STEPHEN KING || HAYVAN MEZARLIĞI
Creed ailesi Maine kirsalindaki eski bir eve taşınmislardir. Doktor bir baba, güzel bir eş, şirin bir erkek bebek, tatlı bir kız ve sevimli bir kedi. Sessiz sakin bir hayat. Ama yakınlarındaki ormanda insanın kanını donduracak ürpertici ve gizemli bir sır saklıdır.
Hayvan Mezarlığı'nin; korkudan ziyade iyi kurgulanmış hüzünlü bir hikaye olduğunu düşünüyorum. Sevdiklerini kaybedenlerin, kaybetmekten korkanların çaresizliği karanlık bir tarafla butunlestirilerek anlatılmış.
Karakterlerin dogalliklari ve siradanliklari o kadar net bir biçimde sunulmuş ki; bir noktadan sonra tanıdığınız birini dinliyor gibi hissedebilirsiniz. Bununla birlikte King; psikolojik durumları çok iyi bir şekilde aktarmakla birlikte etkileyici betimlemeler sunmuş.
Kitap zaman zaman yüksek bir tempoyla ilerlerken, duraganligiyla da düşündürdü diyebilirim.
Sürükleyici, akıcı, anlasilir, merak uyandırıcı, animsatici, farkındalık yaratması... Kitaba hakim olan çaresizligin bu pencerelerden okuyucuya sunulduğunu düşünüyorum.
Kitabın çok ince bir çizgisi var. Kabullenmek ve kabullenememek. İşte King; Hayvan Mezarlığı kitabında bu ince çizgiyi ustaca aktarmış.
Belki de bu çaresizliğin altında yatan duygu sevgisizligin sonuclaridir, kim bilir.
Creed ailesinin vahşi, güçlü, gerilim dolu, hüzünlü, sersemletici, düşündürücü, acımasız, akıllara durgunluk veren yaşamlarına konuk olmanızı tavsiye ederim.
Naçizane bir uyarım da var. Bu kitabı korku-gerilim odaklı düşünüp okursanız hayal kırıklığına ugrayabilirsiniz.
Ah Louis! Kaybettiğin herkes için çok üzgünüm.
Keyifli okumalar dilerim.