384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İyiki okudum dediğim kitaplardan oldu ve en'lerim arasına hızlı bir giriş yaptı. Kesinlikle her anne baba okumalı.. Hatta size bu konuda ufak bir önerim var, tabiki öncelikle siz alın ve okuyun.  Sonra hani yeni evlenen yada hamile bir arkadaşınıza,hayırlı olsuna giderken yada bir davete  'aman elim boş gitmeyeyim şuradan bir kilo tatlı yada
Çocuğum Namazla Büyüyor
Çocuğum Namazla BüyüyorRümeysa Küçük Koyuncu · Beka Yayınevi · 2018258 okunma
KUR'AN'LA İLİŞKİMİZ
- Alo Fatma Abla + Efendim canım? - Görümcemin oğlu askeri okul sınavına girecek de bu hafta, cüz dağıtıyoruz bi yardımcı olsan. Kaç tane alabilirsin? + Ya sorun değil de kardeşimin kayınpederi vefat etti geçenlerde inan bende 4 tane var zaten okunacak. Sizin komşu Hatice'ye falan söyleseydin ya. - Söyledim okuyamıyormuş o. 18 tane dağıttık 12 tane kaldı. Ne olur 1 tane olsun yazayım sana. + İyi hadi yaz bakalım ama hemen okuyamam, önce öbürleri var... Hem bak aklıma ne geldi. Eltimin mahallesinde bi kadın varmış okuması çok iyi ve hızlıymış, kırmıyormuş kimseyi de, yalnız durumu biraz sıkışık hani anlarsın ya... - Ya ablam ne demek sen bi konuşuversen, ayrıca sizin gündeki arkadaşlardan veya apartmandan eş dost tanıdıklarından verebileceğin olursa bi bakıver ne olur. Senin karşı komşu Müyesser alır mı acaba bi sorsan. + Canım onu hiç sorma görümcesini kaybetti geçenlerde 10.000 LA HAVLE dağıttı onlar, başını kaldıramıyor. - Tamam Allah senden razı olsun yine de, gelirim ben sana o kadına gideriz + Cümlemizden. İnşaallah delikanlı da kolaylıkla girer okuluna. - İnşallah. Çaya da beklerim bir gün. + İnşallah canım. - Hadi iyi günler. + Sana da abla... BU KİTAP BUNUN İÇİN INMEDI! "And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?" (Kamer/32 meali)
Reklam
Zorunlu Varlık'la ilişkimiz, hayatımızda zorunlu seçimler yapmamızı gerektirir. Bu da insan yaşamının 'kabul' ya da 'red' diyalektiği etrafında örülmesi demektir. Allah'ın insana "Ben sizin Rabbinizim" şeklinde buyurgan bir kipte değil, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" formunda 'kabul' ya da 'red' hakkını muhataba bırakan hitabı, Kur'an-ı Kerim'in, iradesine saygı duyulan ve özgürlüğü kendisine daha baştan hissettirilen bir insan tasavvuru öngördüğüne işaret etmektedir.
Varlık'la ilişkimiz, hayatımızda zorunlu seçimler yapmamızı gerektirir. Bu da insan yaşamının ‘kabul' ya da 'red' diyalektiği etrafında örülmesi demektir. Bu seçimlerin en önemlisi, Allah'ı hayatımızın anlam kaynağı olarak kabul edip etmeme noktasında düğümlenir. Allah'ın insana “Ben sizin Rabbinizim.” şeklinde buyurgan bir kipte değil, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” formunda ‘kabul' ya da 'red' hakkını muhataba bırakan hitabı, Kur'an-ı Kerim'in, iradesine saygı duyulan ve özgürlüğü kendisine daha baştan hissettirilen bir insan tasavvuru öngördüğüne işaret etmektedir.
Kur'ân'la ilişkimiz sadece epistemolojik ve entelektüel bir ilişki olmamalı. Kur'ân, bizim ruhumuza çok farklı menfezlerden, çok boyutlu olarak nüfuz eden bir hidayet, hakikat ve ihya kaynağıdır. Eğer bunu tam olarak idrak eder, bu frekansa tam olarak girerseniz Kur'ân'ın size nereden ve nasıl nüfuz ettiğini ve duygu, düşünce ve davranış dünyanızı nasıl değiştirdiğini görürsünüz. Kur'ân insana derisinden bile nüfuz eder: "Rablerinden korkanların onun etkisiyle tüyleri ürperir." (Zümer, 23) Rablerinden korkan kimselerin derilerinin bile Kur'ân'dan nasibi vardır. Derin bile Kur'ân'dan hissedar olur, yumuşacık olur. Kur'ân'ın inanılmaz çok yönlü fonksiyonları vardır. Okuduğun zaman sadece gözünden akmaz gönlüne, dinlediğin zaman sadece kulağından inmez kalbine, düşündüğün zaman sadece aklından nüfuz etmez içine, çok yönlü olarak bilmediğimiz çok nice faydaları vardır Kur'ân'ın. Kur'ân'la kurulan bu çok yönlü samimi, sahici ve kalıcı temasın sonunda Kur'an'ı içinde, iliklerinde hissedilebilirsin. Bu hissiyata ermek ve bunu muhafaza etmek Peygamberimizin en büyük sünnetlerinden biridir. (Bakara, 97) "Kur'ân'ı senin kalbine indiren O'dur." Yani Kur'ân'la Peygamberimiz arasındaki ilişkide bizim için en büyük cümle şudur: Vahiy Peygamberimizin kalbine inmiştir. Bizim için en büyük ödev de Kur'ân'ı kalbimize, gönül dünyamıza indirebilmek, ruhumuzda bir yer tutmasını sağlayabilmektir.
