Ücret alan da, veren de mesuldür
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'i tilavet ediniz. Fakat karşılığında ücret alıp menfaat sağlamayınız." (el-Fıkh 'ala'l-Mezahib el-Erba'a, III/127; Resail İbn'i Abidin, s. 158-171)
Düzenli olarak Kurân'ı Kerim okumak..
Evs b. Huzeyfe es-Sakafı (r.anh) anlatır: Biz, Sakif kabilesinin temsilcileri olarak Allah Resûlü'ne gelmiştik. Orada Benû Sa'd, Muğire b. Şu'be'nin evine konuk olmuş; Malikoğulları ise Allah Resûlü'nün mescidine kurulan çadırda misafir olmuştu. O günlerde Resûlullah, yanımıza gelir ve yatsı namazından sonra bize sohbet ederdi. Bazen, ayakta çok durduğundan ayak değiştirmek durumunda kalırdı. ... Bir gece, her zaman geldiğinden daha geç vakitte yanımıza gelince sorduk: "Yâ Resûlallah! Bu gece, neden her zamanki vakitte gelemediniz acaba?" Allah Resûlü şöyle buyurdu: "Birdenbire, Kurân'dan okumam gereken hizbim hatırıma geldi. Onu okuyup bitirmeden çıkmak istemedim." Sabah olunca Allah Resûlü'nün yakın sahabilerine, Kur'ân hiziplerini nasıl oluşturduklarını sorduk. "Kur'ân'ı; üç, beş, yedi, dokuz, on, on bir ve on üç kısma ayırıyoruz. Ayrıca Hucurat Sûresi'nden aşağısı da bir hizip oluyor." dediler.
Reklam
Sa'd ibni Ubâde radıyallâhu anhdan rivayet edildiğine göre, Nebiyy-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir kimse Kur'ân-ı Kerîm'i okur, sonra da unutursa kıyamet gününde Allah Teâlânın huzûruna cüzzâmlı gibi (dişleri dökülmüş. bunu kesilmiş olarak) çıkar. " (Ebû Dâvûd, Vitr 21, nr. 1474; Dârimi, Fezailü'l-Kur'ân 3, nr. 3383)
Sayfa 124Kitabı okudu
Enes ibni Malik radıyallâhu anhdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir kimsenin, mescidi temiz tutmak için oradan çıkarıp attığı çöpe varıncaya kadar ümmetimin kazandığı sevaplar bana gösterildi. Bana ümmetimin günahları da gösterildi. Bunlar içinde bir kimsenin, Kur'ân-ı Kerîm'den bir sûreyi veya bir âyeti ezberleme nimetine kavuştuktan sonra onu unutmasından daha büyük bir günah görmedim." (Ebû Dâvûd, Salāt 16, nr. 461; Tirmizî, Fezailü'l-Kur'ân 19, nr. 2916.)
Sayfa 124Kitabı okudu
Abdullah ibni Amr ibni'l-As radıyallahu anhümâdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'i üç günden daha kısa sürede hatmeden, okuduğundan bir şey anlamaz." (Ebû Dâvûd, Şehru ramazân 8, nr. 1390; Tirmizî, Kırāāt 13, nr. 2949.)
Sayfa 110Kitabı okudu
Cabir ibni Abdillah radıyallâhu anhdan rivayet edildiğine göre, Nebiyy-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'i, okun yaydan fırlayıp gittiği gibi süratli bir şekilde okuyan kimseler gelmeden önce okuyun! Onlar Kur'ân-ı Kerîm'i sevap kazanmak için değil, dünyalık elde etmek için okurlar."" Bu hadis-i şerîfin aynı mânâdaki bir başka rivâyetini Ebû Dâvûd, ashâb-ı kiramdan Sehl ibni Sa'd radıyallahu anhdan rivâyet etmiştir. Hadis-i şerîfin mânâsı şudur: Adı geçen kimseler Kur'ân-ı Kerîm'i dünya malı karşılığında veya şöhret yahut benzeri bir menfaat elde etmek için okurlar. (Ebû Dâvûd, Salât 134-135, nr. 831.)
