Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Küreselleşme ile birlikte hesaplanabilirlik, sayılabilirlik gibi nicel verilerin ön plana çıkması annelik ile ilgili karar süreçlerine de sirayet etmiştir. Şöyle ki, kadınların doğum yapacağı tarihi eşiyle müzakere etmesi ve burç takvimine göre çocuğun doğum tarihini belirlemesi, mevsimlere bakarak hangi mevsimde doğum yapmanın iyi olacağına karar vermesi, iş ve askerlik gibi mevzuları dikkate alarak askere gidip-dönme ve işyerinde kariyer yapma durumuna göre çocuk sahibi olmayı erteleme ve sonrası için bir takvim belirleme bunlardan sadece birkaçıdır. Kadınlar artık geleneksel toplumsal yapılardaki hazırlıksız ve hesap etmeden anne olmalarının aksine rasyonelleşmiş hesaplanabilirlik ve ölçülebilirlik noktasında “planlı anne olmayı tercih etmektedirler. Bu günümüz kadınlar açısından görece zor bir durumdur. dergipark.org.tr/tr/download/art...
21.yüzyıla Girerken Dünya İslam Cemaati ve Küreselleşme Boyutu-M.Naim Karaman. Hz.Akşemseddin Vakfı, 1997 Kitaptan Alıntılar; islamikitapozet.blogspot.com/2024/04/dunya-i...
Reklam
Küreselleşme, Pleblik?
Ulusal devletlerin üniter yapısını bozmaya yönelik yapılan çalışmalar neticelerini vermeye başladı. Kadim bir geçmişe sahip olan ulusların istiklal ve istikbali artık tehlikeye girmiştir. Küreselleşme ile birlikte ulusal sınırlar aşılmış, buna müteakip ulusların; kültürel, dilsel, inançsal ve yaşamsal formları bozulmaya başlamıştır. Bu değerlerin bozulması ile birlikte ulusu var eden her değer yok olacağı için istikbalde karanlık bir yok oluşa maruz kalacaktır. Yalıtılmış etnik kökenleri farklı etnik uluslarla kaynaştırıp, bir avuç sermaye sahibine köle yapmak ana plandır. Böylelikle ulusları var eden homojen yapı bozulacaktır. Ulusal olmayan ve en ufak politik hatalarda üniter yapıları parçalanmaya götürecek olan bu politikaya boyun eğmemek gerekmektedir. F. Petrosa, Devlet Yönetim Sistemleri Üzerine.
80'den sonra Türk solu, Türk milliyetçiliği protesto kültürünü kaybetmiştir, İslamcılar, kürt siyasi hareketi önemli bir protesto kültürüne sahip olmuştur, özellikle geziden sonra muktedir olmanın getirisi ile 28 şubatın acı hatırasından başka bir şeyi kalmayan, muhazafazakarlaşıp değiştirmek istedikleri düzene adapte olan islami kesim, sağ kesim kendi içlerinden çıkan marjinaller ve komşu mahallede ki grupları din, devlet, düşmanı, dış güçlerin piyonu, vs olarak görüp özellikle yükselen sağ, göçmen sorunu, ekonomik kriz, dış politikada'ki sorunları vs görmezden gelip kötünün iyisi, tanrıya olabildiğince yakın, lider kültü, post Truth çağına uygun olarak dezenformasyon ile protesto, eleştiri kültürünü kaybetmiştir, istisnalar hariç, Marjinal sol gruplar, kürt siyasi hareketi protesto, değişim taleplerini, eylem, bombalı eylemler, programlı saldırılar ile kendilerini hala gösterme arzusunda, büyük anlatıların yok olduğu iddiası, liberalizmin /kapitalizmin zaferi iddiası, sscb'nin yıkılışı, Ulus devletlerin çatırdaması, küreselleşme, Arap baharı, sekülerleşme - kuşaklar arası çatışma derken, post İslamcılık ya da laik İslam dediğimiz şeyin eleştiri olmadan var olması İddiası bir ironi haline geldi! bir terör eyleminin yarattığı etki bir kitabın yazılmasından daha etkili hale geldiği bir dünya'da birkaç eleştiri yapmanın toplum tarafından bir terör saldırısı ile eş değer görmesi büyük bir ironi, peki gerçekten İslamcılar kitap okuyur mu? -insanın yaşam hakkı herşeyden ötedir...
