Ümmü Cemil'le ilgili bir hadise ise şöyledir: Resül-i Ekrem (a.s.m.), Safa tepesinde ilk olarak, Kureyş'e açıktan İlahi davette bulunurken, kocası Ebû Leheb, Peygamberimize çıkışmış, hatta hakaret etmiş, "Helâk olasıca! Bizi bunun için mi buraya çağırdın?" demek küstahlığında bulunmuş ve Efendimize doğru, yerden kaldırdığı bir taşı savurmuştu. Bunun üzerine Cenab-ı Hak, Tebbet Suresi'ni inzal buyurmuştu. Sure, Ebu Leheb ve karısının çirkin davranışlarını ve âkıbetlerini mevzu ediyordu.
"Kureyşin alışkanlıkları için, kışın Yemen'e ve yazın Şam'a göç etmeğe ülfet ettirdikleri için bu beytin Rabbine ibadet etsinler ki, onları açlıktan kurtarıp doyurdu ve korkudan emin kıldı."
Ateş'in Dursun' a gönderdiği yazının Dursun'ca kırpılmamış hali
Kitabının 263-268 nci sayfalarında Turan Dursun, benim yazdığım bir mektuptan söz ediyor. 2000 e Doğru Dergisinin, 11 Mart 1990 tarihli ve 11 sayılı nüshasında yayinladığı, Ayın yarılması ile ilgili
ayeti ele alarak "Kur'ân'da Bilim Dişı şeyler bulunduğu"nu iddiâ eden
yazısı üzerine, bir cevap hazırlayıp Dergiye gönderdim -kendine değil-
36. Allah kuluna kâfi değil mi? Öyleyken onlar kalkmış seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah kimi şaşırtırsa artık ona doğru yolu gösterecek yoktur.
[Tefsirlerde belirtildiğine göre Kureyş putperestleri, Hz. Peygamber'e, "Sen putlarımız hakkında kötü sözler söylüyorsun ama biz putlarımızın seni çarpmasından, hastalandırmasından kaygı duyuyoruz" diyerek akıllarınca onu korkutmaya çalışırlardı. 36. âyette bu tür inançların birer sapkınlık alâmeti olduğu bildirilmiştir.]