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
(Ashab-ı kiramdan) Abdurrahman ibni Şibl el-Ensârî radıyallâhu anhdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'i okuyun. Ama onu geçim vâsıtası yapmayın. Kur'an'ı okumayı ihmal etmeyin. Ona yersiz mânâlar vererek haddi aşmayın (veya: Hep Kur'ân-ı Kerîm ile meşgul olup da diğer ibadetleri ihmal etmeyin). " (Ahmed ibni Hanbel, Müsned, III, 428, 444, nr. 15614, 15756, 15758; Ebû Ya'la el-Mevsıli, Müsned (Esed), III, 88, nr. 1518)
Sayfa 102Kitabı okudu
Ebû Mūsa el-Eş'arî radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Şu üç şey, Allah Teâlâ'ya duyulan saygıdan kaynaklanır: Saçı-sakalı ağarmış Müslüman'a hürmet etmek, Kur'ân-ı Kerîm'i usûlüne uygun okuyan ve ahkâmıyla amel eden Kur'an hafızına ikrâmda bulunmak, Adaletli devlet başkanına saygı göstermek." (Ebû Dâvûd, Edeb 20, nr. 4843)
Abdullah ibni Mes'ûd radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'den bir harf okuyana, bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilakis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir." (Tirmizî, Fezailü'l-Kur'ân 16, nr. 2910.)
. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kur'ân-ı Kerîm'i okuyun ve ağlayın. Şâyet ağlayamıyorsanız, ağlamaya gayret edin. "
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
Sa'd ibni Ubåde radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre, Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir kimse Kur'ân-ı Kerîm'i okur, sonra da unutursa kıyamet gününde Allah Teâlâ'nın huzûruna cüzzâmlı gibi (dişleri dökülmüş, burnu kesilmiş olarak) çıkar. "
Sayfa 124Kitabı okudu
Enes ibni Mâlik radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir kimsenin, mescidi temiz tutmak için oradan çıkarıp attığı çöpe varıncaya kadar ümmetimin kazandığı sevaplar bana göste- rildi. Bana ümmetimin günahları da gösterildi. Bunlar içinde bir kimsenin, Kur'ân-ı Kerîm'den bir sûreyi veya bir âyeti ezberleme nimetine kavuştuktan sonra onu unutmasından daha büyük bir günah görmedim."
Sayfa 124Kitabı okudu
Allah Rasulü bir gün ashabı ile birlikte bulunurken bir kadın yanına gelmiş ve mehirsiz olarak O'nunla evlenmek istediğini bildirmişti. Peygamberimiz [sallallahu aleyhi ve sellem] kadına baktı, sonra tekrar başını önüne eğdi, kadın onun evlenme konusunda bir hükme varmadığını görünce bir kenara oturdu. Sahabeden biri ayağa kalkarak: -
Buhârî, Mevâkîtü's-Salât, 5, Cihâd 1, Edeb 1, Tevhîd 48; Müslim, İmân 137 (85)Kitabı okudu
Enes b. Malik şöyle demiştir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde cehennem ehli olup dünyada en çok nimete mazhar olmuş olan kişi getirilir ve cehennem ateşine bir defacık daldırılır. Sonra 'Ey Âdemoglu! Hiç hayır diye bir şey gördün mü? Hiç nimet diye bir şey sana uğradı mı? ' denilir. O 'Rabbim Allah'a yemin olsun ki hayır ' der. Cennet ehlinden olup dünyada yeryüzü ahalisinin en çok meşakkât çekmiş olanı getirilir. Cennete bir defacık daldırılır ve sonra ona 'Ey Âdemoglu! Hiç sefalet diye bir şey gördün mü? Hiç sıkıntı sana uğradı mı?' denilir. O 'Rabbim Allah'a yemin olsun ki hayır. Kesinlikle bana bedbahtlık uğramadı, hiç bir sıkıntı da görmedim' der." (Müslim, Şıfâtu'l- Münâfikin 55.)
Ebû Mûsă el-Eş'ari radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Şu üç şey, Allah Teâlâ'ya duyulan saygıdan kaynaklanır: Saçı-sakalı ağarmış Müslüman'a hürmet etmek, Kur'ân-ı Kerîm'i usûlüne uygun okuyan ve ahkâmıyla amel eden Kur'an hafızına ikrâmda bulunmak, Adâletli devlet başkanına saygı göstermek."
600 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.