1- Şüphesiz biz onu (Kur'an'ı) Kadir Gecesi'nde indirdik.
2- Kadir gecesinin ne olduğunu sana bildiren nedir?
3- Kadir Gecesi bin Aydan daha hayırlıdır.
4- Melekler ve Ruh/Cebrail, onda Rablerinin izniyle her iş için inerler.
5- O (gece) fecrin doğuşuna kadar bir esenliktir.
Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.
Rabbin, sadece kendisine
kulluk etmenizi, ana babanıza
da iyi davranmanızı kesin bir
şekilde emretti. Onlardan biri
veya her ikisi senin yanında
yaşlanırsa, kendilerine <of!>
bile deme; onları azarlama;
ikisine de güzel söz söyle.
0nları esirgeyerek
alçakgönüllülükle üzerlerine
kanat ger ve: <Rabbim!
Küçüklüğümde onlar beni nasıl
yetiştirmişlerse, şimdi - de sen
onlara (öyle) rahmet et!>
diyerek dua et.
Yer başka bir yer, gökler
de (başka gökler) haline
getirildiği, (insanlar) bir ve
gücüne karşı durulamaz olan
Allah'ın huzuruna çıktıkları
gün (Allah bütün zalimlerin
cezasını verecektir)
19.Doğrusu inkarcılar bir yalanlama içindedirler.
20.Oysa Allah onların arkalarından kuşatmıştır.
21.Şüphesiz o (asılsız saydıkları kitap) şanı yüce bir kur'an'dır;
22.Levh-i mahfüzdadır.
( Kur'an'ın hiçbir zaman tahrif edilemeyeceğini, her dönemde bütün keyfi ilâvelerden, çıkarmalardan ve lafzi değişikliklerden korunacağını ifade eden bir terimdir.)
İnkar edenleri imana çağıran (peygamber) ile inkar edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.
(BAKARA SURESİ)
Âyet (6)!"..Muhakkak o kimseler ki kâfir olmuşlardır, onları korkutsan da, korkutmasan da onlar için müsavîdir, onlar imana gelmezler.
(İZAHI)
"..Yukarıdaki mübârek ayetler, hidâyet ve mutluluğa ulaşan kimseleri bildirmiştir. Bu iki ayeti celile de hidayetten yoksun ve azaba layık olan kötü tabiatlı, şahısların kimlerden ibaret olduğunu göstermiştir. Şöyle ki (Muhakkak o kimseler ki kâfir olmuşlardır.) İmân mutluluğuna erememişlerdir. (Onları) İlâhi azab ile (korkutsan da, korkutmasan da onlar için müsavidir.)\nOnlar yaratılışlarını kötüye kullanan Yüce Yaratıcının varlığına şehadet eden eserleri görmemek için gözlerini kapayan ve üzerlerine düşen vazîfeleri yapmaktan kaçınan inkârcı kimselerdir. Artık onlara verilecek öğütlerin ve yapılacak tehditlerin bir tesîri olamaz. (Onlar imâna gelmezler.) Onlar kendi iradeleri ile işledikleri alçaklığı küfür ve isyanı terk etmezler.\n§ Bu ayeti kerime gösteriyor ki bazı mükelleflere ve muhataplar bakımından bir nasihatın, bir dinî tebliğin bir şerî tehdidin yapılıp yapılmaması müsavidir. Fakat bu tebliğ ve tehdit vazîfesi bunları yapabilecek şahıslar açısından eşit derecede değildir. Belki onlar bu vazîfeyi yine yapmakla sorumludurlar.
Ta ki ilâhî deliller tamam olsun, mükellefler: Biz böyle bizi irşat edecek ve uyaracak kimselerle karşılaşmadık, diye mazeret ileri sürmesinler. Bu sebepledir ki, mübârek peygamberler ve onları takip eden samimi mü’minler dalma insan topluluklarını uyarmaya çalışmışlardır. İsterse o topluluklar bunu kabul etmiş olmasınlar.."
(BAKARA SURESİ)
Âyet (5)!"... İşte onlar kerem sahibi Rableri tarafından bir hidayet üzeredirler. Kurtuluşa erenler de ancak onlardır.."
(İZAHI)!
(İşte onlar) öyle güzel bir imân sahibi olan o takva sâhibi kimseler, (keremi bol Rableri tarafından bir hidâyet) ve mutluluk (üzeredirler.) Onların güzelce sakınmaları kendilerinin böyle büyük bir nîmeteulaşmalarına sebep olmuştur. (Kurtuluşa erenler de ancak onlardır.) Her türlü korkudan, âhirete ait sorumluluktan emin olacak olanlar, onlardan başkası değildir.\nBinaenaleyh bu ilâhî sözler, bütün insanlığa hidâyet, selâmet ve mutluluk yollarını gösteriyor ve insanlığı yüce bir gayeye eriştirecek şeyleri açıkça bildiriyor. Artık bütün insanlık âlemi uyanmalı, bu yüksek ve ilâhî irşattan istifade etmeye çalışmalı değil midir?
(BAKARA SURESİ)
Âyet (4)!..Ve onlar o kimselerdir ki sana indirilmiş ve senden evvel indirilmiş olan kitaplara da iman ederler ve onlar âhirete de kesin olarak inanırlar.."
(İZAHI)!
"..(Ve onlar) o takva sâhibleri (O kimselerdir ki) Rasûlûm! Ey Muhammed aleyhisselâm (sana) yüce katımdan (İndirilmiş) olan Kur’an-ı Kerîme imân ederler.Ve senden evvel) diğer peygamberlere (İndirilmiş olan kitaplara da imân ederler.) Hepsini de tasdik ve tâzimde bulunurlar. (Ve onlar âhirete de) İnanırlar, bir sonsuz mükafat ve cezâ âleminin varlığını da tasdik ederler. Onun varlığına (kesin olarak) İnanırlar.."
"Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın."