Dil bir kelime ağacıdır. Aşılanmış bir meyve ile yabanisi arasında ne derece fark varsa; terbiyeden geçmiş bir dille, terbiye görmemiş bir dil arasında da o kadar fark vardır. Biri bal gibi tatlı, diğeri zehir gibi acıdır.
Dr. Bekir Tok Hamd âlemlerin rabbi; hangimizin daha güzel amel yapacağını ortaya çıkarmak için hayatı ve ölümü yaratan Allah'a,
Salat ve selamda karanlıkların içine ışık saçan bir kandil olarak gönderilen Rasulullah'a olsun..
İnsan köklerine, nereden geldiğine dair ne kadar araştırma ve çalışmalar yapsa da hiç bir bulgu şu kesin ve net
İnsanın konuşması, onun iç dünyasını bize yansıtır. Hatta denilir ki "ağzınızı her açışta başkaları oradan içinizi seyreder." Konuşmalarımız bizi tanıttığı gibi, hâl ve hareketlerimiz, jest ve mimiklerimiz de bizi tanıtır, hem de çok daha ileri boyutta... Öyle ki beden dilinin sırlarını bilenler, bizi bir kitap gibi okuyabilirler. Sözlerimizden iç dünyamıza uzandıkları gibi, davranışlarımızdan da ruhumuzun ta derinlerine inebilirler, söylediklerimizi veya söyleyemediklerimizi de duyabilirler.
Eskiler beden dili yerine hâl dili (lisan-ı hâl) ifadesini kullanırlar, "Lisan-ı hâl, lisan-ı kâlden daha üstündür" diyerek de hâl dilinin konuşma dilinden daha etkili olduğunu anlatırlardı.
Yıllardır Kur'an araştırmaları yapan biri olarak, kutsal kitabımızda beden diliyle alakalı bazı şeyler olduğunu hissediyor, ama bu ölçüde olduğunu da -doğrusu- bilmiyordum. Psikolojide "algıda seçicilik" şeklinde ifade edilen durum ile Kur'anı okuduğumda bu çalışma ortaya çıktı.