Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Siyasi ve çeşitli açılardan güçsüz Müslümanların içinde bulundukları durumu, insanların çağunun kabullenmiş olmasıdır. Onların teslimiyeti ve yenilgiyi kabullenmeye doğru koştuklarını görebilirsiniz. Örneğin;( İnsanların çoğu) "İsrail gerçekten güçlü devlettir, öyleyse onlarla iyi ilişkiler kurmalıyız" görüşündedirler. Yenilgiyi kabullenmiş üstünlük özelliklerini kaybetmişlerdir. Yüce Allah: "Gevşekeyin, hüzünlenmeyin. Eğer ( gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz " ( Âl-i İmran,3/39) buyurmuştur. Onlar; bu üstünlük özelliğini kaybetmişlerdir. Yenilgi psikolojisini gerçek bir durum gibi kabullenir olmuşlardır. Aksine gelecekte, yeniden toparlanma ve yeni bir saldırı için hazırlanma imkânı vardır.
Sayfa 21 - Müslümanlardaki Yenilgi PsikolojisiKitabı okudu
"Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter."
Sayfa 141
Reklam
Makinalar akıllansa da insanların akıllanmadığını, dahası pek çok görgü kuralını da unuttuğunu görüyorum.
..hissettiğimizde bilincine vardığımız tek gerçek, insanın henüz tamamen doğmamış olduğu, kendimizi ve evreni öğrenmemiz gerektiğidir. Gecelerin içinden köprüler kurmalıyız. Ancak bencillik sandıkları bir kayıtsızlıktan bilgelik yaratanlar bundan habersizdirler; her şey onların bilgeliğini yalanlar. Arkadaşlar, arkadaşlarım, bana tanıklık edin, "Biz ne zaman mutlu olduk?"
Sayfa 171Kitabı okudu
Diğer bir ifadeyle, eski kanun zamanında elde edilmiş hakların yeni kanun zamanında da sürmesine “kazanılmış hak” denir. Kazanılmış hak, bir hukuk kuralının yürürlüğü sırasında, kişilerin o kurala uygun olarak bütün sonuçlarıyla elde ettikleri hakları ifade eder.
Sabahattin Ali'den, güzel insandan...
"Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter."
Sayfa 161 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2.Baskı, Kasım 2021.
Reklam
Devletin ve toplumun sonu gelmez kapris ve isteklerini elimizin ter­siyle itip, sevdiğimiz insanla tamamen ikimizin belirleyeceği koşullarda bir hayat kurmalıyız.
Pdf
Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.
Sayfa 141 - YKYKitabı okudu
GÜNÜMÜZ GENÇLİĞİ Okul hayatlarından kurtulan gençler ve özellikle babaları kendilerine söz geçirememiş olanlar, her türlü akıl dışı iş ve davranışa atılıyor, hiçbir davranış kuralını bilmiyorlar. Ahlaki davranış kurallarının sebeplerinden habersizler; tutunup dayanacakları bir esasları yoktur ve hayatın şiddetli zorlukları bunlara sıkı bir eğitim dersi vermedikçe, toplumun fevkalade zararlı organları olup kalırlar.
Yalan söylüyorsunuz diyeceğim ama durumunuzu tam karşılamayacak. Yalan söyleyen insan, çok eski bir mahcubiyet duygusuyla arada bir ürperir, kızarır. Hiç olmazsa şaşırma kaygısı duyar. Böyle bir kaygıyı ana rahminize çoktan gömdünüz. Yalan, ruhunuz artık. Kutsalınız. Yeni zaman tanrınız. İnsanları küçümsemenin en kibirli, en korkak yolu. Ama ne tuhaf, siz bundan zevk alıyorsunuz.
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi Y.Kitabı okuyor
Reklam
Sonuç :
Biz yukarıda hukuku bilinçli irade ürünü sayan görüşlerden beşerî irade görüşünü kabul ettiğimizi ve öbür görüşleri neden reddettiğimizi kısaca açıklamıştık. Kanımızca, hukukun kaynağı konusunda, hukuku beşerî irade ürünü sayan pozitivist teori, Özellikle normcu pozitivist teori doğrudur. Buna göre hukukun temeli yine hukuktur. Hukuk kuralları üst hukuk kurallarının öngördüğü organ tarafından ve bu üst kuralların tespit ettiği usûlle konulmaktadır. Ancak, yukarıda belirttiğimiz gibi, bu normativist teorinin zayıf yönü temel norm varsayımında toplanmaktadır. Kanımızca, anayasa hariç, her hukuk kuralının kaynağı, o kuralın üstünde yer alan kuraldır. Bu kısım itibarıyla normcu pozitivizmin açıklamasını kabul etmekteyiz. Anayasanın temeli konusunda ise, normcu pozitivizmden ayrılıyoruz. Anayasanın kay￾nağı, hukuk dışı usûllerle yeni bir anayasa yapma iktidarı olarak tanımlanan aslî kurucu iktidardır. Anayasa, kurucu iktidarı elinde bulunduran kişilerin iradesinin ürünüdür. O hâlde anayasanın temeli konusunda iradeci pozitivizm kabul edilebilir. Özetle, hukukun kaynağı konusunda bizim benimsediğimiz görüş, anayasa bakımından iradeci pozitivizm, anayasa altı normlar bakımından ise normcu pozitivizmdir.
Makineler akıllansa da insanların akıllanmadığını, dahası pek çok görgü kuralını da unuttuğunu görüyorum.
"Bütün fena yapanların kuralını ben de tatbike başlıyordum: En evvel vicdanı aldatmak ..."
"Dünyanın kuralını bilmiyoruz, çünkü onun içinde yaşıyoruz; onu yaratılmış olarak bulduk."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.