Soru: “Tanrı Buyruğu" isimli Kur'ân-ı Kerim tercüme ve tefsiri (yazarı: Ömer Rıza Doğrul) hakkında sormak istiyorum. Bu kitabın başındaki Tanrı" kelimesine zihnim takılıyor. Bir de bu kitap bizde mevcut. Bunu okumakta bir mahzur var midr? Cevap: "Tanrı" kelimesi, ma'bud veya ilâh karşılığında kullanılacak olursa bir mahzur yoktur. "Allah" lâfzının karşılığı olarak kullanılması doğru değildir. Bahsi geçen kitaba gelince, üstâd Hasan Basri Çantay (merhum), Kur'ân-ı Hakim ve Meâl-i Kerim adlı eserin 1. cildinin önsözünün hâşiyesinde şöyle demektedir: "Ömer Rıza Doğrul beyin Tanrı Buyruğu adlı eseri; şekli, tertibi ve tanzimi itibariyle güzeldir. Fakat gerek âyetlerin meâllerinde, gerek bu meâllerin notlarında sayılmayacak derecede hatalar, hatta bazı tahrifler vardır. Eserin "Lahor" daki Ahmediyye: "Kadiyânî" mez- hebi reisi Mevlânâ Mehmet Ali'nin İngilizce yazdığı ve o cemiyetin "İşâa-i İslâm Encümeni"nin bastırdığı tefsirli Kur'ân tercümesinin bir kopyası olduğuna dair merhum "Hamdi Akseki" beyin vaktiyle bize gönderdiği mektup elimizde mahfuzdur. Ahmet Kadiyâní, Ehl-i sünnet dışı ve sapık bir mezhebin mürevvici efkârıdır. Ömer Rıza Doğrul'un ilmi ve şahsı tenkit edilmiştir. Cevat Rıfat Atilhan'n eserlerinde 19 dereceli bir mason olduğu göze çarpmaktadır. Daha fazla yazmaya hacet görmüyorum. Yazılan ile yazarı hakkında bu kadar açklama kâfidir, sanırım.
Sayfa 307Kitabı okudu
Reklam
En'am Suresi
53- Biz, onlardan (insanlardan) kimini kimi ile -(sırf) "Allah (buldu buldu da) aramızdan bunlara, bunların üzerine mi lütfunu layık gördü?" desinler diye- işte böyle imtihan ettik. Allah şükredenleri daha iyi bilen değil mi?
En'am Suresi
32- Dünya hayatı bir oyundan, bir oyalanmadan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise sakınacaklar (takvaya erecekler) için elbet daha hayırlıdır. Hâlâ aklınız başınıza gelmeyecek mi?
En'am Suresi
17- Eğer Allah sana bir belâ dokundurursa onu kendisinden başka hiçbir giderici yoktur. Eğer sana bir hayır (ve nimet) de dokundurursa... İşte O, her şeye hakkıyla kâdirdir. 18- O, kullarının üstünde (eşsiz) kahır (galebe ve tasarruf) sahibidir. O, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyden hakkıyla haberdardır.
Mâide Suresi
105- Ey iman edenler! Siz kendiniz(i düzeltmey)e bakın. Kendiniz doğru yolu bulunca sapanlar size zarar vermez. Hepinizin dönüp varacağı nihayet Allah'tır. Artık O, neler yapıyordunuz, size haber verecektir.
Reklam
Mâide Suresi
11- Ey iman edenler! Allah'ın, üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani bir güruh size ellerini uzatmayı kurmuştu da O, bunların ellerini sizden itip çekmişti. Allah'tan korkun. Müminler ancak Allah'a güvenip dayanmalıdır.
Nisa suresi
175- İşte Allah'a iman edip de O'na sarılanlar (yok mu?) Onları (Allah) kendisinden bir rahmetin ve lütf u inayetin içine sokacak ve onları kendisine (giden) doğru bir yola götürecektir.
Nisa suresi
45- Allah, sizin düşmanlarınızı çok iyi bilendir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter. Hakiki yardımcı olarak da Allah yeter.
Al-i İmran Sûresi
200- Ey iman edenler! Sabır (ve sebat) edin. (Düşmanlarınızla) sabır yarışı edin (onlara galebe çalın. Sınırlarda) nöbet bekleşin (yurdunuzu çiğnetmeyin). Allah'tan korkun. (Bu sayede) felâh bulacağınızı umabilirsiniz.
Reklam
Al-i İmran Sûresi
185- Her can ölümü tadıcıdır. Ecirleriniz (yaptıklarınızın karşılıkları) muhakkak kıyamet günü tastamam verilecektir. (O vakit) kim o ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulursa artık o, muhakkak muradına ermiş olur. (Bu) dünya hayatı aldanma metaından başka (bir şey) değildir.
Al-i İmran Sûresi
172- Kendilerine yara isabet ettikten sonra yine Allah'ın ve peygamberin davetine icabet edenler, (hele) içlerinden iyilik yapanlar ve (fenalıktan) sakınanlar için pek büyük mükâfat vardır.
Al-i İmran Sûresi
160- Allah size yardım ederse artık sizi yenecek yoktur. Sizi yardımsız bırakırsa ondan sonra size yardım edebilecek kimdir? Müminler ancak Allah'a güvenip dayanmalıdır.
Al-i İmran Sûresi
159-(...)Bir kere de azmettin mi artık Allah'a güvenip dayan. Çünkü Allah kendine güvenip dayananları sever.
Bakara Suresi
285- O peygamber de kendisine Rabbinden indirilene iman etti, müminler de. (Onlardan) her biri Allah'a, O'nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandı. "O'nun (Allah'ın) peygamberlerinden hiçbirini diğerlerinin arasından ayırmayız (hepsine inanırız), dinledik (kabul ettik; emrine) itaat ettik. Ey Rabbimiz, mağfiretini (isteriz). Son varış(ımız) ancak Sanadır." dediler. 286- Allah hiçbir kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemez. (Herkesin) kazandığı (hayır) kendi faydasına, yaptığı (şer) kendi zararınadır. "Ey Rabbimiz! Unuttuk, yahut yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme. Ey Rabbimiz! Bizden evvelki (ümmet)lere yüklediğin gibi üstümüze ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Takat getiremeyeceğimizi bize taşıtma. Bizden (sadır olan günahları) sil, bağışla, bizi affet, bizi esirge. Sen mevlâmızsın bizim. Artık kâfirler güruhuna karşı da bize yardım et.
Resim