_Din, bütün yaşamı boyunca çalışan ve yokluk çekenlere, şükretmeyi, azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umuduyla avunmayı öğretir. _Din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir. _En derin dinsel önyargı kaynağı yoksulluk ve cehalettir. Savaşmamız gereken kötülük de budur. Din aldatmacasının gerçek
_Yaşama sanatı, en önemli sanattır. Yaşama sanatında insan, hem sanatçı hem de sanatının objesidir. Bu sanatta o, hem yontucu hem mermer; hem doktor hem de hastadır. _İnsanın yaşam amacı, kendi güçlerini, doğasının yasalarına uygun şekilde ortaya koyması olarak anlaşılmalıdır. Yaşamın doğası, kendi varoluşunu korumaktır. _Başka sanatlarda olduğu
Reklam
Eğer felsefe ("bilgi sevgisi") (sadece) dar, kılı kırk yaran, ince eleyip sık dokuyan bir disiplin değilse nedir? Bu sorunun cevabı için birçok kafa Batı felsefesinin manevi babası Sokrat'a çevrilir. Neticede Sokrat'a "profesyonel filozof" diyemeyiz. Ezoterik bilginin uzmanı veya vekili değildi. Kadro beklemiyor,
Sayfa 360Kitabı okudu
Zapatistlerin tabanını oluşturan toplumun üyeleri, 1992'de Meksika hükümeti ve ordusuna savaş açma kararını oylayıp kabul ettiğinde, EZLN, FNL ile tüm bağlarını koparmış ve yönetim kurulu olarak Gizli Yerli Devrimi Komitesini kurmuştu (Womack, 1999, s. 192) Aslında halklar savaş yönünde oy kullandığı sırada, dünyanın her yerindeki jeopolitik
Sayfa 285Kitabı okudu
“Hiç kuşku yok,” dedim, “gerçek bir anarşistsiniz siz. Ama sizi iyice dinledikten sonra, sağda solda sürünürken gördüğümüz şu anarşistlerle sizi karşılaştırınca gülmekten kendimi alıkoyamıyorum...” “Azizim, defalarca söyledim size, hatta kanıtladım, tekrar ediyorum; onlarla benim aramdaki tek fark şudur: Onlar kuramsal olarak anarşist, bense hem kuramda hem uygulamada anarşistim; onlar mistik anarşistler, ben bilimsel anarşistim; onlar boyun eğen anarşistler, bense savaşan ve kendini özgürleştiren bir anarşistim. Tek kelimeyle: Onlar sözde anarşist, bense tek gerçek anarşistim.”
Anarşistler hiçbir zaman tarihsel olarak Marksistleri meşgul eden büyük stratejik ya da felsefi sorularla ilgilenmemişlerdir -örneğin köylüler potansiyel olarak devrimci bir sınıf mıdır? (Anarşistler bunu ancak köylülerin karar verebileceği bir mesele olarak değerlendirir.) Meta biçiminin doğası nedir? Onlar daha ziyade birbirleriyle bir toplantıyı düzenlemenin gerçek anlamda demokratik yolunun ne olduğunu, örgütün hangi noktada meşruiyetini yitirdiğini ve bireysel özgürlüğü çiğnemeye başladığını tartışma eğilimindedir veya alternatif olarak, muhalif gücün etiği hakkında: Doğrudan eylem nedir? Bir devlet başkanına suikast düzenleyen birini alenen mahkUm etmek gerekli midir (ya da doğru mudur)? Ya da suikast, özellikle savaş gibi feci bir şeyi önleyecekse ahlaki bir eylem midir? Bir pencereyi kırmak ne zaman doğrudur? Dolayısıyla özetlemek gerekirse: ı) Marksizm devrimci strateji hakkında kuramsal ya da analitik bir söylem olmaya meyillidir. 2) Anarşizm devrimci pratik hakkında etik bir söylem olmaya meyillidir.