Sayfa 65
Kur'an'la kurulacak ilişkide temel amaç onun anlaşılması ve uygulanmasıdır. Bu itibarla ehli Kur'an, hafız olmasa da, onu öğreten ve pratik hayatında gereklerini yerine getirendir. Hafız olup tevcidi iyi olsa da, manasını anlamayan ve gereğini yerine getirmeyenler bu payeye erişemezler. Kur'an'ın manası anlaşılmayınca, onunla olan ilişkimiz çarpık bir boyut kazandı. Artık rahmet ve şifa dolu ayetlerinden istifade edemez bir hale geldik. Ayetlerin anlamını kavrayıp uygulamak yerine, Kur'anı sadece ölülerimiz için bir dua, hastalarımız için de bir şifa kitabı olarak görmeye başladık.
Reklam
Gayret etmemiz lazım. Allah Resulü'nün bizim omuzlarımıza bıraktığı her sorumluluğu, her vebali en derinden hissetmemiz lazım. Sadece kendimizi mamur kılmak için değildir Kur'ân'la olan ilişkimiz, aynı zamanda cihanı mamur kılmak için, sadece mamur olmak için değil, mimar olmak için.
Kur'ân'la aramızdaki ilişkinin ikinci boyutu, sürekli olarak hidayete muhtaç oluşumuzdur. Bu, vücudumuzun suyla olan ilişkisi gibidir. "Daha dün su içtim, bugün ihtiyacım yok." diyemeyiz. Çünkü vücudumuzun işleyiş biçimi suya duyduğumuz ihtiyacı zorunlu kılar. Kur'ân'la olan ilişkimiz suyla olan ilişkimiz gibidir. اهْدِنَا الصِّرَاطَ المُسْتَقِيمَ Bizi doğru yola ilet.” diyoruz Ayeti su ile kurduğumuz ilişki bağlamında "Tekrar su içmemiz izin ver, tekrar susadık; bizi tekrar hidayete eriştir." şeklinde anlayabiliriz. Hidayet ve susuzluk arasında çok yakın bir bağ vardır.
Kurânla aramızdaki lişkinin ikinci boyutu, sürekli olarak hidayete muhtaç oluşumuzdur. Bu, vücudumuzun suyla olan ilişkisi gibidir. muhtaç "Daha dün su içtim, bugün ihtiyacım yok." diyemeyiz. Çünkü vücudumuzun işleyiş biçimi suya duyduğumuz ihtiyacı zorunlu kılar. Kur'ân'la olan ilişkimiz suyla olan ilişkimiz gibidir. Susuzluğumuz bizi birakmaz. Her saat başı su içmemiz gerekir. Su yada içinde su olan bir meyve, sulu bir yemek; su, sıvı hep hayatımızdadır. Bunun gibi her saat başı kalbimizdeki susuzluğu gidermeye de ihtiyacımız vardır. Su gibi olan vahiy, Kurán'ın ta kendisidir.
Sayfa 33 - TimaşKitabı okudu
Kur'an'la ilişkimiz, " Kur'an bize ne söyler?" den önce, "Kur'an neyimiz olur?" sorusu üzerinden geliştirmemiz gerekiyor. Bize biri bir şey söylediğinde, söyleyenin ne söylediğinden önce kim olduğuna bakmaz mıyız? Beni babam uyarıyorsa başka, sokaktaki adam uyarıyorsa başka... Sevdiğim sitem ederse bana, elim ayağım çözülür, titrerim. Hiç ilgilenmediğim biri sitem ederse, hiç alınmam, zerrece kıpırdamam.
Reklam
Kur'an'la olan ilişkimiz suyla olan ilişkimiz gibidir. Susuzluğumuz bizi bırakmaz. Su gibi olan vahiy Kur'an'ın ta kendisidir.
Kur'ân'la aramızdaki ilişkinin ikinci boyutu, sürekli olarak hidayete muhtaç oluşumuzdur. Bu, vücudumuzun suyla olan ilişkisi gibidir. "Daha dün su içtim, bugün ihtiyacım yok." diyemeyiz. Çünkü vücudumuzun işleyiş biçimi suya duyduğumuz ihtiyacı zorunlu kılar. Kur'ân'la olan ilişkimiz suyla olan ilişkimiz gibidir. Susuzluğumuz bizi bırakmaz.
Peygamber Efendimiz (sav) vahyi bir ipe benzetir. Bu ip ne yapar? Allah'tan uzak kalmış ve tekrar Allah'la bağlantı kurmayı bekleyen içimizdeki ruhu Allah'a bağlar. Allah'la olan ilişkimiz anlatılırken Kur'ân'da tasvir edilen sahne bu- dur. Vahiy, insanı bir zamanlar çok yakınında bulunduğu Yaratanına tekrar kavuşturur.
Kur'ân'la olan ilişkimiz suyla olan ilişkimiz gibidir. Susuzluğumuz bizi bırakmaz
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.