"bir taraftan Dünya ile entegre olmak ve modernleşmek adına kendi varlığına sırtını dönmek öte tarafta kendi olmak adına her şeyi ötekileştirmek ve küçük milliyetçiliklere hapsolmak Türk modernleşmesinin sağ ve sol versiyonlarının ürettiği bir sonuçtur küreselleşme ve çoğun moderni de canlı Türkiye büyüklerinden kurtulmaya çalışmaktadır"
Akıl ve Erdem  Türkiye 'nin Toplumsal Muhayyilesi
Akıl ve Erdem Türkiye 'nin Toplumsal Muhayyilesi
Küreselleşme döneminde üretim ve tüketim son derece artmıştır. Burada tüketilen yalnızca maddi mallar ve metalar değil, doğal kaynaklar ve insanlıktır.
Ceyda Ilgaz Büyükbaykal
Ceyda Ilgaz Büyükbaykal
Reklam
insanlara otomatikleşmiş bir şekilde bakılması gerekiyor, duygusal veya ruhsal ihtiyaçları olmayan varlıklar. Küreselleşme ve küresel materyalizm dünya genelinde yayıldıkça otoimmün hastalıklarda yayılmakta.. Araştırmalar hücrede neyin yanlış olduğuna odaklanır veya anormal hücreleri nasıl öldüreceğinizi araştırır. Dolayısıyla tedavi biyolojik düzlemle sınırlıdır. Ya keseriz, ya zehirleriz yada yakarız.. çoğu kronik hastalık, kişinin uyum sağlamak için olumsuz cevapları bastırdığında vücudun olumsuz cevap vermesinin bir yoludur.. Hastalığı ne olarak gördüğümüzden nasıl karşıladığımızdan ziyade bize öğrettiği şey nedir..? Bu iyileşme sürecinin bir parçası olarak aslında kendimize bunun hayatım ve ilişkilerim hakkında ne anlama geldiği sorusudur..? Bize ne öğretiyor..? Travmanın Bilgeliği - Belgesel
Gerçek nedir? Ya da gerçek gerçek midir? Bu soru tarihsel olarak filozofların yanıt aradığı en önemli sorulardan birisidir. İnsanların çoğu aslında toplumsal yaşam içerisinde gerçeği aramazlar, daha doğrusu gerçek diye bir sorunları yoktur. Çünkü çoğu zaman gerçeğe ulaşma çabası riskli ve tehlikelidir. Bu yüzden sistem tarafından kendilerine
Bir düğüne gidip kürt sekülerleşmesi üzerine birşeyler okudum geçenlerde, çünkü sosyoloji, politika, post kolonyalizm, kültür, küreselleşme, vs vs üzerine muazzam bir saha yeri idi, tabi normalde kitap okumayan ben camiye giden bir oryantalist gibi hissetmiştim, düğünlerden nefret ederken, kahtada bir düğünde dans eden gelin, damat, erik dalı şarkısından sonra entelektüel kaygılar içerisine girdim tabi, salt mesele o değildi çünkü idilde farklı birşey yapmak bana zevkli geldi:)
Küreselleşme
"Eşyadan yana zengin, insandan yana fakir bir dönemdeyiz."
Reklam
Küreselleşme
"Eşyadan yana zengin, insandan yana fakir bir dönemdeyiz."
Mehmet Dinç
Mehmet Dinç
hafiften esen bir rüzgar, çıldırmak üzere olan bir kadın, yanında üç bilemedin dört elma olan bir çocuk, birden bastıran baş ağrısı, hayattan umudunu kesmiş 20'lerinde bir hayat kadını, aptal bir yayınevinden bir dostoyevski romanı havasında kaotik bir hava, yeni Suriyeden gelmiş 17 yaşında bir kız çocuğununun renkli işlemeli elbisesine gelen hayranlık duyan bakışlar, 42 yaşında tek başına samatyada yaşayan aptal bir yazarın boktan zihninde bunlar varken, televizyonda enflasyonla mücadele için bir ekonomistin kahrolsun küreselleşme ve kapitalizm sözleri...
BİR KÜRT TÜRKÇEYİ NASIL KONUŞMALI? Evet, nasıl konuşmalı? Aksanlı, şivesini koruyarak, kendi kimlik ve kültüründen tını, zenginlik ve bahisler katarak mı konuşmalı yoksa “İstanbul Türkçesi” adıyla standardize edilen gramatik bakımdan doğru, kelime dağarcığı açısından zengin ve ifade gücü bağlamında kuvvetli bir biçimde mi? Dicle’nin bir köyünde
305 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.