Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gerçeği söylemedim çünkü gerçek acı veriyordu. Gerçek her zaman en üstün ideal olmuyor . Bazen acının sizi sevenlere bulaşmasını önlemek için kurban edilmek gerekiyor . Çocuklar bile bunu sezgisel olarak biliyor ..
Ey azmi gevşek olan kimse! Neredesin?! Bu yolda Adem çok yoruldu. Nuh bu sebeple ağladı. Halil ateşe atıldı, İsmail kurban edilmek için yatırıldı. Yusuf oldukça düşük bir pahaya satıldı ve senelerce hapiste kaldı. Zekeriya ise testereyle ikiye biçildi. Yahya da ablukaya alınıp kesildi. Eyüb'e sıkıntı ve hastalık isabet etti. Davud'un ağlamaları ise oldukça çoğaldı. İsa ise, silahsız olarak kaçmak zorunda kaldı ve Hz. Muhammed'e (sallallahu aleyhi ve sellem) her türlü eziyet ve fakirlik dokundu. Öyleyse oyun ve eğlenceye sen hala devam mı edeceksin?!
İbni Kayyim El Cevziyye
İbni Kayyim El Cevziyye
Reklam
Demek siz insanlar beni de kurban ettiniz sonunda oysa ben bütün ömrümce bu duruma düşmemeye uğraşmıştım. Hiç hoş değil kurban edilmek. Hasımlarına çok fazla onur payı tanıyor.
Sayfa 493 - Plato Film YayınlarıKitabı okudu
Bu hayatta herkesin bir işlevi var, etinki kurban edilmek ve yenmek.
Sayfa 70 - Çınar yayınlarıKitabı okudu
288 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
İyi Aile Yoktur
Çocuk yetiştirmede kendimizi ve anne - babamızla olan ilişkimizi eleştirmemizi sağlayan bir kitaptı. Annenin sadece anne olduğu için kutsal biriymiş davranılması bana da yanlış gelen bir öğretidir. O çocuk doğmayı kendisi istemedi ya da dünyaya gelecekmisin diye sorulmadı. Ailenin bizim olmamızı istermisin diye sorulmadı. Onu biz istedik biz dünyaya getirdik. Bunun için bizim ona şükran borcumuz varken, onun bizi kutsamamızı bekleyemeyiz. Kitapta katılmadığım noktalardan bir tanesi. Hz. İbrahim 'in oğlu İsmail kurban etmek üzere olduğunda gökten bir koç indirip Allah tarafından bunun kurban edilmesinin istenmesi. Orada bir teslimiyet örneği var. Verilmek istenen mesaj çok farklı. Kitapta çocuk zayıf halka o yüzden o kurban edilmek istenmiştir algısı kurana aykırı bir düşünce yapısıdır. Kitap genel olarak anneliğime ve annelik yolculuğuma katkı sağlamıştır.
İyi Aile Yoktur
İyi Aile YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20186bin okunma
Yalnız başına kurban olunmaz. Kendini kurban eden her bireyin arkasında, görüşleri sorulmadan onunla birlikte kurban edilmek için bekleyen başka insanlar durur. Onlar halkın iyiliğini ister, ama halkı sevmezler. Kimseyi sevmezler, kendilerini bile.
Sayfa 234 - İthakiKitabı okudu
Reklam
Aile varolmak istiyor. Sen yok edilirsen, aşık olma olasılığın yok edilirse, bunun bir önemi yok: aile için kurban edilmek zorundasın. Eğer bir evlilik ayarlanmışsa, o zaman aileler birleşebilir. Eğer evlilik ayarlanmışsa, bu ailede yüz kişi bile yaşayabilir. Ama eğer bir oğlan ya da bir kız birine aşık olursa, o zaman kendilerinden oluşma bir dünya oluyorlar.
İktidardaki insanlar düşmanlarını ortadan kaldırmak, sorun çıkaranları caydırmak ya da nelere kadir olduklarını göstermek için öldürüyorlar. Ama kimseye zararı dokunmayan çocukları kurban etmek, savaşa girişip kurban edilecek esirler almak ya da çocukluktan itibaren kaderi kurban edilmek olan bir kast yetiştirmek türünden uygulamaların iktidarda kalmak için maliyet etkin yöntemler olduğunu söylemek hayli zor. Siyaset bilimci James Payne derin bir kavrayışla zorun tarihini ele aldığı bir kitapta, kendi yaşamlarında acı ve ölümle çok iç içe yaşadıkları için eski insanların başkalarının yaşamına fazla değer vermediklerini belirtiyor. Bu da, bedeli başkalarının yaşamı olsa bile, kendilerine bir avantaj sağlama olasılığı bulunan bütün uygulamalarda eşiği alçak tutmaları anlamına geliyor. İnsanların çoğu gibi, eski insanlar da tanrılara inandılarsa, insanların kurban edilme pekâlâ kendilerine bu avantajı sağlayacak bir sunu olarak ele alınabilir. "Onların ilkel dünyası, bu gibi tehlikelerle, acılarla ve veba salgını, açlık ve savaş gibi berbat sürprizlerle doluydu. Doğal olarak kendilerine, 'Böyle bir dünyayı nasıl bir tanrı yaratmış olabilir?' sorusunu soruyorlardı. Buna verdikleri inandırıcı yanıtlar dan biri şu olabilir: bu sadist bir tanrı; insanlardan kan aktığını, onların acı çektiklerini görmekten zevk alıyor." Bunun sonucunda da, eğer bu tanrıların her gün biraz insan kanı almaları gerekiyorsa, neden onlardan önce davranmayalım diye düşünmüş olabilirler. Benimkini alacağına onu veririm.
