Selam️ Haruki Murakami “Sahilde Kafka / Umibe No Kafuka”.. Öncelikle; böyle kompleks bir eseri “su gibi okudum”, “hemen iki günde bitiyor” diyerek, ne denli hızlı okuduklarını belirtmiş, tüm okurların önünde, saygıyla eğiliyorum. Zira bu su gibi hali, benim okuma ritmim için mümkün olmadı. Gayet yavaş ve zorlu bir okuma süreci ile imtihan
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
"Dünya cehenneme gitmiş durumda -gitmekte değil- onu oraya itmekten de hepimiz sorumluyuz." #134716024
Günümüz çağının en büyük problemi kontrol edilemez insan nüfusudur, bu nüfusun yarattığı en büyük sorunlardan birisi ise milyarlarca insanın bu dünyayı arsızca sömürmesi, doymamasıdır, kısacası sorumsuz
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Kurallar değil, tavsiyeler kitabı olmalıydı kitabın adı...
İçerisinde 300 kuralın (sözde kural, çoğu nasihat bence) olduğu kitap bir çırpıda okunulacak şekilde yazılmış. Çoğu daha önce duymuş olduğumuz sözlerden ve tavsiyelerden ibaret. Yani kural göremedim...
Kapak tasarımı da bir o kadar ilginç. Her yazılana saygım olduğundan dolayı okumayın demem ama ben genel olarak değerlendirdiğimde beğenmedim.
Kurallar KitabıMerthan Demir · Yakamoz Yayınları · 2017953 okunma
Kitap kısa novella kadar bir şey ama genel duyguları havayı tam kıvamında yazmış yazar daha uzun olsaymış keşke dedim :)) Zaten kitabı bir oturuşta okuyorsunuz yağ gibi akıyor dil anlatım güzel çift çok güzel . Çifti çok sevdim ayrıca arlarında yaş farkı var olmasına rağmen çok yakıştılar hatun erkekten 13 yaş büyüktü . Layla 40 yaşında çok başarılı bir firma avukatı tam ortaklık beklerken ona değil başkasına ortaklık verildiğini görünce kafa dinlemek geleceğine karar vermek için tatile çıkıyor . Chance 27 yaşında çok ünlü bir Rock yıldızı ama bayıldım halleri nefis ağır oturaklı kararlı hiç o manyak deli Rock yıldızlarından değil . Oda Layla'nın olduğu yerde kalıyor ve karşılaşıp birbirlerine bayılıp ilişkiye başlıyorlar . Chance en ufak tereddüt göstermedi Layla az buçuk yalpaladı yaş farkından falan ama oda uzatmadı .
Kitap hayatta gerçekten sizi mutlu edecek şeyleri yapma cesareti bulmayı . Toplumun saçma sapan ön yargılı kural ve damgalamalarını ezip geçebilme cesareti bulmayı hepsini güzelce şu kısa romana yazmış kadın helal olsun :))
300-400 sayfa yazıp bunum gibi derinliği olamayan tonla kitap okudum .
Layla's ChanceMika Jolie · Independently published · 03 okunma
Nikos Kazancakis Yunanistan'ın en bilinen yazarı, öyle ki 1946'da Nobel Edebiyat Ödülü'nü bir oy farkla
Albert Camus 'a kaptırmıştır. Albert Camus'a göre ödülü en çok hak eden Kazancakis'tir. Tabii, bunu nezaketen mi söylemiştir yoksa gönülden mi bilemeyiz. Kazancakis'in romanları kültürümüze yakın diyebilirim, en
Resmen çöp.
Kitap bitince işkencem de bitti. Bu aralar kendime kural edindiğim "keyif almak için oku" yu tamamen mahvetti, keyfimi tadımı kaçırdı.
Bu uygulamaya girdiğim yaklaşık 300 kitapta en kötü beşe girer (hatta en kötüsü ama neyse.)
Freud Jung bu kadar kötü aktarılabilirdi. Tamam bir karakterin kiralık katil ama inan bana o kitabı yazıyo olsaydı böyle beceriksiz davranamazdı.
Herkes kitap yazmasın lütfen.
Kitap 300 sayfa ama yazar belli ki insanlar okusun diye atarlı giderli klişe laflar koyayım da alıntılasınlar gibi bir amaç gütmüş. Hepsini yüzümü ekşiterek okudum...
Bu kitabı kim önerdi hatırlamıyorum ancak artık itibar etmeyeceğim.
Zamanıma mı üzülsem yoksa okuma keyfimin üstünden geçmesine mi bilemedim.
Kitabın özeti de şu: sigara yaktım, puro içiyorum, kustum, yalnızım, aşkımdan ölüyorum, abi boşver, şu model cadillacıma atladım, şu model silahımla havalıyım, allaha şükür, portakal koklamak, türkiyeyi yöneten psikiyatristim, tanrıyım.
Keşke bunun yerine wattpad kitabı okuyup fantazi dünyamı geliştirseydim. Bu kitap onlardan da kötü.
Yazmaya dair hevesimi sıfırladın valla yazarak. Sayende düşmanıma hediye etmek isteyeceğim bir kitap oldu kitaplığımda.
Değmezdi okumama.
1. En basit kural
Günde 1 sayfa, yılda 1 kitap ediyor.
Çok basit, ama çok etkili ve çok doğru bir kural bu. Ülkemize de uygun, zira TÜİK verilerine göre her gün kitap okumaya ayırdığımız süre ortalama 1 dakikaymış! Neyse, memleket insanını kötülemeyi kendini üstün gören entellere bırakacağım. Ben “Nasıl daha fazla kitap okurum?” sorusunun
Yeni muhafazakârların desteklediği George W. Bush, aslında Kasım 2000 seçimlerini kaybetti. All Gore karşısında yaklaşık 600.000 daha az oy aldı. Bu büyük bir sayıydı. Ancak, iki dereceli olan Amerikan seçim sistemi nedeniyle başkan olabildi. Bu sisteme göre, her eyalette önce başkanı belirleyecek delegeler seçiliyor. Bir eyalette delegelerin tamamını ise yüzde 50’den fazla oy alan parti çıkarıyor. Daha sonra bu delegeler başkan olacak kişiyi seçiyor. Delegeler, bağlayıcı bir kural olmamakla birlikte, kendi partilerinin adayına oy veriyor. (ABD başkanları çok güçlü yetkilerle donatıldığı için, bu yöntem istenmeyen bir kişinin “kaza” sonucu başkan olmasını önlemek için geliştirilmiş.)
Yani sanılanın aksine, ABD’de halk başkanı doğrudan seçemiyor. İşte George W. Bush toplamda daha az oy aldığı halde, daha çok eyalette delegelik kazandığı için başkanlık koltuğuna oturdu. Amerikan tarihinde bu durum ikinci kez yaşanıyordu.
Ancak, bu da kolay olmadı; sonucu tayin edecek Florida eyaletindeki oylar karşılıklı itirazlar sonucu tam üç ay açıklanamadı. Demokratlar hile yapıldığını öne sürüyorlardı. Tesadüfe bakın ki, bu eyaletin valisi George W. Bush’un kardeşiydi. Sonunda kararı mahkeme verdi; George W. Bush yaklaşık 300 oy (evet sadece üç yüz oy) farkla Florida’da seçimleri kazandı. İptal edilen oylar ise yaklaşık 70.000 kadardı. Amerikan tarihinde ilk kez bir mahkeme ülkenin yeni başkanını belirliyordu.