Reklam
Evet, beyefendi, ben anarşistim, mistik bir anarşistim, ama kuramsal olarak, bunu iyi anlayın, kuramsal olarak. Korkma dostum; –bunu söylerken, elini nazik bir biçimde Augusto'nun dizkapağının üstüne koydu– bomba atmam. Benim anarşizmim sırf tinsel. Çünkü dostum, hemen hemen her şey hakkında kendime özgü düşüncelerim var... — Ya siz, siz de anarşist değil misiniz? –diye sordu Augusto halaya, konuşmuş olmak için. — Ben mi? Hiç kimsenin buyurmaması saçmalıktır. Kimse buyurmazsa, kim boyun eğecek? Bunun olanaksız bir şey olduğunu anlamıyor musunuz?
Sayfa 70 - Türkiye İş Bankası Yay.Kitabı okudu
90'ların ortasında Todd May (1994), anarşizm ve post-yapısalcılık arasındaki kuramsal ve felsefi bağlantıyı geliştirmiştir. Deleuze ve Guattari (1983; 1987), Michel Foucault (1980) ve diğerleri arasındaki ilişkileri yapılandırarak May, anarşizmin akışkan özelliklerini ve post-yapısalcı düşünce ile arasındaki ilişkileri saran tartışmaları yeniden alevlendirmiştir. Aralarında okuryazarlığa Deleuzecü perspektiften yaklaşan Diana Masny'nin de bulunduğu, eğitim alanındaki diğer post-yapısalcı düşünürler; dönüşümün etrafındaki söylemi eleştirmiş ve geliştirmişlerdir. Masny, dönüşümlerin bireyler bünyesinde gerçekleştiği hususunda Freire'den ayrılmasa da çalışmaları bu dönüşümlerin nasıl gerçekleştiğiyle ilgilidir. Masny'ye (2006) göre Freire'in kastettiği bağlamda dönüştürücü eğitim, fazlasıyla doğrusal ve deterministtir. Freire "daima dünyaya dönüşmekte" olduğumuz konusunda haklı olsa dahi Deleuze ve Guattari (1987), dönüşümü tekyönlü bir yolda özgürlük ve eleştirel düşünceye doğru ilerleme olarak görmeye karşı çıkmıştır. O hâlde kişiler "iyi" ya da "kötü" bir şeye dönüşmezler; bunu göz önünde bulundurarak "başkalaşırız”.
Toplumsal kurgularla ateşli bir savaşa girişmeyi ve özgürlük için çalışmayı dileyen, dünyanın en iyi niyetli insanlarının harekete geçirdiği bir grup bile birlikte çalışmaya başladığında, toplumun şimdiki durumunda toplumsal kurguların zorbalığına yeni bir zorbalık eklemekten uzak duramaz; ve kuramsal olarak gerçekleştirmek istedikleri şeyleri uygulamada yok etmemeleri, tam da kurmak istedikleri projeyi, istemeyerek ama var güçleriyle harabeye çevirmemeleri olanaksızdır.
Sayfa 35 - Can YayınlarıKitabı okudu
bunu hep savundum
Toplumsal kurgularla ateşli bir savaşa girişmeyi ve özgürlük için çalışmayı dileyen, dünyanın en iyi niyetli insanlarının harekete geçirdiği bir grup bile birlikte çalışmaya başladığında, toplumun şimdiki durumunda toplumsal kurguların zorbalığına yeni bir zorbalık eklemekten uzak duramaz; ve kuramsal olarak gerçekleştirmek istedikleri şeyleri uygulamada yok etmemeleri, tam da kurmak istedikleri projeyi, istemeyerek ama var güçleriyle harabeye çevirmemeleri olanaksızdır. Bu durumda ne yapmalı? Çok basit... Elbette hepimiz aynı hedefe ulaşmak için çalışmalıyız, ama... ayrı ayrı.”
Resim