Sayfa 159Kitabı okudu
İsrailoğulları çocukların değil, yalnızca koyun ve sığırların kesilmesini talep ettiği için, kendi tanrılarının komşu kabilelerin tanrılarına üstün olduğunu söyleyerek övünüyorlardı. Ama o zamanlar çocukların kurban edilmesi baştan çıkarıcı bir şey olmalı ki, İsrailoğulları Levililer 18:21'de onu yasaklamayı uygun görmüşler: "İlah Molek'e ateşte kurban edilmek üzere çocuklarından hiçbirini vermeyeceksin. Tanrı'nın adına leke getirmeyeceksin." Onların soyundan gelenler yüzyıllar boyunca geleneğe geri dönenlere karşı önlemler almak zorunda kalmış olmalılar. MÖ 7. yüzyılda Kral Yoşiya “kimse oğlunu ya da kızını ilah Molek için ateşte kurban etmesin diye" Tofet'teki kurban alanını kirletecekti. İnsan kurban etme geleneği Babil'den dönüşlerinden sonra Yahudiler arasında yok oldu, ama onlardan kopan tarikatlardan biri tarafından bir ideal olarak devam ettirilecekti. Tanrı'nın, insanlığın geri kalanını daha kötü bir kadere mahkum etmemesi karşılığında masum bir adamın işkenceyle kurban edilmesini kabul ettiğine inanan bu tarikatın adı Hıristiyanlık.
Sayfa 158Kitabı okudu
Ölmek bir şey değildi. Bu ölümlerde gururdan şerefe kadar insanı saran bir mükafat vardı. Fakat insan önce ölmesini bilmeliydi. Ölmek kurban edilmek, kurban olmak değildi. Hele kurban etmek hiç olmamalıydı. İşte bunlar günahtı.
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Bir baskı aracı ve ideolojik aygıt olarak devlet – 2 Özgürlüğü elde edemezsiniz özgürlük olabilirsiniz ancak Nietzshche, devlet kavramı hakkında “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı kitabında şunları söyler: ”Devlet diyorum, herkesin, iyilerin ve kötülerin zehir içtiği o yer. Devlet… İyilerin ve kötülerin, herkesin kendini kaybettiği
*Orestes : Agamemnon'la Klytaimestra'nın oğlu. Orestes, Atreusoğullarının zincirleme suçlarını anasını öldürmekle sürdürür, ama tanrı lanetini de kendi dramıyla sona erdirir. Ana kanı döker dökmez öç perileri Erinysler Orestes'in peşine takılırlar. Orestes Tauris'e gider ve orada kız kardeşi İphigeneia ile buluşur. Orestes'le Pylades Tauris'e varınca tanrıça ya kurban edilmek üzere tutuklanırlar. Ülkenin kralı Thoas onları Artemis tanrıçanın rahibesine teslim eder, bu rahibe de İphigeneia'dır. İki kardeş birbirlerini tanırlar, İphigeneia onları kurtarmaya ve Artemis heykelini de alıp onlarla kaçmaya karar verir.
Sayfa 229 - Remzi Kitabevi - OrestesKitabı okudu
Kahretsin! Bu acı verici. Yaşam tarafından kurban edilmek yeterince kötü; kendini yalan söylerken ve aldatırken izlemek ise daha da kötü.
Sayfa 150Kitabı okudu
Aztekler, köken olarak, 13. yüzyılın ortalarında Meksika Vadisine ulaşmış, sınırlı tarım bilgisine sahip avcı-toplayıcı bir halktı. Bölge, (...) Teotihuacan ve Maya uygarlıklarının mirasçısı olan ve Aztekleri egemenlikleri altına alarak onlara işlemek üzere en verimsiz toprakları bırakan birkaç şehir devleti tarafından zaten işgal edilmişti. Bununla birlikte Aztekler uzun süre boyunduruk altında kalmadılar. Ürünlerinin miktarını muazzam bir şekilde artırmalarına olanak veren teknolojik bir atılım -göller üzerindeki yapay adalarda (chinampas) tarım- yapmışlardı ve entansif tarıma geçilmesini, toplumun geri kalan kısmını zorla çalıştıran aristokratik bir sınıfın ortaya çıkması izlemişti. Bu aristokrasi, yalnızca Aztek alt sınıflarını sömürmekle tatmin olmuyordu. Kısa süre sonra Meksika Vadisi'nin egemenliğini ele geçirmek için öteki şehir devletleriyle savaşmaya başladı ve sonra da güneye, bugün Guatemala olan bölgeye yayılan bir imparatorluk kurmaya girişti. Yeni militarist yönetici sınıfın ortaya çıkışına askeri bir ideolojinin gelişmesi eşlik etti. Bu ideoloji, şiddet yolunda ölenlere ebedî bir hayat sunan ama günlük yolculuğunu sürdürebilmesi için sürekli insan kanıyla beslenmesi gereken, Azteklerin eski kabile tanrısı, Huitzilopochtli'ye, arı kuşuna, tapınma esasına dayanıyordu. Bu dinin ana törenlerinden biri savaş esirlerinin kurban edilmesiydi ve tabi olan halklar Azteklere, maddi haracın yanı sıra kurban edilmek üzere bir- kaç kadın ve çocuk vermek zorundaydılar.
Sayfa 170Kitabı okudu
442 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.