Kurnazlık kısa görüşlüdür: Burnunun ucunu iyi görür fakat çoğu kez insanı başkaları için hazırladığı tuzağa düşürür. Tıpkı bozuk para gibi onunla büyük şeyler satın alınmaz.
Tek solukta kesintisiz okunacak bir eser.
Haksızlık, sitem, dua, güç, merhamet, kin, öfke, aşk, vicdan..
Pek çok duyguyu aynı anda yaşayacağınız harika bir mini kitap.
"Ulu Tanrım, kalbim seninle konuşmak için içimde bir su gibi akıyor ama sen bu yüreği korkuyla dolduruyorsun oysa korksam da dua etmem için bana ağız verdin. Bana ne bilgelik ne de kurnazlık bahşettin, senin öfkeni nasıl dindireceğimi bile bilmiyorum. Ama sen ne diyeceğimi biliyorsun, çünkü daha sözcükler dudaklarımdan dökülmeden sen onların ne olduklarını zaten biliyorsun ve tüm yaptıklarımızı görüyorsun. Yine de o zavallı günahkarlar için sana dua edeceğim."
Çünkü Türkiye, yıllar önce bir yazarın söylemiş olduğu gibi bir "orta zekâlılar cenneti"ydi. İleri zekâ da, geri zekâ kadar tehlikeliydi bu ülkede. Ama zekâ için geçerliydi bu durum; kurnazlık için değil elbette. Kurnazların yolu sonuna kadar açıktı.
Dinler tarihinin öğrettiği odur ki, kendilerini tanrı elçisi olarak kabul ettiren kişiler,belli bir inancı ve yaşam tarzını kabul ettirebilmek için, bir yandan cehennem tehditleriyle insanları korkuturken, diğer yandan da cennet vaatleriyle mükafatlandırmayı uygun bir siyaset ve daha doğrusu kurnazlık saymışlardır.