenmeyle sarılacaksınız.
Yirmi yaşında keşke birileri bana bu hikayeleri okusaydı bambaşka bir dünyam olurdu belki de dedirten bir yolculuk esasında..
Her kadının belirli döngülerle tekrar tekrar okuması gereken bir hazine..
Şiddetle!
#bitavsiyemvar
Cultura Cura(Kültür İyileştirir)
Psikoloji alanındaki çalışmaların pek çoğu, insanlardaki yoğun kaygının ailevi nedenleri üzerinde durmakla birlikte, kültürel bileşen de aynı oranda baskın bir rol oynar, çünkü kültür, ailenin ailesidir. Eğer ailenin ailesinin çeşitli hastalıkları varsa, o zaman o kültürdeki bütün ailelerin aynı rahatsızlıkla mücadele etmeleri gerekecektir.
Kültür iyileştirir. Eğer kültür bir şifacıysa, aileler nasıl şifa bulacaklarını öğrenirler; daha az kavgacı, daha onarıcı, çok daha az yaralayıcı, çok daha nazik ve sevecen olurlar. Yok edicinin egemen olduğu bir kültürde doğması istenen tüm yeni hayatlar, gitmesi istenen tüm eski hayatlar, hareket etme yetisinden yoksundur ve o kültürün bütün yurttaşlarının ruhsal hayatları hem korku hem de tinsel kıtlıkla felç olur.
Sayfa 83Kitabı okudu
Harry Potter and the Deathly HallowsJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Bloomsbury · 201523,4bin okunma
Benim aile göreneklerimde bir deyiş vardır: Cultura cura; kültür iyileştirir. Eğer kültür bir şifacıysa, aileler nasıl şifa bulacaklarım öğrenirler; daha az kavgacı, daha onarıcı, çok daha az yaralayıcı, çok daha nazik ve sevecen olurlar. Yok edicinin egemen olduğu bir kültürde doğması istenen tüm yeni hayatlar, gitmesi istenen tüm eski hayatlar, hareket etme yetisinden yoksundur ve o kültürün bütün yurttaşlarının ruhsal hayatları hem korku hem de tinsel kıtlıkla felç olur.
Ayrıntı Yayınları
Ya hep birlikte kazanıyor ya hep birlikte kaybediyoruz. Birimizin kazanması kimseyi aşağı çekmiyor. Birinin kaybetmesi de kimseyi yukarı kaldırmıyor. "Hepimiz bu geminin içindeyiz." söyleminde olduğu gibi, hepimiz bu denizin/kuyunun içindeyiz ve suyun "onunla bütünleşirken ondan ayrılabilme" özelliğini daha net olarak görebileceğimiz toplumsal olaylar arasında bu örnekler. Su, bizi çevreleyen kültür de aynı zamanda çünkü.
Çocukluğumuzdaki acıları görebilmek bizi ya da bir başkasını asla kötü yapmaz. Genel olarak çocukluğun ya da kendi çocukluğunun acısını -ki bu iki durum arasında çoğu zaman fark yoktur- gören bir insan, kendisini iyileştirmekle kalmaz; muhakkak ve muhakkak, irtibatta bulunduğu her insan üzerinden, toplumu da iyileştirir.
Maalesef bunun tersi de mümkün.
Sayfa 101Kitabı okudu
